 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1980/820
K: 1980/695
T: 31.01.1980
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı Şufa davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şufalı payın davacı adına tescili isteminden ibarettir. Mahkemece ret kararı verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz malın paydaşlarından A.E.'nin payını 30.9.1971 tarihinde davalı A.B.'a satışı nedeniyle davacı Md.D., bir aylık hak düşürücü süre içerisinde 27.10.1971 tarihinde davalı aleyhine şufa davası açmıştır. Davanın açılmasından sonra mahalli mahkemece verilen ilk kararın bozma kararında belirtildiği gibi davalı A., A.E.'den aldığı payın bir kısmını adına ipka ederek, bir kısım payını M.B.'e satmıştır. Daha sonra da davalı A.B. kendi adına kalan payı oğlu M'ye hibe etmiş, M.'de bu payları 12.2.1974 tarihinde A.K. ve Y.'na hibe etmiş ve adı geçenlerden Y. da payını N, A.E. ve A.A. adındaki kimselere temlik eylemiştir. Kayda değer ki, dava konusu payın bir silsile halinde muhtelif kimselere hibe ve temliki yapılan işlemlerin kötü niyetle yapıldığını göstermektedir. Kaldı ki, davacı M., davalı A. aleyhine süresinde şufa davası açmakla hakkını kullanmıştır. Dava açıldıktan sonra, yukarıda belirtildiği gibi dava konusu pay, muhtelif kimselerin mülkiyetine geçirilmiş ve davacı son malikler aleyhine davasını tevcih etmiştir. Bu durumda son malikler iyi niyetle iktisap etmiş olsalar dahi, iyi niyetleri davacının süresinde kullandığı şufa hakkını ortadan kaldırmaz. Mahkemenin payı son olarak iktisap eden kimselerin iyi niyetli oldukları ve binaenaleyh, bunlar hakkında şufa davası açılamayacağı yolundaki görüşü, tümü ile yersiz ve isabetsizdir.
Şufa davası açıldıktan sonra, meşfu pay davalı tarafından başkalarına temlik edilir ise, temellük eden kimsenin iyi veya kötü niyetli olması, sadece ödenilecek bedelin miktarının tesbiti için incelenir. Daha açık bir ifade ile dava konusu pay, mutlaka iptal edilerek davacı adına tescil edilecektir. Ancak devralan kimse kötü niyetle devralmış ise, davacı ancak ilk satış bedelini ödemekle yükümlüdür. İyi niyetle temellük edilmiş ise, yine davacı lehine pay kaydının iptaline karar verilir. Fakat bu kez davacı devredilen bedeli ödemekle yükümlü olur.
Mahkemenin belirtilen konularda zuhul ederek ve meşfu payı temellük eden kimselerin iyi niyetli olduklarından sözetmek suretiyle, verdiği karar isabetsizdir ve bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmünün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) 31.1.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.