 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1980/484
K: 1980/1835
T: 01.04.1980
DAVA : Davacı Hüseyin vekili tarafından, davalı İsmail aleyhine 12.02.1979 ve 11.04.1979 günlerinde verdiği dilekçeler ile 332 ada 10 parselde davalı adına tahdit edilen payın iptali ile tapu kaydına dayanarak tescili istenmesi üzerine her iki davanın birleştirilerek yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 28.12.1979 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ve vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : BK.'nun 18. maddesine göre, sözleşmelerin yorum ve değerlendirilmesinde akidlerin gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları tabirlere ve isimlere bakılmayarak onların hakiki ve müşterek maksadları aranır ve gözönünde tutulur. Olayda, İsmail dava konusu taşınmazdaki payını Hüseyin'e reci'ye satmış gibi tapuda işlem yapılmış ise de, gerçekte böyle bir satış olmadığı, Hüseyin'in bankadan kredi almasını salamak amacıyla tapuda bu şekilde muamele yaptırıldığı, bunun muvazaadan ibaret olduğu dosyadaki 03.04.1953 günlü tarafların imzalarını taşıyan (Muvazaa senedi)'nden anlaşılmış, bu husus yine Hüseyin tarafından imzalanan 23.01.1970 günlü senetle teyid edilmiş toplanan diğer delillerle de gerçeğin bundan ibaret bulunduğu saptanmıştır.
Tarafların gerçek amaçlarının tapu memuru huzurunda ifade ettikleri gibi satış olmadığı böylece belirlenince artık o akde itibar edilemez. Akid batıldır ve mülkiyet durumu bu akidden önceki vaziyete göre belli edilmek gerekir. İsmail, tapuda yapılan muvazaalı satış işlemine rağmen taşınmazdaki mülkiyet hakkına dayanarak fiilen ortaklığını devam ettirdiğine ve davacı da 23.01.1970 günlü senetle İsmail'in bu taşınmazdaki hakkını kabul ettiğine göre zamanaşımına da dayanılamaz.
Dosya kapsamına, temyiz olunan kararda yazılı diğer gerekçelere göre hükme yönelik itirazlar yersiz görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün (ONANMASINA), 1.400 lira duruşma vekalet ücretinin mümeyyizden alınarak davalıya ödenmesine, 2.613 sayılı Yasa'nın 33. maddesi gereğince harçalınmasına mahal olmadığına, 01.04.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.