 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1980/1618
K: 1980/1611
T: 12.05.1980
DAVA : 1.8.1961 Tashih doğumlu Asiye'yi rızasıyla yanında alıkoymakktan, adı geçenle mayubiyetini müstelzim ve müteselsil şekilde rızaen cinsi münasebette bulunmaktan sanık Bahattin'in yapılan yargılaması sonunda: TCK.nun 430/2, 416/son, 80, 418/2, 59 ve 71. maddeleri gereğince 13 ay 10 gün hapis cezasıyla mahkumiyetine dair (......) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 11.3.1980 gün ve 1980/12 Esas, 1980/17 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi Sanık tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Yapılan duruşmaya, toplanan kanıtlara, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre alıkoyma suçunun subütuna ilişen itirazlar yerinde olmadığından reddine,
Ancak:
1) Sanık hakkında Sorgu Hakimliğince düzenlenen 18.1.1980 günlü son soruşturmanın açılmasına dair kararnamenin incelenmesinden; sanık Bahattin'in mahkumiyet hükmünde yer alan TCK.nun 416/son, 80, 418/2. maddeleri ile cezalandırılmasına karar verilmesi isteğiyle dava açılmadığı anlaşılmıştır.
Hernekadar, 17.2.1978 günlü talepnamede, ırza geçme suçundan bahsedilmiş ve 17.4.1978 tarihli son tahkikatın açılmasına dair kararnamede bu sanığa yükletilen suçlar gösterilirken TCK.nun 430/1, 414/1 maddesi zikredilmişse de, bu kararnamenin son kısmında sorgusu dahi yapılmamış olan sanığın firar halinde bulunması dolayısıyla hakkında CMUk.nun 198l. maddesi uyarınca muvakkat tatil kararı verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Muvakkat tatil kararı verilen sanık hakkında aynı kararname ile son tahkikatın açılması kararı verildiği düşünülemez.
Bu durumda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.1975 gün ve 1975/1-240 sayılı kararlarında da gösterildiği vechile, talepname, CMUK.nun 257. maddesinde bahsi geçen iddianame veya son tahkikatın açılmasına dair kararın yerine alamıyacağından, binnetice usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir son tahkikatın açılması kararı bulunması gözetilmeden ırza geçme suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2) 647 sayılı yasanın 4. maddesinde para cezsaına çevrilebilecek olan kısa süreli cezalar deyimi ile başlıbaşına her suç için verilecek müstakil hürriyeti bağlayıcı cezalar kastedilmiş olması karşısında, sanığa TCK.nun 430/2, 59. maddeleri gereğince hükmolunan 5 ay hapis cezası için 647/3. maddesinin tatbiki mümkün olduğuna göre, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 7.6.1976 gün ve 3/4-3 sayılı kararı ile CMUK.nun 32 ve Anayasanın 135. maddesine aykırı olarak gerekçe gösterilmeden 647/4. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğname gibi BOZULMASINA nedenine göre tutuklu kaldığı süre nazara alınarak sanığın SALIVERİLMESİNE ve başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde, tahliyesinin mahalline telle bildirilmesi için C. Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 12.5.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.