 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1980/48
K: 1980/339
T: 21.01.1980
DAVA : Davacı 4.3.1966 tarih 25 no.da senetsizden aldığı tapu ile malik bulunduğu taşınmazına davalının adına sonradan tesis edilen kaydın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme iptali istenen davalıya ait tapu kaydı hazine adına kayıtlı olup hazineye mütegayyip eşhastan intikal ettiği ve zilyetlikle iktisap olunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir. Bu karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz olunmakla dosya incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, 4.3.1966 tarih 25 no.lu tapu ile malik olduğu taşınmazını, davalı hazinenin mütegayyip eşhastan kaldığından bahisle 1968 yılında adına tapuya kayıt ettirdikten sonra iskanen 15.7.1968 tarih 44 no.lu tapu ile Mehmet ve ailesi efradına tevzi ettiğini, bunlardan da davalı Ahmet'in satış suretiyle 19.4.1976 tarihinde iktisap ettiğini ileri sürerek davalı üzerindeki 19.4.1976 gün ve 8 no.lu tapunun iptalini istemiştir.
Davalılar, kayda değer bir savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece, mütegayyip kişilerden hazineye kalan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tapusu, senetsizden tescil yoluyla hükmen tesis edilmiştir. Tescil davasında hazine taraf bulunduğuna göre, davacı tapusu hazineyi bağlayıcı nitelikte olup tescil hükmü hazine yönünden kesin hüküm teşkil eder.
Hal böyle iken, hazinenin bu yer hakkında namına 4.7.1968 tarih 12 no.lu tapuyu tesis ettirmesi ve ondan sonra da taşınmazı tevzie tabi tutması geçerli olmayıp; bu suretle tesis edilen davalı tapusu ile ilgili tescil işlemi temelde hukuki sebepten yoksundur.
Gerçi, davalı kayda dayanarak 19.4.1976 tarih 8 no.lu tapu ile iktisapta bulunmuş ve sicildeki kayıtta taşınmazın 2510 sayılı Yasa yönünden takyitli olduğu yolunda bir şerh mevcut değil isede; takyit yasadan doğan bir yükümlülük olduğuna göre, bu yönün tapu siciline şerh edilmemiş olması davalının iktisabının iyiniyete dayandığını göstermez. Esasen çifte tapu halinde MK.nun 931. maddesinin uygulama olanağı da yoktur.
SONUÇ : Bu durumda, davacı tapusuna üstünlük ve geçerlilik tanımak suretiyle davanın kabulüne karar verilmek gerektiği düşünülmeden yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZUMASINA, peşin harcın iadesine 21.1.1980 tarihinde oybirliği ile karar verildi.