 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1980/1140
K: 1980/1643
T: 26.06.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kayseri Asliye 3. Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı ve mukabil davalılardan (Ş.O.) ve (M.A.) avukatlarınca istenmiş olmakla gereği düşünüldü:
Taraflar arasında Kayseri 4. Noterliğince resen düzenlenmiş 18.2.1977 gün 3273 sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi mevcuttur. Esas davada yükleniciler arsa sahipleri aleyhine, kendilerinin sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle akdin feshedilmiş olduğundan bahisle 500.000 lira cezai şart ile yaptıkları işler sebebiyle 50.000 lira zarar (menfi zarar) olmak üzere toplam 550.000 liranın tahsilini istemişlerdir.
Arsa sahipleri tarafından yükleniciler ve kefillerin aleyhine açılan, Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 977/609 esas sayısında kayıtlı olup esas dava ile birleştirilerek görülen davada ise; kendilerinin sözleşmeye aykırı bir davranışları olmadığı halde diğer taraf yükleniciler tarafından akdin haksız olarak feshedildiği ve inşaatın bırakılmasının akde aykırı hareket olduğundan söz edilerek sözleşmenin 10. maddesi hükmü gereğince her bir davacı işin 450'şer bin lira cezai şartın yükleniciler ve kefilden ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
1 - Yerel mahkeme, tarafların karşılıklı olarak iyi niyet kaidelerine aykırı olarak, edimlerini yerine getirmediklerinden söz ederek tarafların karşılıklı tazminat isteklerinin reddine, ancak esas davada, müteahhit olan davacıların, inşaatın devam edeceği düşüncesiyle yaptıkları harcamalar tutarı 50.000 lira menfi zararın davalı arsa sahiplerinden tahsiline karar vermiştir.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinin bozulmasında esas davanın davalıları ve birleştirilen davanın davacıları olan arsa sahipleri (Ş.O.) ve (M.A.)'ın akde aykırı bir davranışları yoktur. Zira, inşaat tamamlanmadan yüklenicilere bırakılan daire ve dükkanlara isabet eden arsa paylarının devri sözleşmede öngörülmemiştir.
Arsanın (Ş.O.) tarafından oğlu (E.O.)'a devri, yüklenicilerin isteği üzerine olmuştur. Bu husus tanık sözlerinden açıkça anlaşıldığı gibi bu devrin masrafları karşılığı olarak müteahhitlerce çek verildiği ve tahsil edildiği iddiası da ibraz edilen çeklerle de açıklığa kavuşturmaktadır. 5.2.1979 günlü oturumda ara kararının 1. bendi ile davacı tarafa oturumda ibraz edilen çek fotokopileri hakkında beyanda bulunmak üzere mehil verilmiş olmasına rağmen davacı taraf bu konuda bir beyanda bulunulmamış ve aksine bir iddia da ileri sürerek kanıtlamamıştır. Mahkeme kararının 2. sahifesinin 4. bendinde kabul edildiği şekilde bu konuda sadece şahit ifadesi mevcut olmayıp, çek verilmesi hususu da şahit ifadelerini tespit eden ve tamamlar niteliktedir. Kaldı ki 21 gün sonra tapu (E.) üzerinden, davalılar (Ş.) ve (M.) adına intikal ettirilmiştir. Davacı yükleniciler, sırf bir fesih sebebi yaratmak amacıyla ve masraflarını da vererek (Ş.O.)'un hastalığını da ileri sürüp arsayı oğluna devretmeğe ikna etmişlerdir. Davacıların bu davranışını iyi niyetli olarak kabule olanak yoktur. Esasen davacılar diğer davalıyı da sözleşmeyi feshe icbar etmek için suç sayılan ve cezalandırılan davranışlar içine girmişlerdir. Bu husus dosya içindeki ceza dosyaları münderecatından da anlaşılmaktadır. Kanun kötü niyeti himaye etmez. O halde davacılara kötü niyetle hareket ederek ve haksız olarak sözleşmeyi feshedip işi bırakmışlardır.
Yüklenicilerin bu davranışları karşısında sözleşmenin 10. maddesi hükmü gereğince menfi zarar talep hakları olmadığı halde, bu isteğin reddi gerekirken kabul edilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Yukarıda ki bendde açıklandığı şekilde davacı yüklenicilerin haksız ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı düşen eylemleri ile sözleşmeyi feshedip inşaatı bıraktıkları saptanmakla, birleştirilen dava gereğince davacılar arsa sahiplerinin, sözleşmenin 10. maddesine dayanan isteklerinin tümünün red edilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3 - Yukarda açıklanan bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yerel mahkeme kararının, 2 ve 3. maddelerde gösterilen nedenlerle davalı ve birleştirilen davanın davacıları temyiz eden arsa sahipleri, (Ş.O.) ve (M.A.) lehine BOZULMASINA, 26.6.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.