Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:1980/2551
K:1981/207
T:03.02.1981
  • DİRENİM (TEMERRÜT) FAİZİ
  • DİRENİM FAİZİNİN KOŞULLARI
  • DİRENİM FAİZİNİN KAPSAMI
ÖZET: 1-Geçmiş günlerin faizini düzenleyen Borçlar Yasasında açıkça bir miktar paranın ödenmesinde direnen borçludan sözedilmiştir. Direnimin [temerrüdün] oluşması alacağın ivedili olmasından başka ayrıca belirli olmasına bağlıdır. Daha miktar kesin bir durum almamış ya da ancak incelemeyle belirginliği anlaşılabilecek alacaklarda tek başına ivedilik, direnim faizi istenmesine yeterli sayılamaz.
2 - Dava dilekçesinde direnim gününden başlayarak faiz istendiğine göre direnim faizinin dava gününden sonraki zamanı da kapsaması gerekir.
(818 s. BK m. 101, 103, 104)
(YIBK., 11.12.1957 gün 17/29 s.)
Taraflar arasındaki davanın (Akara 2. Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 5.5.1980 tarih 32-355 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraflar avukatlarınca istenmesi üzerine dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü
Davacı vekili, davalı ile müvekkili başkanlık arasında kurulan sözleşmeye göre peynir yapılmak üzere davalıya 213 ton süt tozu teslim edildiğini, buna karşılık davalının (120.345) kg. peynir teslim etmesi ve kilo başına 154 kuruş depolama ücreti ödemesi gerekirken ancak (27.700) kg. peynir teslim edildiğini ileri sürerek davalı zimmetinde kalan 174.593 kg. süt tozunun 12 liradan bedeli olan (2.095.116) liranın ve (60.000) lira depo ücretinin davalıdan tahsilini ve temerrüt tarihinden faiz yürütülmesini dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı bakanlığın hatalı tutumu ve gümrük mevzuatına aykırı hareketi sonucunda bir kısım peynirlerin müsadere edilerek imha edildiğini, süt tozunun da aynı akibete uğradığını, davanın yersiz olduğunu savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve gösterilen belgeler ile bilirkişi raporu esas alınarak (1.229.800,97) lira esas alacak ve bunun temerrüt tarihi olan 27.10.1971 tarihinden dava tarihine kadar 0/0 5 temerrüt faizi tutarı (197.792,98) liranın davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2 - Mahkemece davalıya protokol gereğince tanınan teslim tarihi itibariyle 27.10.1971 tarihi temerrüt günü olarak kabul edilmiş ve bu tarihten davanın açıldığı 15.1.1975 tarihine kadar temerrüt faizine hükmedilmiştir.
Gerçekten 27.4.1971 tarihli protokolun (3) maddesinde, süt tozlarının teslimini müteakip üç ay içerisinde peynirlerin mal edilerek teslim edileceği yazılıdır. Davacı Bakanlığın 10.6.1971 gün ve 01-172/8630 sayılı oluru ile davalıya aynı maddede öngörülen 3 aylık ek süre uzatımı verilmiş olup işte bu sürenin bitiş tarihi 27.10.1971 günü sayılmıştır. Ancak ayni Bakanlığın davalıya hitap eden 14.12.1971 tarih ve 103-398 sayılı yazılarında açıklandığı gibi anılan tarih ve ek süre İlk yüz ton süttozu ile ilgilidir. 20.9.1979 tarihli bilirkişi kurulu raporunun 3. sahifesinde ise altı aylık teslim süresine göre, davalıya teslim edilen süttozunun peynir olarak sair teslim tarihi 12.1 2.1971 günü olduğu belirtilmiştir. Görülüyorki; temerrüt faizine 27.10.1971 tarihinin başlangıç sayılması kabule göre davalı aleyhine sonuçlar doğuran hatalı bir uygulamadır.
Öte yandan alacağın istenebilir (muaccel) olması ile borçlunun temerrüde düşürülmesi ayrı ayrı kavramlar olup, sonuçları da değişiktir. Temerrüdün borçlu aleyhine sonuçlar doğurması için ifanın muaccel hale gelmesi veya alacağın yalnız muaccel olması yetmemekte, ayrıca alacaklının ifayı beklediğini borçluya bildirmesi, yani ithar etmesi gerekmektedir. İhtar ise, borcun yerine getirilmesi yönünden alacaklının irade açıklaması olup karşı tarafa yöneltilmesi ile hukuki sonuçlar doğurur.
Geçmiş günler faizini düzenliyen BK.nun 103. maddesinde açıkça bir miktar paranın tediyesinde temerrüt eden borçludan sözedilmiştir. Demek oluyor ki, direnmenin [temerrüdün] oluşması alacağın muaccel olmasından başka ayrıca belirli olmasına bağlıdır. Henüz miktar kesin bir durum olmamış ya da ancak inceleme ile belirginliği anlaşılabilecek alacaklarda tek başına muacceliyet, temerrüt faizi istenmesine yeterli sayılamaz.
Olayda, davacı Bakanlık imal edilip teslim edilmeyen süttozuna takdir ettiği bedel üzerinden parasal değerinin ödenmesi yolunda davalıyı temerrüde düşürüp düşürmediği araştırılmamıştır. 0 halde mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan yasal hükümler çerçevesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair belge ve kanıtların davacıdan istenmesi ve tesbit edilecek temerrüt tarihi esas alınarak buna göre direnme faizinin yürütülmesinden ibarettir. Bu yönler incelenmeden yazılı olduğu şekilde temerrüt faizine hükmedilmiş olması hatalıdır, davalı yararına bozma nedeni sayılmıştır.
3 - .Dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren faiz istendiği halde, hüküm fıkrasında sadece temerrüt tarihinden dava tarihine kadar faize hükmedilmekle yetirilmemiş, dava tarihinden sonraki temerrüt faizine karar verilmemiştir. Bu yolundaki uygulama usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün davacı Bakanlık yararına bozulmasını gerektirmiştir.
Sonuç : Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentde yazılan nedenle hükmün davalı yararına ve 3. bentde belirtilen nedenden dolayı da hükmün davacı Bakanlık yararına (BOZULMASINA), 1400 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya ve l400 lira duruşma vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesi, peşin harçların istek halinde taraflara iadesine, 3.2. 1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini