 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1980/4050
K: 1980/8388
T: 01.10.1980
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan boşaltma davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava iş yeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın boşaltılması isteminden ibarettir. Mahkemece müşterek mülkiyet halinde bulunan taşınmazın pay ve paydaş çoğunluğu tarafından kiralanması gerektiği ve sözleşmelerde baba oğlun birlikte çalışacakları belirtildiğinden kiracı Bahri ve Lütfü arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup dava yalnız Bahri aleyhine açıldığından davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş ve hüküm davacılar vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Dosya arasında bulunan 2.10.1976 başlangıç tarihli kira akdinde kiralayan Hafize, Ali olarak yazılmış ise de mal sahibi olarak yalnız Ali ile tarafından izmalanmış ve kiracı Bahri bulunmuştur. Bu hale göre kira akdinin Ali ile Bahri arasında yapıldığı kabul edilmek gerekir. Dosya arasında bulunan 20.10.1976 tarihli kira sözleşmesinde ise kiralayan Hafize bulunmuş ve diğer mal sahiplerinin adı yazılmışsa da akdi yalnız Hafize imzalamış ve kiracı Lütfu gösterilmiştir. Bu akdin ise Hafize ile Lütfü arasında yapıldığının kabulü gerekir. Bu iki akitteki kira başlangıcı 1.11.1976 tarihli olmakla bundan evvelki kira akitleri ikale edildiğinden nazara alınamaz.
Davacı Ali kendisinin imzaladığı akde göre kiracısı bulunan Bahri adına ihtiyaç nedenine dayanan bu davayı açmıştır. Bu nedenle diğer paydaşın Lütfü ile yaptığı aktin geçerli olup olmadığının düşünülmesine kanuni lüzum yoktur.Kira akdini yalnız mal sahiplerinin yapabileceği görüşüde yerinde değildir. Malik olmayan kimselerde kira akdi yapabilir ve 6570 sayılı Kanunu 7. maddesine göre akti olan kimse ihtiyaç nedenine dayanarak dava açabilir.Mahkemenin pay ve paydaş çoğunluğunu nazara alarak diğer paydaşın kiracısınıda davaya katılacağını kabul etmesi kanuna aykırıdır.
Kira sözleşmesinin özel şartlarında baba-oğulun çalışacağının yazılması akde aykırılığı önlemeye yönelik olup sözleşme kimin tarafından yapılmışsa onu kiracı kabulünü gerektirir. Bu durumda Ali ile Bahri arasında yapılan kira akdinin geçerli olduğu gözönünde tutularak iddianın incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın husumet yönünden reddi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 1.10.1980 tarihinde oybiriği ile karar verildi.