 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1980/2249
K: 1980/3441
T: 28.04.1980
DAVA : Tehlikeli vasıta kullanmaktan sanık İbrahim hakkında açılan kamu davasının TCK.nun 102/6. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına dair (Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliği)nce verilen 11.2.1980 gün ve 979/800 E. 980/50 K. sayılı ceza kararnamesinin vukubulan itirazın reddine ilişkin Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nce ittihaz olunup kesinleşen 21.2.1980 gün ve 979/24 müt. sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'nca verilen 10.3.1980 gün ve 16697 sayılı yazılı emre müsteniden dava dosyası C.Başsavcılığı'nın 12.3.1980 gün ve 318 sayılı tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okundu:
KARAR : 1 - TCK.nun 102/6 ve 105/1. maddelerinin açık hükmü karşısında suçun işlendiği tarih ile hükmün tesis olduğu tarih arasında henüz bir sene geçmediği bu itibarla zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilmeden, kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi yasaya uygun görülmediği cihetle Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 11.2.1980 tarihli ceza kararnamesinde,
2 - Zamanaşımının gerçekleşmesi halinde ceza kararnamesiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesine kanuni bir engel bulunmadığı cihetle, Eskişehir 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 11.2.1980 tarihli kararnamesine C.Savcılığınca vukubulan itirazı üzerine Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nce esasın tetkikine girişilerek bir karar tesisi gerekeceği gözetilmeden yazılı şekilde itirazın reddi hususunda karar ittihazında isabet görülmediğinden CMUK.nun 343. maddesi gereğince mezkur hükmün bozulması lüzumu yazılı atfen ihbar olunmmuştur.
Gereği düşünüldü:
1 - Gerektirdiği cezanın tür ve miktarı itibariyle TCK.nun 565. maddesine ilişkin kamu davasının asli zamanaşımı süresi aynı Yasanın 102/6. maddesinde belirtildiği gibi 6 aydan ibaret olup ancak zamanaşımını kesen usuli işlemlerin mevcudiyeti halinde 105. maddede yazılı bir yıllık süre işlerlik kazanmaktadır.
Dosya münderecatına göre; 20.6.1979 tarihli iddianame ile kamu davasının açılmasını müteakip sanığın doğum ve sabıka kayıtlariyle ehliyetnamesinin celbi için 29.6.1979 tarihinde yazılan müzekkerelerden sonra zamanaşımını kesen herhangi bir işlemin yapılmadığı ve böylece yazılı emre dayalı tebliğnamedeki düşüncenin aksine ceza kararnamesinin düzenlendiği 11.2.1980 tarihinde 6 aylık asli zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
2 - Ceza kararnamesiyle nelere hükmedilebileceği CMUK.nun 386. maddesinde gösterilmiştir. Bunların dışındaki bir hususun, ceza kararnamesine konu edinilmesi mümkün bulunmadığı cihetle sulh hakimliğince ceza kararnamesiyle davanın ortadan kaldırılması yolunda verilen karar yasaya aykırı düşmektedir. Ancak bu husus yazılı emrin kapsamı dışında kaldığından bozma yapılmamış ve asliye ceza mahkemesince konu ile ilgili olarak ittihaz olunan itirazın reddi kararında da bir isabetsizlik bulunmamıştır.
SONUÇ : Bu nedenle yerinde görülmeyen yazılı emre dayalı bozma isteminin REDDİNE, 28.4.1980 tarihinde oybirliği ile karar verildi.