 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1980/6885
K: 1981/1088
T: 10.02.1981
- KADASTRONUN KAPSAMI
- TASARRUF İNCELEMELERİ
- İMAR YASASINA GÖRE PAYDAŞLIĞI SÜRDÜRME
ÖZET: Kadastro sınırlamalarında taşınmazların hukuksal durumlarının ne biçimde ve nekre dayanılarak belirleneceği taşınmazlara ilişkin kadastro ve yazımı alakalandıran uyuşmazlıkların nasıl çözümleneceği 2613 sayılı Yasaya gösterilmiştir.
İmar Yasasının 41. maddesine davalı istem, kadastro ve yazıma ilişkin ve yukarıda anılan yasa uyarınca çözümlenebilecek bir sorun değildir. Bu yön ve ayrıca belediyenin bir davası bulunmadığı düşünülmeksizin açılan kadastro sınırlamasına karşıt çıkma davasıyla taşınmazın belediye adına kütüklerine karar verilmesi doğru değildir.
(2613 s. Kad ve Tapu. Tah. K m. 22, 27)
(6785 s. İmar K m. 41)
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.1971 gününde verilen dilekçe ile İmar Yasası uyarınca 10 sayılı parselin tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; 10 sayılı parselin belediyece davalıya satışının geçersiz olduğu nedenile belediye adına tashihan tesciline dair verilen 28.12.1979 gönlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı Halil vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü
Kadastro tahditlerinde taşınmazların hukuki durumlarının ne suretle ve nelere dayanılarak belirleneceği 2613 sayılı Kanunun 22. ve müteakip maddelerinde gösterilmiş, bunun 27.maddesinde de gayrı. menkul mallara taallük eden, kadastroyu ve tahriri alakalandıran ihtilafların sözü edilen kanun hükümleri dairesinde çözümleneceğine yer verilmiştir.
Dava konusu 867 ada ve 10 parsel sayılı taşınmaz, yol fazlası olarak belediye encümeni kararı ile Şükrü'ye satılmış ve o da davalı Halile devrettiğinden muvafakatı ile kadastro Halil adına tahdit edilmiştir. Bu tahdit 2613 sayılı Kanunun hükümlerine uygundur.
Davacılar, İmar Kanununun 41. maddesi hükmüne dayanarak Belediyece yanlış işlem yapıldığını, taşınmazın kendilerine satılması gerektiğini ileri sürerek önce tahdide itiraz etmiş, kadastro komisyonunca itirazlarının reddi üzerine de taşınmazın kendi adlarına tescili isteğiyle bu davayı açmışlardır.
İmar Kanununun 41. maddesi hükmüne davalı iddia, kadastro ve tahrire ilişkin ve 2613 sayılı Kanun hükümleri dairesinde çözümlene. bilecek bir sorun değildir. Bu yön ve ayrıca belediyenin bir davasının bulunmadığı düşünülmeksizin açılan kadastro tahdidine itiraz davası ile taşınmazın belediye adına tesciline karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Sonuç: davalı Halil vekilinin temyiz itirazlarının bu bakımdan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), belediye lehine bir bozma bulunmadığından duruşma :nedeniyle avukatlık parası takdirine yer olmadığına, 10.2.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.