 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1980/7228
K: 1980/7397
T: 14.07.1980
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan alacak davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, 23 yıllık hizmeti sonunda İstanbul Bankası'ndaki vazifesinden 31.3.1978 tarihinde emekli oluduğunu ve İstanbul bankası Personeli Sosyal Sigorta Sandığı Vakıf Senedinin 3. maddesi gereğince, üyelerin 506 sayılı Kanunun maddelerinde yapılacak bilcümle tadillerin lehte olanlarından yararlanılacağı hükmünün bulunduğunu ve eskiden emeklilik yaşı 30 sene iken bu defa kadınlar için 20 seneye indirildiğini ve kendilerinin 506 sayılı Kanunun getirdiği bu hükme uyarak 23 senede emekli olduklarını ve Vakıf Senedinin 89. maddesince 12 maaş ikramiyeye hak kazandıklarını ve davalı sandığın ihtara rağmen bu haklarının tanımadıklarını bildirerek son aldıkları brüt maaş 7675 lira üzerinden 12 maaş tutarı 92.100 liranın davalı sandıktan tahsilini istemiştir.
Davalı sandık ise 506 sayılı Kanunla hak kazanılan yardımlar Vakıf Statüsüne göre yapılan yardımlardan üsüne sandıkca karşılanacağını ancak bu yardımların 506 sayılı Kanunun 12, 32, 33, 43, 52, 53, 59, 65. maddelerinede yazılı yardımlar bulunduğunu Vakıf Senedinin 89. maddesine zikredilen ikramiyenin istisnai bir yardım olup kanunda bulunmadığından bu yardımlara dahil olmadığını ve davacıya bu nedenle ödeme yapılamaycağını savunmuştur.
Mahkemece bilirkişi tetkikatı yaptırılarak, tahsili gerekeceği hakkında alınan mütalaaya istisnaden telebin kabulüne karar verilmiş ve hüküm davalı sandık vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacının İstanbul Bankası personeli Sosyal Sigortalar sandığında üye bulunduğundan 23 sene hizmetten sonra emekli olduğunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Davacı 506 sayılı Kanunla kadınların 25 senede değil 20 senede emekli olma haklarının tanındığının ve sandık statüsünün 3. maddesi delalesiyle 89. maddesi gereğince 12 aylık maaş tutarı 92.100 liranın kendisine verilmesi gerektiğini iddia etmektedir. Sandık vakıf senedinin yardımlarının Sosyal Sigortalar Kanununa göre sağlananlardan aşağı olamıyacağı başlığını taşıyan 3. maddesinde aynen (iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malullük, yaşlılık ve ölüm) hallerinde üyelerle aile fertlerine;
a) Bu statüye göre yardımı hak kazanılmamasına muhalif 506 sayılı SSK. ile ek ve tadillerine ve mezkur kanun gereğince yürürlüğe konulacak tüzüklerde belirtilen sigortalılık ve süre ve durumuna ve yardıma hak kazanma, esaslarına göre yapılması hak kazanılan her türlü yardımlar.
b) a fıkrasında sözü edilen kanun ve tüzüklerden belirtilen sigortalılık süre ve durumuna ve hak kazanma esaslarına göre yapılmasına hak kazanılan yardımlar bu satüye göre yapılmasına hak kazanılan yardımlardan üstün olduğu taktirde bu statü gösterilen yardımlar yerine 506 sayılı Kanun ile ek ve tadillerine ve tüzüklerine göre yapılmasına hak kazanılan her türlü yardımlar sandıkça aynen sağlanır. 506 sayılı Kanun ek ve tadillere ve tüzükleri ile bu vakıf senedi hükümleri arasında çelişme olursa bu vakıf senedi ile 506 sayılı Kanun ve ek ve tadilleri ve tüzüklerinden üye lehine olan hükümler uygulanır) denilmektedir. Maddenin başlığında belirtildiği üzere üye lehine uygulanacak olan yardımlar 506 sayılı Kanunun 12. maddesinde belirtilen iş kazası ve meslek hastalıklarında 32. ve 33. maddesinde yazılı hastalık 43. maddesinde yazılı 52. ve 53 yazılı malullük 59. maddesinde yazılı yaşlılık 65. maddesinde yazılı ölüm hallerine yöneliktir. Maddede belirtilen yardımların dışında kalan hususlarda bu maddenin getirdiği hüküm uygulanmaz vakıf senedinin 89. maddesince (bu statüye göre yaşlılığın veya malullük aylığı bağlanan ve hizmet süresi 25 yılı dolan üyelere son almakta olduğu maaşın 12 katını geçmemek üzere sandık tarafından bir defaya mahsus olmak üzere emekli ikramiyesi ödenir.) Bu hükmü belirtilen yardımlar dışında kaldığından ve 506 sayılı Kanunda belirtilen yardımlardan ve vakıf senedinde yazılı şartlara bağlanmış aylık bir hüküm olduğundan üye lehine uygulanacak yardımlardan sayılamaz. Bu maddede yaşlılık aylığına esas olan süre değil ikramiyeye hak kazanmak süresi tayin edilmiştir. Bu süre ise 25 sene olup davalı 23 sene çalışmakla ikramiyeye hak kazanmıştır.
Mahkemece iddia ve savunmaya göre ikramiye verilip verilmeyeceği hususun da bilirkişi dinlenmiştir. Bilirkişi halli malumatı mahsusa veya fenniyeye tahakkuf eden hususlarla dinlenir. İddia ve savunmaya göre mevcut kanunun ve stütü hükümlerini hakimin takdir ederek sonuca varması gerekir. Hakimin taktir edeceği hususuda bilirkişi tetkikatına gidilmesi ve verilen bilirkişi raporuna dayanarak hüküm tesisi edilmeside yerinde değildir.
Bu cihetler nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ikramiye tutarı 92.100 liranın tahsiline karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA ve dava tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre takdir olunan (1400) lira murafaa vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 14.7.1980 günü oybirliği ile karar verildi.