Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1980/3850
K: 1980/5064
T: 04.11.1980
  • ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI (GERİYE YÜRÜME)
  • KAZANILMIŞ HAK - BEKLENEN HAK
ÖZET: Kazanılmış hak, kesinlikle kazanılarak, malvarlığına katılan [dahil olan] hak tır. Beklenen [muntazar)] hak ise, henüz bütün sonuçlarıyla ihzar edilmeyip ancak ilerde gelmesi beklenen haktır.
Anayasa m. 152'deki "iptal kararı geriye yürümez" hükmü kazanılmış haklara dokunmamak, böylece huzuru sağlamak amacıyla konulmuştur. Beklenen haklar bu hükmün kapsamı dışında kalır. Bir yasanın yürürlüğü sırasında o yasaya göre henüz bütün sonuçlarıyla elde edilmiş, kazanılmış, malvarlığına girmiş bir hak yoksa, o yasanın Anayasa; Mahkemesi'nce iptalinden önceki olay ve ilişkilerden söz edilerek ve iptal edilen yasa hükümlerine dayanılarak bir hak istenemez.
(334 s. Anayasa m. 152)
Davacılar vekili tarafından davalı hazine aleyhine 2.4.1979 gününde verilen dilekçe ile 12082 -ve 12083 parsel sayılı taşınmazların, tapularının iptali ile tesisin kurulduğu tarihteki gerçek karşılığı 157245 liranın Hazine'ye ödenmesi suretiyle davacılar adlarına müştereken ve eşit paylarla mülkiyetlerine geçirilmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 7.11.1979 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar, vekili, duruşmasız incelenmesi de Hazine vekili tarafından islenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü
Öncelikle, konunun açıklığa kavuşturulması ve isabetli sonuca varılabilmesi İçin bazı tanım ve kurallara burada yer vermek gerekmiştir. Şöyle ki
Muktesep hak, kesinlikle iktisap edilerek mameleke dahil olan haktır. Muntazar hak ise. henüz bütün sonuçları ile ihzar edilmeyip ancak ilerde gelmesi beklenen haktır.
Anayasa'nın 152. maddesindeki iptal kararı geriye yürümez", hükmü, işte yukarda tanımı yapılan kazanılmış haklara dokunmamak ve böylece sosyal huzuru sağlamak amacı ile 'konulmuştur. Muntazar [beklenen) hakların bu hükmün kapsamı dışında kaldığı açıktır. Bir yasanın yürürlüğü sırasında o yasaya göre henüz bütün sonuçları ile elde edilmiş, kazanılmış, mameleke dahil olmuş bir hak yok ise, o kanunun Anayasa Mahkemesi'nce iptalinden önceki olay ve ilişkilerden sözedilerek ve iptal edilen kanun hükümlerine dayanılarak bir hak istenemez. Diğer bir anlamla; mahkemeler, eski olay ve ilişkilere iptal edilen kanun hükümlerini uygulayarak uyuşmazlığı çözümleyemiyeceği gibi, devlet organları ve idare yerleri de iptal kararının yürürlüğe girmesinden sonra o kanun hükümlerine dayanarak beklenen [muntazar] haklara ilişkin bir işlem yapamaz.
Olayımızda davacılar vekili, 4753 sayılı Yasa uyarınca Fehmi'ye verilen ve daha sonra aynı Yasanın 57. maddesi gereğince Hazinece geri alınan taşınmazı müvekkillerinin 1956 yılında adı geçen kişiden haricen satın alarak 1969 yılında burada sınai tesisler kurduklarını, sonradan yürürlüğe giren 1757 sayılı Yasanın 211/3., maddesi hükmünden yararlanmak üzere taşınmazın kendilerine devri için idari mercilere başvurduklarını, ilgili mercilerce bu isteğin olumlu karşılandığını, İstanbul Defterdarlığı'nın taşınmazın bedelini tayindeki tereddüdü, bu hususta üst makamlarla yazışması ve işi savsakla- ması sonucu devir işleminin yerine getirilmediğini, bilahare 1757 sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğini, bu yasa iptal edilmiş olsa da Yasanın yürürlüğü sırasında kazanılmış hakkın ortadan kalkmayacağını bildirerek 2576 parselden müfrez 12082 ve 12083 sayılı pars:ellerin Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile tesisin kurulduğu 1969 yılındaki gerçek değeri 157245 liranın Hazineye ödenmesi karşılığında taşınmazların davacılar adına tescilini istemiştir.
Davacıların sözünü ettikleri 1757 sayılı Yasanın 211. maddesinin 3. Fıkrasını da aynen "Üzerinde turistik, sınai" ve benzeri tesisler kurulması ve iskan üniteleri, gecekondular ve mesken olarak kullanılan yapılar inşa edilmesi sebebile bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte tarım arazisi niteliğini kaybetmiş olan ve geri alınmasında toprak ve tarım reformu uygulaması bakımından yarar görülmeyen arazi, yapı ve binanın inşa edildiği veya tesisin kurulduğu tarihteki gerçek karşılığı Hazineye ödenmek suretile yapı veya tesis sahibinin mülkiyetine geçirilebilir" denmektedir. Bu fıkrada yapı veya tesis sahibine taşınmazın mutlak surette -temliki yolunda bir hüküm bulunmamakta, sadece bazı koşullar altında Hazine'nin bu yerin mülkiyetini yapı veya tesis sahibine geçirebileceği belirtilmekte, takdir hakkı idareye bırakılmaktadır. Davacıların bu fıkra hükmünden yararlanmak isteğiyle idareye başvurmaları, idarenin kısmen olumlu cevap vermiş olması kazanılmış bir hakkın varlığını ifade etmez. Zira; yukardaki tanım gözönünde tutulduğunda, davacıların henüz bütün sonuçları ile elde ettiği, kesinlikle iktidap ve mameleklerine ithal eyledikleri bir hak söz konusu değildir. Belirttikleri olay ve işlemlerle kendilerine bir hakkın gelmesini ümit ettikleri, bekledikleri açıktır. Nitekim davacılar, 1757 sayılı Yasanın yürürlüğü sırasında bekledikleri hakkı iktisap edemedikleri İçin bu davayı açmışlardır.
1757 sayılı Yasa, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğine, eski olay ve ilişkilere dayanılarak varlığından bahsolunan hak dava dilekçesinde ifade edildiği gibi muktesap hak olmayıp muntazar [beklenen]) bir hak bulunmasına, iptal edilen yasa hükmünün uygulanması suretile bu hakkın (taşınmazın bedel karşılığında davacılar adına teselli şeklinde) kabulü istenemiyeceğine göre mahkemece davanın reddi doğru olup hükme yönelik itirazların reddi gerekmiştir.
Hazine vekili, görev itirazında bulunmuşsa da dava idari nitelikte olmadığından bu hususa değinen itiraz da yersiz görülmüştür.
Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddile usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 1400 lira duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak Hazine'ye 1400 lira duruşma vekalet ücretinin de Hazineden alınarak davacılara ödenmesine, 4.11.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini