 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1980/41
K: 1980/1453
T: 01.04.1980
DAVA : Takdiri azaltıcı sebebin vucudiyle birlikte Hasan'ı kasten Öldürmeye tam derecede teşebbüsten ve izinsiz silah taşımaktan sanık İsmail'in TCK'nun 448, 62, 55/3, 59, 33 ve 6136 sayılı Kanun'un 13 ve TCK'nun 74. maddeleri gereğince 8 sene 10 ay 20 gün ağır hapis, 6 ay 20 gün hapis ve 277 lira ağır para cezalarıyla hükümlülüğüne ve ağır hapis cezası zarfında kanuni kısıtlılık altında bulundurulmasına ve 20.000 lira manevi tazminat ile 2.000 lira nisbi ve 1.400 lira maktu vekalet ücretlerinin sanıktan alınarak müdahile verilmesine ve 570 lira nisbi harç ile 216,50 lira yargılama giderinin sanıktan tahsiline ilişkin (Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 09.11.1979 gün ve 85/227 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş koşulu yerine getirilmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile dairemize gönderilmekle; duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1- Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçlarının sübutu kabul oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların nitelikleri tayin, takdiri cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görmemiş olduğundan sanığın, duruşmalı inceleme sırasında ve vekilinin eksik incelemeye, yaş tashihinin usule uygun yapılmadığına, tazminatın fahiş bulunduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak :
A) Sanığın sair temyiz itirazına gelince ;
Oluşa, mevcut delillere ve tüm dosya kapsamına göre; olay günü mağdur Hasan'ın tarlada çalışmakta olan eşi ve kızlarını köye getirmek için traktörü ile tarlaya gittiği, onları beklemek üzere tarlanın yanında ve yol kenarında bulunan su kuyusunun üzerine oturduğu, sanık İsmail yoldan geçmekte iken o esnada tarlada çalışmakta olan mağdurun eşi ve kızlarının sanığa taş ve tezek attıkları, mağdurun hadise yerinde bulunmasına ve eşi ile kızlarının sanığa taş ve tezek attıklarını görmesine rağmen, taş ve tezek atmamaları hususunda gerek eşine gerekse kazılarına herhangi bir ikazda ve onları bu eylemlerinden men teşebbüsünde bulunmadığı müteakiben kendisine karşı sanık tarafından öldürmeye teşebbüs suçunun işlendiği anlaşılmaktadır.
Toplumsal değer hükümlerine, ahlaka, hukuka, aykırı her türlü davranış tahrik hükmünün uygulanmasını gerektirir haksız eylem niteliği taşır. Medeni Kanun hükümlerine, örf ve adete göre; çocukların terbiye ve tedip hakkına sahip olan, ev reisi ve baba sıfatlarını taşıyan mağdurun olay yerinde bulunmasına ve keyfiyeti görmesine, rağmen, sanığa taş ve tezek atan eşi ile kızlarına o eylemleri dolayısıyla engelleyici herhangi bir ikazda bulunmaması ve onları men etmemek suretiyle huzuru ile adeta mütecaviz eşine ve kızlarına cesaret verir ve onlara manen müzahir olur duruma girmesi toplumsul değer hükümlerine, ahlaka, örf adete, hukuka aykırı davranış niteliği taşıdığından, bu yönden sanık lehine adi tahrik hükmünün uygulanması gerekirken TCK'nun 51/1. maddesinin tatbiki cihetine gidilmemesi, yasaya aykırıdır ve bozmayı icabettirmiştir.
SONUÇ : Sanığın ve duruşmalı inceleme sırasında vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün gösterilen nedenle (BOZULMASINA), depo parasının geri verilmesine 01.04.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.