 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1980/1151
K: 1980/1144
T: 05.05.1980
DAVA : (Ö.S.) ile (F.P.) arasında çıkan davadan dolayı Giresun Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen hükmü bozan dairesinin 15.2.1980 gün ve 353 - 365 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara mahkeme kararında belirtilip yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istekleri H.U.M.K. 440. maddesinde anılan hallerden hiç birisine uygun bulunmadığından reddi gerekir.
2 - Taraflar arasında kurulan esas ve ek sözleşmelerle davacıya ait arsa üzerinde projesine uygun olmak üzere zemin katın ince işçiliğinin anahtar teslimi yapılmak üzere toplam iki katın kaba işçiliği sözleşmede belirlenen koşullar içinde davalı yükleniciye verilmiştir. Davalının inşaatı tamamlamadan bıraktığı uyuşmazlık konusu değildir. Bunun üzerine tarafların hazır bulunduğu 13.9.1977 günü yerinde yapılan tesbitle ilgili olarak düzenlenen 27.9.1977 tarihli bilirkişi raporunda inşaatta eksik ve kusurlu işler bulunduğu saptanmış, ayrıca mahkemece yapılan keşif sonucunda üç kişilik bilirkişi kurulunun hazırladığı 20.3.1979 günlü raporda da eksik ve kusurlu işlerin nitelik ve nitelikleri belirlenmiştir.
BK.nun 360. maddesi gereğince yapılan şey, iş sahibinin kullanamayacağı veya kabule zorlanamıyacağı derecede ayıplı veya sözleşme koşullarına aykırı olursa, o şeyi kabulden kaçınması mümkündür. 20.3.1979 günlü bilirkişi raporunda kusurlu ve eksik işlerin giderilebileceği görüşü belirtilmiş olmasına ve davacı eseri kabul etmekle beraber tespit raporuna dayanmak suretiyle bunlar için sözleşme bedelinin % 15'i oranında (32.250) liranın ödetilmesini istemiş bulunmasına göre, bu açıdan BK. 359 ve 362. madde hükümleri çerçevesinde inceleme yapılarak bir sonuca varılması gerekir. Diğer bir anlatımla, her şeyden önce eserin hangi tarihte davacıya teslim edildiği saptanmalı ve teslimden sonra işlerin olağan gidişine göre davacının imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirme ödevini yerine getirip getirmediği ve ilk bakışta anlaşılabilir. Açık ayıpları derhal yükleniciye bildirip bildirmediği açıklığa kavuşturulmalıdır.
Davalı cevap dilekçesinde eseri 1. Nisan 1977 tarihinde teslim ettiği ileri sürmüştür. Eğer böyle ise, 13.9.1977 tarihinde yapılan tesbitin ve 10.10.1977 tarihinde açılan davanın gecikmiş bir muayene ve ihbar olarak kabulü ve davacının açık ayıplara ilişkin isteklerinin reddi sonucu bakımından doğrudur. Ne var ki, bu konuda davacıya aksini ispat olanağı verilmemiş olduğundan, delilleri toplanmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Yüklenicinin kasten sakladığı ve yapılacak muayenede gözlenmesi olanaksız kusurlu ve eksik işler (gizli ayıplar) açısından yüklenicinin sorumluluğu devam edeceğinden, yukarıda sözü edilen bilirkişi raporlarında belirtilen işlerin hangilerinin bu nitelikte olduğu tesbit edildikten sonra istekle bağlı kalınarak bedellerinin ödetilmesine hükmedilmelidir.
Mahkemenin bu yönleri incelemeden davacının sözü geçen kalemlere ilişkin isteğinin reddi doğru olmadığı gibi, davacı vekilinin bununla ilgili temyiz itirazlarının da dairemizce reddedilmiş olması yanılgı sonucu olduğundan karar düzeltme isteğinin kabulü ile 15.2.1980 tarih ve 353/365 sayılı bozma kararına bu cihetin ilavesi suretiyle yerel mahkeme hükmünün bu yönden de bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer karar düzeltme isteklerinin reddine ve 2. bentte belirtilen nedenlerden dolayı karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin 15.2.1980 gün ve E. 980/353, Karar 980/365 sayılı bozma kararına ilavesi suretile mahkeme kararının bu yönden de BOZULMASINA, 5.5.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.