 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1980/12934
K: 1981/2013
T: 26.02.1981
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 412.552 lira 55 kuruşun faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün davacı
(C.D.) ile davalılar avukatları tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : 1) Dairemizin 10.4.1980 gün ve 2305/4710 sayılı kararında da açıkça belirtildiği gibi; hukuka aykırı bir davranış yüzünden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 23. maddesinde sayılan sakatlıklara uğrayan bir kimsnin ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan zararını talep etmesi halinde, kendisinin bu yüzden sağladığı vergi yararlarının zarar ile denkleştirilmesi gerekir. Zira bu durumda zarar verici eylem ile zarar arasında denkleştirme kuralanın uygulanmasını gerektiren uygun illiyet bağının varlığı kuşkusuzdur. Haksız eylem bir taraftan mağdurun sakat kalmasına sebep olmakta ve onun ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan bir zarara uğramasına yol açmakta, diğer taraftan da zarar göreni ödemekle yükümlü olduğu vergiden kurtardığı için, zararla denkleştirilmesi gereken bir yararın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu nedenlerle mahkemenin vergi yararlarının zararla denkleştirilmesi yolundaki görüşü doğrudur. Ancak bilirkişi denkleştirme işlemi sırasında yanılmış yani yanlış bir yöntem izlemek suretiyle zararı tesbit etmiştir. Oysa zararın tesbitinde izlenecek yöntem şu olmalıydı. Mahkeme doğru olarak ortalama aylık ücreti belirlemiştir. Bu ücret aylık 10.430 liradır. Davacı uğradığı cismani zarar sonunda beden gücünün % 66 sını kaybettiğine göre, davacı 10.430 liradan ibaret aynı maaşı alabilmesi yani aynı işi görebilmesi için % 66 oranında daha fazla bir güç (efor) sarfedecektir: İşte sarfedilmesi gereken bu fazla güç, davacının maddi zararını oluşturur. O halde bu ilke çevresinde 10.430 liranın % 66'sı olan 6883,80 lira davacının her ay uğrayacağı maddi zarardır; bu zarardan gelir vergisiden sağlanan yarar indirildikte davacının aylık gerçek zararı belirlenmiş olur. ancak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun, vergi muafiyeti ile ilgili hükümleri 1.1.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2361 sayılı kanunun 31. maddesi ile değitirilmiş ve muafiyet sınırı sakatlar aleyhine indirilmiş olduğuna göre, bu yeni durum dikkat nazara alınarak vergi muafiyeti oranının yeniden belirlenmesi gerekir. O halde hüküm bu konuda yeni bir inceleme yapılmak üzere bozulmalıdır.
2) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda 1. bendde gösterilen nedenlerle davalı, davacı (C.) yararına BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının 2. bendde gösterilen nedenle reddine 26.2.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.