 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1980/1158
K: 1980/1712
T: 03.07.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kadıköy Asliye 2. Hukuk hakimliğince görülerek ödetmeye ilişkin olarak verilen 20.2.1980 tarih ve 614/139 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenmiş olmakla gereği düşünüldü:
1 - İddia ve savunmaya, dosyadaki yazılarla belgelere, toplanan kanıtlara, kararlaştırılan teslim süresi geçtiği halde davacı yüklenicinin sözleşme gereklerine uygun olarak işi tamamlamadığının açıkça anlaşılmasına ve temerrüdünün gerçekleşmesine, o nedenle sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşılan yüklenici davacının karşı edimi tüm olarak istiyemiyeceğine, eşdeyişle temerrüdü saptanan yüklenicinin çıkarı yönünden bir istek ileri süremiyeceğine, davalıların inşaata el koyup tamamlamada haklı bulunduğuna, öyleyse davacı yüklenicinin inşaattan el çektirildiği güne değin yaptığı işin karşılığını alıp almadığının çözülmesi gerekeceğine, aşağıdaki bentte gösterildiği üzere bu yönden davacının bir hakkı kalmadığının ortaya çıkmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - Yerel mahkemece düşüncelerine başvurulan bilirkişi kurulunun raporunda gerektirici nedenler belirtilerek açıklandığı üzere, davacı yüklenici yanlar arasında düzenlenen sözleşmeye üstlendiği edimi tüm yerine getirmiş olsaydı binanın % 55 oranında karşı edimi elde etmesi sözkonusu olup, ne varki binayı tamamlamadığı, dört bağımsız bölümün satışı karşılığını aldığı, böylece kendisine verilecek karşı edimden % 40'ını sağladığı, oysa bu oranda edime hak kazanabilmesi için yaklaşık binanın tamamının % 73 kadarını bitirmesi gerektiği, buna rağmen davacı yüklenicinin binanın tamamının % 73'e kadar ikmal etmeden ayrıldığı, kesinlikle tesbit edilmiştir. O nedenle yüklenici davacı, sattıklarından hariç bir ek pay için istemde bulunmaya yada bunun karşılığını istemeye hakkı yoktur. Bu sonuç bilirkişi kurulunun raporunda inandırıcı gerekçelerle ortaya konulduğu halde yerel mahkemenin hemen davayı tümden reddetmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bilirkişi raporunun 4 ve 5. sayfalarında açıklandığı üzere toplam 291.027 lirayı oluşturan kalemler için (ödediğini mahkememiz nezdinde kabul ettirme şartiyle müteahhidin arsa sahibiyle para alışverişlerinden doğan bazı haklarının olduğu görülmektedir) denmiştir. İşte yerel mahkeme bu şartlı açıklamayı, hiç bir kanıtla desteklemeyerek gerçek diye benimsemiş, rapor doğrultusunda 88.000 lirayı indirerek sonuçta 203.027 lirayı davacı yararına ödetmeye karar vermiştir. Oysa davacının eski müteahhide ödediği bildirilen 98.000 lira davalıları ilgilendirmemektedir. Vergi payı 31.000 liradan davalıların sorumluluğunu gerekdiren bir neden olmadığı gibi bu yön kanıtlanmış değildir. Öte yandan elden 22.000 lira verildiğini de destekleyen bir kanıt yoktur. Bunun gibi inşaatın davası sırasında arsa sahiplerinin davacı yükleniciden 211.300 lira aldığı konusunda da bir iddia ve kanıt yoktur. Davacının temerrüde düşmesine ve yaptığının karşılığını fazlasıyle elde etmesine, davalıların davacıya pay ya da bağımsız bölüm verme durumunda olmamalarına göre sonradan daire satışından bir para sağlamış olmaları, davacıyı ilgilendirmez. Bütün bu nedenlerle de yerel mahkemenin ödetmeye karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan duruma göre, davacı yüklenicin tüm temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2 No.lu bent uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA, 3.7.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.