 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1980/937
K: 1980/990
T: 16.04.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek davalı idarenin (98.292.34) lira alacağı olduğu yolundaki istek ve bu nedenle doğan muarazanın menine davalı idare nezdindeki teminat mektubunun serbest bırakılmasına dair verilen hükmün temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1) Dava, davalı Genel Müdürlüğün 98,292,34 lira alacaklı olduğu yolundaki istek ve bu nedenle doğan muarazasının men'ine ve idare nezdindeki 82.000 liralık teminat mektubunun serbest bırakılmasına karar verilmesine ilişkindir.
Mahkeme, 3.6.1979 günlü bilirkişi kurulu raporuna ve olayda yüklenicinin kasten sakladığı, usulü veçhile muayenesinde müşahede edilemiyecek olan kusurlu işlerin bulunmadığının anlaşılmasına göre istek gibi karar vermiştir.
Davalı vekili 18 Ekim 1976 günlü esasa cevap layihasında, 21 adet klima cihazının montajı işinde, ölçü hataları ve noksan işler sebebiyle yükleniciye istihkakından fazla para ödendiğini, Borçlar Kanunu gereğince usulüne uygun yapılan muayenede görünmeyecek olan kusurlar hakkında müteahhidin sorumluluğunun devam ettiğini, montajı yapılan cihazların teknik şartname ve projeye uymadığının müfettişlik tahkikatı sonucunda anlaşıldığını savunduğuna göre, varlığı iddia edilen noksan ve ayıplı işlerin usulüne uygun muayenede görünmeyecek nitelikte bulunduğunu öne sürmüş demektir. Nitekim 15.6.1977 günlü ilk bilirkişi raporunda, Borçlar Kanununun işin onaylanmasına ilişkin 362 nci maddesi hükmü de göz önünde tutulmak suretiyle davacı yüklenicinin sorumlu olduğu noksan ve kusurlu işler tutarının 80.530 lira olduğu açıklanmıştır. Buna karşılık 3.6.1979 tarihli ikinci raporda bilirkişi kurulu sonuç olarak savunmada öne sürülen kusurlu işlerin mesnedinin anlaşılamadığını ve yüklenicinin davalı idareye bir borcu olmadığını bildirmiştir. Bu suretle noksan ve ayıplı işlerin varlığı bakımından, her iki bilirkişi raporu arasında açık bir aykırılık meydana gelmiş olmaktadır. Mahkemenin bu mübayenet giderilmeden istek gibi karar vermesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece burada yapılacak iş, yeniden seçilecek bilirkişi kurulu aracılığıyla, sözleşme konusu işte iddia olunan noksan ve ayıpların bulunup bulunmadığı, bunların usulüne uygun muayenesinde müşahede edilemiyecek nitelikte olup olmadığı, iş sahibi davalının, vakıf olur olmaz keyfiyeti yükleniciye haber verip vermediği ve gerekiyorsa ayıplı ve kusurlu işlerin bedellerini tespit etmek suretiyle ortaya çıkacak sonuç çevresinde bir karar vermektir.
Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması gerekir.
2) Taraflar arasında kurulmuş 21.3.1974 günlü sözleşmenin 14. maddesi ve Sosyal Sigortalar Yasasının 83 üncü maddesi hükümleri gereğince, kesin teminatın geri verilmesi, yüklenicinin Sosyal Sigortalar Kurumuna prim ve gecikme zammı borçlarını ödemiş olmasına bağlıdır. Davacının prim borcu bulunmadığı ve Sosyal Sigortalarla bir ilişiğinin kalmadığı araştırılıp tespit olunmadan teminatın serbest bırakılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle de bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden kararın BOZULMASINA, 16.4.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.