 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1980/232
K: 1980/519
T: 31.01.1980
DAVA : Davacılar vekili tarafından, davalı Ayşe aleyhine 15.10.1975 gününde verilen dilekçe ile kötü niyet ve muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.05.1979 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz delikçsinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Noterde resen düzenlenen 22.08.1966 gün 10928/947 sayılı satış vaadi sözleşmesine dayanılarak; 97 parsel sayılı taşınmaz kaydında mevcut olup davalı Ayşe'nin ölünceye kadar bakıp gözetme kaydile temik ettiği anlaşılan 2/4 payın, hükmen tescili istemiyle davacıların miras bırakanı tarafından borçlu Osman aleyhinde ikame olunan davanın yargılaması devam ederken, davalı Ayşe, yükümlülüğünü yerine getirmediğinden söz ederek bakma aktinini feshine ve sözü edilen 2/4payın tesciline karar verilmesi talebiyle Osman aleyhine açtığı davanın kabulüne dair verilen karar kesinleştikten sonra tapuda infazı üzerine bu kez davacılar Ayşe hasım gösterip kötü niyet ve muvazaaya dayanarak işbu tapu iptal ve tescil davasını açmışlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosya kapsamına özellikle toplanan delillere göre, Ayşe ile osman kardeş olup bir arada kalmaktadırlar. Hayatın olağan akışı nedeniyle Ayşe satış vaadi sözleşmesinden ve buna istinaden açılan davadan haberdar olduğunun kabulü gerekir. Ayşe, anılan bu dava sonuçlanmadan önce davacıların sözleşmeden doğan haklarını kullanmalarına engel olmak amacıyla kardeşi Osman ile anlaşarak yukarıda özeti açıklanan davayı açmış ve sadece Osman'ın kabulüne dayanarak lehte hüküm almıştır.
Ayşe'nin, sözü edilen davayı açarken mahkemeye verdiği dava dilekçesinde 2/4 payın Osman tarafından satılacağından duyduğu endişeyi belirtmek suretiyle amacını açığa vurmuştur. Bütün bu hallerbir hakkın kötüye kullanılmasını kanıtlar niteliktedir.
Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak ve delillerin takdiri sonucu yazılı gerekçe ile davanın kabulüneilişkin kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 31.01.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.