Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1980/12644
K:1981/518
T:26.01.1981
  • TAPU KÜTÜĞÜ
  • DEVLETİN SORUMLULUĞU
  • YALIN VEKİLLİK
  • VEKİLLİĞİN KAPSAMI
ÖZET : 1) - Tapu işlemlerinin yapılması ve yürütülmesi biçimi ile ilgili yasa ve tüzüklerde öngörülen kurallara aykırılık nedeniyle doğan zararlardan Hazine (Devlet) sorumludur. Hukukun genel kurallarının ve özellikle Medeni Hukukun bu nitelikteki hükümlerinin ihlal edilmiş olması da aynı sonucu doğurur.
2)- Bu ilke uyarınca, özel yetkisi bulunmayan bir vekilin isteği üzerine tesis olunan ipoteğin bilahare iptali nedeniyle doğan zararı Devlet ödemekle yükümlüdür.
3)- Devletin sorumluluğu için tapu memurunun kusurlu olması şart olmayıp, zararın, tapu sicilinde usulüne uygun olmayarak yapılan işlemlerden doğmuş olması yeterlidir.
4)- Özellikle lehine ipotek yapılan banka temsilcisinin vekilin vekaletnamesini incelemek zorunluğu olmadığından, aksi davranış davanın reddini gerektirmez.
(743 s. MK m. 917)
(818 s. BK m. 388/II, 44)
(Tapu Sicilli Niz. m. 17,12)
Taraflar arasındaki alacak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nelerden dolayı zararı MK.nun 917. maddesi kapsamı dışında kaldığından dayanır reddine ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
Davacı tasfiye halindeki Raybank, TAŞ. MK.nun 917. maddesinden söz ederek davalı Hazine'den uğradığı zararın ödetilmesini istemektedir.
Dava dosyası ile, eki bulunan İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olan 1967/471 E. sayılı (ipoteğin iptali) ile ilgili dosya münderecatına göre
Davacı Raybank, (Dündar ve Ortakları Adi Komanditt Şirketi)nden alacaklıdır. Davacı banka ile borçlu komandit şirket ve Karabet adlı özet kişi İstanbul 3. Noterliği'nde 12 Ocak 1965 günü bir araya gelip bir sözleşme yapmışlardır. Bu sözleşme hükümlerine göre; Karabet borçlunun davacıya olan borcu için müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmuş ve bu arada Kararbet kendisine ait olan (pafta 81, ada 209, parsel 7 sayılı ve pafta 498, ada 2953 ve parsel 8 sayılı) taşınmaz ile İstanbul 3. Noterliği'nin 17.8.1963 tarih ve 11588 yevmiye numaralı vekaletnamesiyle vekili bulunduğu babası Leon's ait bulunan (Kadıköy, pafta 67, ada 316 ve parsel 55; Fatih, pafta 238, ada 1020 ve parsel 10 ve ayrıca Eminönü, pafta 81, ada 209 ve parsel 7'de müseccel) üç parça taşınmazı da munzam teminat olarak davacı alacaklı bankaya bir milyon lira karşılığında ikinci derecede ipotek etmeyi taahhüt eylemiştir. Bu taahhüt de uygun olarak Karabet, babası Leona ait olan bu taşınmazları alacaklı banka lehine ipotek etmiştir. Ancak, taşın m azların maliki olan Leon (İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 1.7. 1967 tarihinde) alacaklı Raybank aleyhine bir dava açarak (.... oğlu Karabet'in m0n'hasıran ipotek tesis etmek suretiyle istikrazda bulunmaya .... borç para alınması için gerekli işlemleri icra ve ifaya..) yetkili kılındığını, başkasının borcu için munzam teminat (yani ipotek) vermeye yetkili kılınmadığını ileri sürerek, alacaklı Raybank lehine vaki ipoteklerin iptalini istemiş; yapılan yargılama sonunda da (30.4.1969 gün ve 471/300. sayılı kararla) davacı alacaklı baraka lehine tesis olunan ipoteğin [iddia doğrultusunda) iptaline karar verilmiş ve bu karar yasa yollarından geçmek suretiyle kesinleşmiştir.
İşte davacı alacaklı banka, vekaletnamede yetki bulunmamasına rağmen bu ipotek işlemini yapmak suretiyle kendilerini zarara uğratan tapu sicil muhafızının bu eylemi dolayısıyla MK.nun 917. maddesi hükmüne dayanarak davalı Hazine'den zararın ödetilmesini bu dava ile istemektedir.
Davalı Hazine ise savunmalarında (... ipotek akdinin davacı bankanın temsilcisi huzuru ile yapıldığını, bu itibarla zararın Karabet'in vekaletnamesini iyi incelemeyen davacı temsilcisinin eyleminden doğduğunu, bu konunun HGK.nun 12.10.1955 gün ve 177/175 sayılı kararı ile de kabul edildiğini, hal böyle olunca davacıya iyi niyet affedilemiyeceğini... öte yandan dört parça taşınmazın 1.000.000 liraya ve ikinci derecede ipotek edilmiş olması nedeniyle bu miktarın üzerinde bir ödetme talebinde bulunmanın MK.nun 766. maddesi hükmüne aykırı olacağını . ... kaldı ki davacı banka lehine ipotek edilen taşınmazların değerinin 380.000 lira olarak gösterilmesine ve ipotek edilen taşınmazlardan bir tanesinin Karabet'e ait olup diğer bir tanesinin de Leon ile Karabet adına müşterek mülk olarak müseccel olmasına göre zararın bu yönler dikkat nazara alınmak suretiyle tespit edilmesi gerektiğini.... özellikle de davacı alacaklı bankanın gerek asıl borçlusu olan Komandit şirketi ve gerekse müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan Karabet'i takip edip alacağını tahsil etmesi mümkün iken, bu yola da başvurmaması nedenleriyle...) davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ise, MK.nun 917. maddesi hükmünün sevk amacından sözederek ve davalı Hazinenin savunmasını benimseyerek aynen ( davacı tasfiye halinde Raybak TAŞ. iptal edilen ipotek muamelesinin alacaklısı olup, temsilcisinin 2.2.1965 tarihli ipotek akit tablosunda imzası vardır. İpotek akit tablosu, yine davacı ile Dündar ve Ortakları Adi Komandit Şirketi ve Karabet arasında tanzim edilmiş 12.1.1965 günlü sözleşmeye göre tesis edilmiştir. Bu durumda davacının ipotek tesisine esas teşkil eden vekaletnamedeki tüm kayıt ve şartları tetkik ederek, teminatın. vekaletnamedeki şartlara uygunluğunu kontrol etmesi ve muameleyi de buna göre yaptırması gerekirdi. İpotek sözleşmesinin, geçerli olmayan yetkisiz vekille yapılması dolayısıyla geçersiz sayılmasından dolayı davacının MK.nun 917. maddesine dayanmak suretiyle tazminat istemeye hakkı yoktur. Davacı kendi kusurlu muamelesine dayanarak MK.nun 917. maddesi gereğince tazminat isteyemez; çünkü, zarar kendisi ile yetkisi Olmadığı halde ipotek sözleşmesi yapan Karabet'in muteber olmayan muamelesinden doğmuştur. HGK.nun 22.3.1969 gün ve 3/993 E. ve 194K. sayılı içtihadı da bu doğrultudadır....) demek suretiyle davayı reddetmiş bulunmaktadır.
Bilindiği gibi, tapu sicilinin yolsuzlaşmasıyla ortaya çıkan zarar ihtimalleri karşısında yasa koyucu, ilgilileri tapu sicili hukuku çerçevesinde bir takım yollarla korumak mecburiyetini duymuştur. Bu yollar ilgililere, ya bir zararın doğmasını önlemek için sicilin düzeltilmesi davasını açmak ya da zarar doğduğu takdirde Devlet'ten bunun tazminini istemek imkanını verir. Kuşku yoktur ki Devlet'in bütün özenine rağmen tapu sicilindeki yolsuzlukların önemli ve büyük bir bölümü doğrudan doğruya sicilin tutulması ile ilgili olup, görevli memurun bilerek veya bilmeyerek sicilin tutulmaşında uyulması gereken hukuk kurallarına aykırı bir davranışta bulunması sonucu ortaya çıkar. Bu itibarla yasa koyucu, taşınmazlar üzerindeki ayni hakların Devlet eliyle tutulan bir sicille aleniyet kazanmasının, hak ve işlem güvenliği yönünden sağladığı teminatın bir uzantısı olarak MK.nun 917'de, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet'in sorumlu olduğu ilkesini hükme bağlamak zorunluğunu duymuştur (Dr. Lale Sirmen-Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devlet'in Sorumluluğu-Ankara 1976-Sayfa 23). Tapu işlemlerinin yapılması ve yürütülmesi biçimi gerek Medeni Kanunda ve gerekse tapu hukukunda, özellikle de tapu kanunu ile ilgili tüzükte yer alan hükümlerde gösterilmiştir. İşte anılan yasa ve tüzüklerde öngörülen bir kurala aykırılık halinde doğacak zarardan Hazine sorumlu olacaktır. Zararın tapu sicilinde usulüne uygun olmayarak yapılan muamelelerden doğmuş olması yeterlidir; bu bakımdan tapu memurunun kusurlu bir eylemi ile buna sebebiyet verip vermemesi önemli değildir. Önemli olan hukuka aykırı bir muamelenin tapu memuru tarafından yapılmış olmasından yani tapu sicillerinin tutulmasında uyulması gerekli hukuk kurallarına aykırı davranılmış -bulunulmasıdır. Bu hukuk kuralları sadece az yukarıda anılan tapu mevzuatından ibaret değildir. Hukukun genel kurallarının ve özellikle Medeni Hukukun bu nitelikteki hükümlerinin ihlal edilmiş olması na aynı sonucu doğurur. Mesela; davamızın konusunu oluşturan olayda olduğu gibi, BK.nun 388/ll'ye rağmen genel bir vekaletnameye dayanarak vekil tarafından yapılan bir taşınmaz temlikinin ya da ayni bir hak ile takyidinin tapuya tescili bunlara misal olarak gösterilebilir. Demek oluyor ki, anılan talep özel yetkisi bulunmayan (BK. 388/II) bir vekil tarafından yapılmış, tapu memuru da buna dayanarak işlemi gerçekleştirmişse, bu durumda Devlet sorumlu olabilecektir (Sirmen-age.-77)(Esat Şener MK.nun 917. maddesine Göre Hazine'nin Mes'uliyeti-Yaı-gıtay 100. Yıldönümü Armağanı-Sayfa 565, Dipnot 51 ile ilgili metin), (JIe G. Akipek-Türk Eşya Hukuku-Ayni Haklar 1. Kitap-Zilyedlik ve Tapu Sicili-Ankara 1965-Sayfa 301). Bunun için tapu memurunun kanunu bilip bilmemesinin önemi yoktur. Aynı şekilde tapu memurunun kendisine ibraz edilen vesaikin yanlış olduğunu sahteliğini veya muvazaaya dayandığını anlamamış bulunması ya da mesela bir vekaletnamenin kapsamının tayininde hataya düşmüş olması, Devleti sorumluluktan kurtaramaz; çünkü 917'deki sorumluluk kusura dayanan bir sorumluluk değildir. Olayımızda da durum budur. Davacı banka lehine, borçlu Karabet'in genel vekili bazı taşınmazları bankaya ipotek etmek istemektedir. Vekil vekaletnamesini tapu memuruna vermiştir. Tapu memuru, Tapu Sicili Nizamnamesi'nin 17. maddesi hükmünü dikkat nazara alarak vekilin yetki sınırını BK.nun 388/II, maddesi uyarınca belirleyip, bu yolda işlem yapmak yükümü altındadır. Bu işlemin yapılması doğrudan doğruya tapu memurunun görevi cümlesindendir. Ayrıca lehine ipotek yapılacak banka temsilcisinin, vekilin vekaletnamesini inceleme zorunluğu yoktur. Bu yön, Nizamnamenin 12. ve özellikle 17. maddesi hükmünden açıkça anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davacı banka temsilcisinin vekaletnameyi incelememiş olması nedeniyle Devlet'in sorumlu tutulamıyacağı yollu mahkeme görüşü tam am en dayanaktan yoksun bulunmaktadır. Böyle bir görüşün kabulü MK.nun 917. maddesi hükmünün uygulanmasını sonsuz bir şekilde sınırlamış olacaktır ki, böyle bir yorum herşeyden evvel anılan hükmün sevki amacına da aykırı düşecektir. Öte yandan davalının dayandığı içtihadın da davarmızın konusunu oluşturan olayla ilgi ve irtibatı da yoktur.
O halde mahkemenin davanın reddine ilişkin bu gerekçesi varit değildir. Bir itibarla mahkemece yapılacak iş, davanın esasına girilip teminatsız kalan davacı alacağının asıl borçlu ile müşterek borçlu ve müteselsil kefilden tahsil imkanı olup olmadığı ve davacının zararının doğup doğmadığı yönü üzerinde durulup, ayrıca aynı taşınmazların Sosyal Sigorta Kurumu yararına birinci derecede bir milyon liraya ipotekli olduğu dikkat nazara alınıp eğer ipotek işlemi iptal edilmeseydi dahi davacı bankanın alacağını tahsil olanağı bulunup bulunmadığı hususu üzerinde de özellikle araştırma ve inceleme yapılıp, hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
Sonuç : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA) ve davacı yararına takdir edilen 3000 lira duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, davacının peşin harcının istek halinde geri verilmesine, 26.1.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini