 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1980/2305
K: 1980/4710
T: 10.04.1980
- TÜZEYE AYKIRI EYLEMLERDEN DOĞAN BORÇLAR
- SORUMLULUĞUN GEREKLERİ
- ZARARIN SAPTANMASI
- ÖDENCENİN İNDİRİLMESİ
- BEDENSEL ZARAR DURUMUNDA ÖDENCE
ÖZET: 1 - Tazminat, zararın karşılanması ve giderilmesi için zarar görene verilmesi gereken şeyi ve miktarı ifade eder. Amacı, aynı tazminde hem muhteva hemde değer itibariyle; nakden tazminde ise sadece değeri bakımından mağdurun mal varlığını zarardan önceki durumuna sokmak tır.
2 - Bir haksız eylemden zarar gören kişi, bu haksız eylem sonucu bir yarar sağlamış ise, bu yararın zarardan indirilmesi suretiyle denkleştirilmesi gerekir.
3 - Elde edilen yararın zararla denkleştirilebilmesi [mahubu] için, bu yararla haksız eylem arasında uygun bir bağ bulunmalıdır.
Eğer yarar, haksız eylemin normal sonucu olmaktan ziyade, haksız eylemin ortaya çıkardığı durumun arıza ya da fevkalade bir sonucu ise,denkleştirme yapılamaz.
4 - Cismani zarara uğrayan kişi, 0 andan itibaren evvelce odediği bazı vergilerden (örneğin; gelir, mali denge vergisi, gibi) kurtuluyor ise, o takdirde sağlanan bu yararların zarardan indirilmesi zorunludur.
(818 s. BK m. 41, 42, 43, 46)
(193 s. GVK m. 23)
(1598 s. MDVK m. 1)
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 1097135 lira 10 kuruşun faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsi ten alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacının olay sonunda kazanma gücünü % 38,4 oranında kaybetmesine karşılık gelirinde bir azalma olmamışsa da aynı geliri sağlayabilmek için eskisine göre daha fazla bir gayret, güç (efor) göstereceğine göre öteki itirazların reddi gerektir.
2- Genel tazminat hukukunun temel amacı, hukuka aykırı eylem sonucunda kişilerin mal varlığında oluşan zararın giderilmesidir. Bu giderme için öncelikle BK.nun 42. maddesi gereğince zararın saptanması ve ondan sonra aynı Kanunun 43. maddesi uyarınca tazminat miktarının tayini gerekir. Zarar verici, eylem, zarar görenin mal varlığında bir yönden eksiltmeye yol açarken diğer yönden bazı artışlar sağlamış olabilir. Tazminat tayininde bu eksilme ve artmalar bir biriyle koşulları varsa denkleştirilir. Denkleştirme, doktrin de ve uygulamada bir genel hukuk ilkesi olarak ele alınmaktadır. Eğer ortada zararla denkleştirilebilecek bir yarar varsa ve bu yarar, zarar verici eylemin uygun ve normal bir sonucu ise denkleştirmenin yapılması gerekmektedir.
Davaya konu olan olayda, zarara uğrayan kişi Kağıthane Belediyesi'nde memurdur. Haksız eylem sonucu sol kolunu kaybetmiş. tir. Olaydan sonra aynı idarede çalışmaya devam etmekte ve aylığını almaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 83. maddesinde ellerinin birinden mahrum bulunan hizmet erbabının ücretleri, gelir vergisinden istisna edildiği gibi, 1598 sayılı Mali Denge Vergisi Kanununun 1. maddesinde, gelir vergisine tabi olmayan kişiler mali denge vergisinden muaf tutulmuşlardır. Nitekim dosyada mevcut davacıya ait ücret bordrosunun incelenmesinden, aylığından sakatlığı nedeniyle bir vergi kesintisi yapılmadığı görülmektedir. Hükme esas tutulan bilirkişi, raporunda ise hesaba, davacının olaydan sonra almakta bulunduğu vergi kesintisiz aylığı esas 'tutulmuştur. Gerçi bu davanın yasal dayanağı BK.nun 46. maddesindeki özel hükümdür. Çünkü kanun koyucu, cismani zarara uğrayan kişiye tazminat isteme hakkını, bu Kanunun 41. maddesinde değil, 46. maddesinde bahşetmiş bulunmaktadır. Ancak bu madde hükmünce tazminat tayin edilirken de aynı kanunun 43. maddesindeki esaslar uygulanacaktır.
Davaya konu olan hukuka aykırı eylem sonucunda zarar gören davacı, Devlete vergi ödeme suretiyle yapmak zorunda bulunduğu harcamalardan kurtulmuştur. O halde, ortada denkleştirme kuralının uygulanmasına yol açabilecek bir artış vardır. Bu artış davalının mal varlığında kesin ve nihai olarak yer almıştır. Zarara sebep olan olayla onun arasında uygun illiyet bağı da bulunmaktadır. O halde bu artışın, denkleştirilmesi gereken bir yarar olarak kabulü ile zarardan indirilmesi ve tazminatın buna göre tayini gerekir. Mahkemece, bu esası kapsamayan ve davacıya vergi kesintisi yapılmaksızın ödenmekte bulunan aylıkları olduğu gibi tazminat olarak kabul eden bilirkişi raporu aynen benimseyip ona göre ödetme verilmiş olması yasaya aykırıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenle (BOZULMASINA), öteki itirazların birinci bentte gösterilen nedenle (REDDİNE) ve peşin harçların istek halinde geri verilmesine 10.4.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.