 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1980/496
K: 1980/825
T: 11.03.1980
DAVA : Gönül ile zina yapmaktan sanık Yaşar'ın yapılan yargılaması sonunda, TCK.nun 441/1, 59 ve 647 S.K.nun 4. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezasiyle mahkumiyetine ve bu cezasının 3000 lira ağır para cezasına çevrilmesine dair (.........) Asliye Ceza Hakimliğinden verilen hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : TCK.nun 441. maddesinde tanımlanan karı-koca gibi yaşama suçunun oluşması için, kocanın eşi ile birlikte oturduğu evde veya herkesçe bilinecek surette başka yerde karı-koca gibi yaşantısını sürdürmüş olmasının sübutu gerekmektedir.
Maddedeki karısı ile birlikte oturduğu evden kasıt; karı-kocanın malik veya kiracı vesair suretle birlikte ve sürekli olarak oturdukları evdir.
"Herkesçe bilinecek surette bir yer" ise, çevresindekiler sanıkların birlikte yaşantı sürdürdükleri kanısını ikametgah dışında işleniyor ise, bu yerin herkesce bilinecek şekilde olması için, özel nitelikte bulunması gereklidir. Örneğin koca bir genelevdeki kadınla devamlı ilişki kurarak, o genelevde zina yaparsa, eylemde erkeğin zinası oluşmaz. Zira bu yer "Genelev" birlikte yaşam sürdürüldüğü kanısını uyandıracak özel nitelikte bir yer değildir. Dairemizin 8.7.970 gün ve 2431 esas ve 8.1.1963 gün 5270/5 S. içtihatlarında da bu görüş benimsenmiştir.
Kamu davasını oluşturan olayımızda, Çarşamba ilçesinin Çay mahallesinde kiraladıkları evde sanıklar 978 yılı 5. ayındanberi birlikte yaşamaya başlamış ve safahatta açıkça ve iddiaya uygun şekilde bu evde karı-koca gibi yaşadıklarını kabul etmişlerdir. Bu ev, otel, pansiyon, randevu evi gibi geçici olarak ikamet edilen ve karı-koca gibi yaşama koşulunun herzaman kabulüne elverişli olmayan hallerden değildir. Mahalle içinde ikametgah olarak kullanılan ve çevredekilerle sanıkların birlikte yaşantı sürdürdükleri kanısını uyandırmaya tereddüt edilmeyecek şekilde elverişli bir yerdir.
O halde, bu yerde sanıklar karı-koca hayatı yaşadıklarını kabul etmiş olduklarından, sanık Yaşar'ın eylemin sübutuna, şikayet süresinin geçmiş bulunduğuna ilişen sair temyiz itirazlarının reddine :
Ancak;
Gerek müştekinin iddiası, gerekse sanığın savunmasından, taraflar arasında boşanma daası açlımış olduğu anlaşılmasına ve boşanma davasının haklı olan tarafa ayrı yaşama hakkı bahşettiğine göre, sözü edilen davanın açılış tarihi ve dava sonucunun tesbiti ile TCK.nun 442. maddesinin uygulanmasına yer olup olmadığının düşünülmemesi;
SONUÇ : Yasaya aykırı ve sanığın temyiz itirazları ile tebliğname içeriği bu itibarla yerinde olduğundan hükmün (BOZULMASINA), bozmanın hükmü temyiz etmiyen diğer sanık Gönül'e de teşmiline, oybirliğiyle karar verildi.