 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1980/2395
K: 1980/4817
T: 13.05.1980
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan vakıf davasına dair kararduruşmalı olarak süresi içinde davacı tarafından istenilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü, 1975 yılı teftiş ve denetleme masraflarına katılma payı olan 35.223,35 liranın davalı vakıflar kanuni faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı Surp Tekavor Ermeni Kilisesi ve Araniyan Uncuyan Mektebi ve Mezarlığı Vakfı ise 903 sayılı Kanunla bu Kanuna tab'an çıkarılan yönetmelik gereğince, davacı idareye bir miktar denetleme payı vermekle yükümlü olduklarını ve itirazlarının idarece benimsenen hesap tarzına uygun bulunduğu ve safi gelirin ne suretle benimsenen hesap tarzına uygun bulunduğu ve safi gelirin ne suretle hesaplanacağı hususunun halli gerektiğini savunmuş ve 25.10.1977 tarihli savunma dilekçesinin 3. bendinde vakıflar idaresinin rapor kendilerine tebliğ edilmediğinden ve kendilerinin 1975 blançosu da henüz ibraz olunmadığından, eksik ve yanlış olduğunu beyan etmiş bulundukları hususları mahkemeye sonradan bildireceklerini belirtmiştir.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmalarındaki uyuşmazlığın hangi kalemlerde olduğu belirtilmeden, vakıflar idaresinin teftiş ve denetleme masrafına iştirak payını gösterir rapor üzerinde bilirkişi tetkikatı yaptırılarak ve bu bilirkişi raporuna dayanılarak 6228.95 kuruşun temerrüt tarihinden itibaren % 5 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş ve hüküm davacı vakıflar idaresi vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vakıflar idaresinin dayandığı rapora karşı, davalı vakıf rapordaki eksik ve yanlış olan hususları mahkemeye sonradan bildireceğini savunmuştur. 16.3.1979 tarihli oturumda ise, davacının ibraz ettiği hesabı kabul etmiyoruz, yöntem yanlıştır. Tamimi esas alarak hesap etmişlerdir. Yargıtay'ın bu hususta görüşü vardır. buna göre defter kayıtlarının tetkikini istiyoruz demişlerdir. İddia ve savunmaya göre taraflar arasında ihtilaf konusu olan hususlar tesbit edilmemiştir. Her şeyden evvel davacının ibraz ettiği rapordaki hangi kalemlere davalının karşı olduğu, hangilerin kabul ettiği kendi savunması dairesinde sorulması ve ihtilaflı hususlar tesbit olunarak inceleme yapılması gerekir. davada uyuşmazlık konusu belirtilmeden ve mevcut raporda hangi kalemlerin safi gelir mesnet olan gayrisafi gelire dahil edilmeyeceği veya gider olarak düşülmeyeceği hakkında davalının beyanı alınmadan, gelen bir şekilde bilirkişi tetkikatına gidilemez. Zira davalı 25.10.1977 tarihli cevap dilekçesinde, bir kısım teftiş ve denetleme payı ödeyeceğin kabul etmekle ve bir kısımın miktara itiraz etmektedir. Uyuşmazlık konusu hususlar tesbit edilerek bunlara yönelik kısımlarda bilirkişi tetkikatına gidelebileceği düşülmelidir.
Teftiş ve denetleme payının hesaplanması esas olan safi gelir kanun ve tüzük hükümlerine göre, vakfın iktisadi faaliyetinin sonunda elde edilen gayrisafi gelirden, bu geliri elde etmek için yapılan zaruri masraflar düşünelerek bulunur. Bunun bir sonucu olarak vakfa bir gelir elde etmek üzere mal iktisap etmesi için yapılan bağışlar gelire dahil edilmez. Diğer şartlı ve şartsız yapılan bütün bağışlar vakfın iktisadı faaliyetine gireceğinden gelir sayılır. Keza vakıf, belli bir amaca tahsis edilmiş olmakla, vakfın amacına yönelik harcamalar vakfın iktisadı faaliyetini etkilemediğinden gayrisafi gelirden düşülemez. Bilirkişi incelemesi bu esasları kapsar nitelikte gerekçeleri ihtiva etmemektedir. Kabul edilip edilmemesi sebebi her bir kalem için gerekçe gösterilerek belirtilmemiş ve mücerret kabul edilen ve edilmeyen şeklinde bir tasnife tabi tutulmakla iktifa olunmuştur. Bu nedenlerle hükme yeterli değildir. Kaldı ki belirtilen esasa aykırı olarak verilen raporda arasında farklılıklar bulunmaktadır.
Bu cihetler nazara alınmadan taraflar arasındaki uyuşmazlık dahi tesbit edilmeden yazılı şekilde bir kısım teftiş ve denetleme masrafına hükmedilip fazlaya ait talebin red olunması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün belirtilen nedenlerle BOZULMASINA ve dava tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi gereğince takdir olunan 1400.- lira mürafaa ücreti davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13.5.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.