 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1980/556
K: 1980/582
T: 10.03.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İskenderun Asliye 2. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Yanlar arasında düzenlenen sözleşmenin 16. maddesine göre ücretin götürü olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece, davacının davalıya 36.000 lira ödediği, 640.000 liralık da bono verildiği kabul edilmiş olup davalı hükmü temyiz etmemiştir. Böylece bu kabul, davalı yönünden kesinlik kazanmıştır. Burada davalıya ödenen götürü ücret tutarı 100.000 liraya vardığına göre, inşaatın tamamlanmaması nedeniyle davacıya geri verilmesi gereken tutarın saptanması, uyuşmazlığın temelini oluşturmaktadır. Davalının yaptığı işin değerini, son bilirkişi kurulunun 22.9.1978 ve özellikle 24.4.1979 günlü raporlarına dayanarak 84.000 lira olarak kabul eden mahkeme, 100.000 liradan 84.000 lira indirdikten sonra 16.000 liranın karşılıksız kaldığının sonucuna vararak bonolardan 16.000 liralık kısmının iptaline karar vermiştir. Ne var ki, bilirkişi kurulu, davalının yaptığı işleri, birim fiatlarına göre değerlendirmiştir. Oysa, davada götürü ücret söz konusu olduğu için, orantı kurmak yoluyla sonuca ulaşılmak gerekir. Öyleyse, yanlar arasında düzenlenen sözleşme konusu eserin kullanma ve tamamlanıp işletmeye açılma amacı gözönünde bulundurularak, davalı yüklenicinin elini çektiği gündeki duruma göre inşaatın fiziksel olarak kaçta kaçının yapıldığı uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenmeli ve bu yöntemle bulunacak oran, götürü ücret olan 100 bin liraya uygulanmalı ve kurulacak orantı sonucu yapılan işe düşen tutar saptanmalı ve bu tutar davalıya ödenen ve verilen 100.000 liradan indirildikten sonra arta kalan tutar olursa, geri verme ve bono iptalinin kapsamı böylece belirlenmeli ve uygun sonuç çevresinde bir karar verilmelidir.
Yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözden kaçırması, usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Bu duruma göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, 2 numaralı bent uyarınca kazanılmış hak kuralı gözetilmek üzere davacı yararına BOZULMASINA, 10.3.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.