 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1980/1091
K: 1980/1633
T: 25.06.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesince görülerek ödetmeye ilişkin olarak verilen hükmün temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı taşaron tarafından Çankaya İlçesi Yurtbeli Köyünde inşa edilen ilkokul inşaatı işinde; 124.995 lira 7/15990 sayılı kararname gereği fiat farkı bedeli ve 57.638.56 lira, % 8 oranında kesin hak edişten yapılan indirim ile 8.862,69 lirada idarece verilen demir için fazla kesilen demir bedeli olmak üzere toplam 181.51.25 lira tutarındaki taşaron alacağının faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı idare vekili savunmasında, 7/15990 sayılı kararnamenin 12/a maddesi gereğince fiat farkının bu işe uygulanamıyacağını, % 8 indirimin sözleşme gereği kesin hak edişte yapıldığını, söz konusu demirler de idarece temin edildiği için % 25 taşaron karı talebinin reddi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkkemece, 16.7.1979 günlü raporuna göre; yapılan iş bir emanet usulüne göre değil, emanet ussulü ile yapılmış olup, kararnamenin 12/a maddesine girmediği, bu nedenle 7/15990 sayılı kararnamenin uygulanması gerektiği, ayrıca iş, 2490 sayılı kanunun 46 ıncı maddesi uyarınca ihale edilmiş bulunduğundan, davacının yaptığı iş için bu kararnamenin uygulanması sonucu ki (Bayındırlık Müdürlüğünce uygun görülmüştür) % 25 fiat farkı talebi kabul edilmiştir. 57.638,56 lira % 8 oranında kesin hak edişten yapılan indirim istemi ise, geçersiz olduğundan red olunmuştur. İdarece verilen demir için taşarondan % 25 kar ve masraflar karşılığı kesilir diye sözleşmede bir hüküm mevcut olmadığından, aradaki farkın yükleniciye ödenmesi gerekeceğinden, sonuç olarak; fiat farkı 124.955,62 lira ile demir bedelinden fazla kescilen 8.370,37 lira ki toplam olarak 133.325,99 liranın davalıdan % 10 faizi ile birlikte alınmasına karar verilmiştir.
Bu karar, davalı idare vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacının birinci istemi, 7/15990 sayılı kararname gereğince fiat farkını teşkil eden 124.995,99 liraya ilişkindir.
1 - Davacı vekilinin dayandığı 14.7.1978 tarih, 7/15990 sayılı kararnamenin birinci maddesinde, bu kararname ile hükümet, iş sahibi durumundaki kuruluşlarına, sözleşmelerine esas birim fiatlarının yeniden tesbit ve uygulanması hususunda sadece yetki tanımış ve fiat farkı (zam) verilmesini onların irade ve takdirine bırakmıştır.
İşin bu kararname çevresinde değerlendirilmesi halinde ise, taraflar arasındaki özel hukuk alanına giren buna benzer eser sözleşmelerinin yapılmasında olduğu gibi, değiştirilmesi veya bozulması veya tasfiyesi yönüne gidilmesi halinde, yine onların ortaklaşa irade ve rızalarına ihtiyaç vardır. Başka bir ifade ile, sözleşme hükümlerinin ortadan kaldırılması ve tasfiyesi veya koşullarının evvelce olduğundan başka bir şekle sokulması, sözleşme taraflarının irade ve yetkisi içinde kalmaktadır. Anlaşmalar dışında olan gerçek veya tüzel kişilerin açıklandığı biçimde bir tasarrufta bulunmaları mümkün değildir.
Bakanlar Kurulu'nun bir hükümet tasarrufu niteliğinde olan böyle bir kararname ile, özel hukuk ilişkilerine el atarak, iş sahiplerine daha fazla bir para ödeme mükellefiyet ve zorunluğu yüklemesi ve ayrıca bunun sonucu olarak da, iş sahibi tarafından malzeme fiat artış farkı ödenmemesi nedeniyle yükleniciye sözleşmenin bozulması hakkının tanınması söz konusu olamaz.
Davacı yüklenici tarafından istenilen 124.995 liralık fiat farkı davalı idarenin yetkili kurulu olan Vilayet Daimmi Encümeninin 14.2.1979 günlü kararı ile kabul edilmemiş olmasına göre, davacının fiat farkı ödenmesi için davalı idareyi zorlaması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle bu konudaki istemin tamamen reddi gerekir.
2 - Davacı vekili ayrıca davalı idarece verilen demir için davacı taşarondan haksız ve fazla olarak kesilen (% 25 kar ve masraflar karşılığı olarak) 8.812,69 liranın kendisine ödenmesini istemektedir. Davalı idarenin verdiği demir için davacı taşarondan kesilen (% 25 müteahhitlik karı ve masrafları için) 8.812,69 liralık kesintinin davalı idarece düzenlenen 4 numaralı son hak edişe girdiği ve bu hak edişle davacı taşarondan kesildiği anlaşılmıştır. Bu 16.1.1969 gün ve 4 sayılı son hak ediş raporu ise, davacı yüklenici (taşaron) tarafından itirazsız olarak imzalanmış bulunmaktadır.
Davalı idare 2490 sayılı yasa hükümlerine tabi bulunması dolayısiyle, Bayındırlık İşleri, genel şartnamesi sözleşmenin eklerinden sayılmaktadır.
Bu nedenle taraflar arasında delil sözleşmesi niteliğinde olan Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin 33. 34 üncü maddelerine göre, davacı taşaron'un düzenlenen 4 nolu son hak edişte kesilen bu 8.812,69 liradan dolayı hak edişe veya buna ekleyeceği dilekçede idarece yapılan bu yoldaki kesintiye açıkça itiraz etmesi ve tutanağı yazacağı bu itirazı kayıttan imzalaması gerekirdi. Böyle bir itiraz yapmadan kesin hak ediş raporunu imzalaması nedeniyle artık bu haklardan da vazgeçmiş sayılması gerekir.
Mahkemenin bu yönleri gözden uzat tutarak, yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Kararın yukarıda belirtilen nedenlerle davalı idare yararına BOZULMASINA 25.6.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.