 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1980/1480
K: 1980/1535
T: 17.06.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Eyüp Asliye 2. Hukuk Hakimliğince görülerek ödetmeye ilişkin olarak verilen 18.2.1980 tarih ve 170/64 sayılı hükmün temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı davasında eserin geç teslimi nedeni ile yoksun kalınan kira alacağı 43.000 lira için ödetme kararı verilmesini talep etmiş, davalı yüklenici de inşaatın geç tesliminde kendisine hiçbir kusur yükletilemiyeceğini ve davacıya tahsis eylediği konutun kira bedelini de ödediğini savunmuştur.
Yerel mahkeme, yargılama sonunda davacının uğradığı kira tazminatı 38.000 lira için ödetme kararı vererek fazlaya ait isteği red etmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur. Temyizen kanıtlar ve belgeler incelenerek değerlendirilmişlerdir.
1 - İddia ve savunma doğrultusunda toplanan kanıtlar ve belgeler ile bunların değerlendirilmmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları red edilmelidir.
2 - İşveren davacıya iki dairenin teslim edileceği ve yüklenici davalının teslimde 19 ay geciktiği yargılamada toplanan kanıt ve belgelerle saptanmıştır.
İstemde, iki dairenin geç teslimi sebebiyle bu dairelerin getireceği kiradan yoksun kalındığından 43.000 lira tazminat talep edilmekte ve eser sözleşmesinin 12 aydan sonra inşaat ihmalcilikten dolayı gecikirse mal sahiplerine müteahhit kira ödeyecektir hükmüne dayanılmaktadır. (Mukavele Md.2).
Yerel mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dairelerin aylık kira parası biner lira hesabile 19 ay için 38.000 liranın ödettirilmesine karar verilmiştir.
Oysa: Davalının 1.3.1978 gününden 1.2.1979 gününe kadar on bir aylık süre için kiraladığı yere ayda 1.700 liradan davacı yararına 18.700 liranın ödendiği davacı vekilinin 30.5.1979 tarihli oturumdaki beyanı ile ortaya çıkmaktadır.
İki dairenin kirasından yoksun kalındığı ileri sürülmekte ise de talep sahibinin bu dairelerin birisinde oturmak zorunluğu yargılamanın akışı ile belirmektedir. Davacı, bu yolu seçecek veya iki daireyi kiraya verip başka bir yeri konut olarak kiralamak zorunda kalacaktır.
Öyleyse:
İşveren davacının bir yandan iki dairenin on dokuz aylık süreye ilişkin olarak getireceği kira tutarını tazminat biçiminde alması öbür yandan kiraladığı yere davalının ödediği 18.700 lirayı hesaba katmamak, davacının mal varlığında bir artışın meydana gelmesi sonucunu doğuracağından zararın denkleştirilmesi kuralı gereği iki dairenin getireceği kira toplamı 38.000 liradan davalının kira için ödediği 18.700 liranın indirilmesi ve arta kalan miktar ile davalının sorumlu tutulması icap eder.
Sözleşmenin az evvel açıklanan ikinci maddesinde gecikme durumunda işverene kira ödeneceğinin yazılı olması, teslimde gecikme halinde davacının uğrayacağı zararın karşılanması anlamında olduğu çok belirgindir. Yüklenicinin sözleşmeye ayknırı davranmasının sonucu, işverenin uğradığı zararın belirlenmesi ve buna göre tazminatın hesaplanmasıdır. Sözleşmede birleşen iradelerle güdülen amaç da budur. Buna göre işlem yapılması ve davacının gerçek zararının giderilmesine karar verilmesi gerekir. Kaldı ki tazminat, kişinin mal varlığındaki eksilmeyi gidermek, denkleştirmek olup, çoğalmasını sağlayıcı bir işlevi yoktur.
Bu durumda yerel mahkemenin tüm bu yönleri gözden kaçırması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenle; A - 1 nolu bend gereğince sair temyiz itirazlarının reddi ile, B - 2 nolu bend gereğince davalı vekili yararına mahkeme kararının BOZULMASINA, 17.6.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.