Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1980/3847
K: 1980/5094
T: 19.12.1980
  • SAVUNMA TANIKLARI
  • EKSİK SORUŞTURMA
ÖZET: İlk soruşturmada dinlenen savunma tanıklarının duruşmada dinlenmemesine karar verilmeksizin yahut bu tanıkların dinlenmesine ilişkin tensip kararından dönülmeksizin savunma tanıklarını dinlemeden eksik soruşturmayla karar verilmesi yasaya aykırıdır.
(1412 s. CUMK m. 45, 54, 254)
Gezgin kasten öldürmekten sanık olup, mükerrir bulunan Ahmet Ali ve adı geçen Ahmet Ali'yi kasten öldürmeğe tam derecede teşebbüsten sanık Mustafa ve izinsiz silah taşımaktan adı geçen sanıkların yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ilişkin (Burdur Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 30.6.1980 gün ve 3/91 sayılı hükmün sanıklar ile C. Savcısı ve silahtan maada kısmının da müdahil Abdullah taraflarından Yargıtay'ca incelenmesi istenilmiş, sanıklar ile müdahil koşulunu yerine getirmiş, sanıklar duruşma da talep etmiş olduklarından dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile dairemize gönderilmekle sanıklar hakkında duruşmalı, müdahilin ve C. Savcısının temyizi hakkında da duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi
1- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, sanıklardan Mustafa bakımıdan cezayı azaltıcı sebeblerin nitelik ve derecesi ile diğer sanık Ahmet Ali hakkında takdiri cezayı azaltıcı nedenin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklardan Mustafa'nın duruşmalı inceleme sırasında vekilinin sübuta, eksik incelemeye vesaireye ilişen, diğer sanık Ahmet Ali'nin duruşmalı inceleme esnasında vekilinin TCK.nun 49. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelen, C. Savcısının sanıklardan Mustafa'nın beraatı icap ettiğine temas eden, müdahil Abdullah'ın TCK.nun 59. maddesinin tatbik edilmemesi gerektiğine yönelmiş bulunan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
2- Sanık Ahmet Ali'nin ve müdahil Abdullah'ın sair temyiz itirazlarına gelince
A) Oluşa ve mevcut delillere göre olayın iki safhada cereyan ettiği, ilk aşamada sanık Ahmet Ali'nin tabanca ile müteaddit el ateş ederek maktul Cengiz'i öldürdüğü, ikinci safhada ise sanık Mustafa'nın Ahmet Ali'yi keza tabanca ile ateş etmek suretiyle yaralayıp öldürmeğe teşebbüste bulunduğu anlaşılmaktadır.
Maktul Cengiz'i öldüren sanık Ahmet Ali hiçbir ifadesinde maktul Cengiz'in kendisine tabanca ile ateş ettiğinden bahsetmediği gibi, yaralanmasından hemen sonra teyzesi Ayşe'nin evine gittiğinde yine Cengiz'den sözetmeksizin kendisini yaralıyanın Mustafa olduğunu sıcağı sıcağına söylemiş bulunmakta, olay iki safıhada cereyan ettiğimi gösterir, öldürme ve öldürmeğe teşebbüs eylemlerinin ayrı zaman fasılası ile oluştuğuna delalet eder nitelikteki ve atışların üç değilde iki gurup halinde yapıldığına temas eden sahadette, maktulün sanık Ah:met Ali'ye ateş etmemiş bulunduğunu kabule medar bir yan delil mahiyetini taşımaktadır.
Olayın hemen akabinde değilde, olaydan bir gün sonra 6.9.1978 tarihinde Nuri isimli bir şahsın maktulün cesedinin bulunduğu yerde bir tabanca bulduğundan bahisle jandarmaya teslim etmesinin ve müteakiben yine 6.9.1978 günü silah muayene olunarak tutulan zabıtla tabancanın yeni atılmış olduğunun ve barut kokusu mevcut bulunduğunun tesbitinin de, kışa ve aradan geçen zaman fasılasına göre, olay anında bizzat maktulün o tabancayı ateş ederek kullanmış olduğunun kesin delili niteliğini taşıyamıyacağı aşikardır.
Nitekim, olay yerinde bulunan üç adet boş koyanın, maktul Cengiz'in cesedinin olduğu yerde tanık Nuri tarafından bulunduğu ileri sürülen ve olaydan bir gün sonra jandarmaya teslim edilen tabanca ile atılmadığı Adli Tıp Meclisi'nin 30.11.1979 gün 1038/1223-1366 sayılı raporu ile tesbit edilmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla ve mevcut delillere nazaran, maktul Cengiz'in sanık Ahmet Ali'ye tabanca ile ateş etmediği anlaşıldığı ve nitekim Ahmet Ali maktul Cengiz'in kendisine ateş ettiği yolunda hiçbir savunmadan da bulunmadığı halde, savunma dahi aşılarak maktulün de adı geçen sanığa tabanca ile ateş etmiş olduğundan, atışların karşılıklı bulunduğundan, hangisinin daha evvel ateş ettiği anlaşılamadığından bahisle sanık Ahmet Ali lehine ağır tahrikin varlığı kabul edilip, TCK.nun 51/2. maddesinin uygulanması,
B) Sanık Ahmet Ali'nin tekerrüre esas alınan 1 yıl 8 ay süreli ağır hapis cezasının infaz hususu bakımından ilam arkasına verilen meşruhatta 13.6.1978 tarihinde şartla salıverildiği, buna ek olarak mahkeme başkatipliğinden alınan 7.6.1979 günlü ek yazıda meşruten tahliye tarihini aynen belirtilerek 19.8.1978 günü bihakkın tahliyeye müstehak olacağı ifade edilmişse de, önce mevkuf kalmayıp 12.7.1977 günü vicahen verilen hükümle tutuklandığı ilamında yazılı olan sanığın 19.8.1978 günü bihakkın tahliyesine imkan bulunmadığı cihetiyle infaz dosyası getirtilip layıkı veçhile incelenmeden hakkında TCK.nun 81. maddesinin tatbiki,
C) 12.1.1979 günlü tensip zaptının 7 sayılı bendinde belirtilen Ahmet Ali'nin ilk tahkikatta dinlenen savunma tanıkları Zühre, Recep, Dudu, (D. Y.) nin ademi istimaları yolunda bir karar alınmadan ve tensip kararından da dönülmeden eksik tahkikatle hükmün kurulması,
D) Mahkemece maktul Cengiz'in sanık Ahmet Ali'ye tabanca ile ateş ettiğinin kabul edilmesine göre de; Operatör Doktor A. Necati Dulupçunun 25.4.1980 günlü Naip Hakimlik bilirkişi zaptına alınan beyanın;da otopsi zaptındaki kurşunun giriş yerlerine atfen kalp bölgesinden isabet alan maktul Cengiz'in bu yaralanmanın akabinde silah kullanmasına imkan olmadığı yolunda görüş ve kanaat belirtmesine nazaran, otopsi zaptında gösterilen şekilde yaralanan maktulün bu yaraları aldıktan sonra ateş edebilip edemiyeceği hususunda Adli Tıp Meclisi'nden mütalas alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde sanık Ahmet Ali'in TCK.nun 49. maddesinden faydalanabilip faydalanamayacağının tahammülü gerekli iken yapılmaması,
Yasaya aykırı, sanık Ahmet Ali ile müdahil Abdullah'ın temyiz itirazları ve tebliğname münderecaatı bu bakımlardan yerinde görüldüğünden hükmün gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), sanık Ahmet Ali ve müdahil Abdullah'ın depo paralarının geri verilmesine, itirazları red edildiğinden sanık Mustafa'nın depo parasının gelir kaydına 11.12.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini