 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1980/610
K: 1980/1922
T: 25.03.1980
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmasız ve davalılardan (N.K.) ve arkadaşları avukatınca da duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalılarla paylı olan taşınmaza yaptığı zorunlu giderlerden, davalıların payları tutarı olan 57200 liranın hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalılar yetkisizlik itirazında bulunmuşlardır.
Mahkemece,, tanık ve bilirkişi sözlerine göre kabul edilen 56900 lira onarım giderinden, paylarına oranla 1778'er liranın davalılar (A.) ve (F.)'den, 20003 liranın (N.)ten alınmasına, 26.971 liralık bölümün davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, tefhim olunan kısa kararda davalı (A.)ye yükletilen 6667 lira gider bedeli gerekçeli kararda gösterilmemiştir.
1 - Medeni Kanununun 624. maddesinin son fıkrası hükmüne göre paylı taşınmazda büyük onarım yapılması gibi önemli tasarruflarda, taşınmazın yarısından fazlasına sahip olan ve sayı itibariyle de çoğunluğu teşkil eden paydaşların oyları gereklidir. Davacı, bu giderleri yapmak için davalılardan izin aldığını iddia ve ispat etmemiştir. Yıkılacak durumda olan eve yaptığı giderler büyük onarım niteliğinde olup anılan madde ve fıkrada öngörülen koşulu yerine getirmedikçe, davacı bu tamiri yapamaz. Öyleyse taraflar arasında bir temsil ve dolayısiyle sözleşme ilişkisi yoktur. Bu durumda, olaya Borçlar Kanunun 73/1. ve 10 uncu maddesinin uygulanması olanağı da bulunmamaktadır. O halde, böyle bir alacak davasının davalıların ikametgahında açılması ve bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerekir. Aksine düşüncelerle yetkisizlik itirazının reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Davalılar vekili yetki itirazında bulunmuş, bu itiraz 14.6.1976 günlü oturumda reddedilerek durumun davalılar vekiline davetiye ile duyurulmasına karar verilmiştir. Oysa bu karar gereğince gönderilen ve davalılar vekiline 14.7.1976 gününde usulen tebliğ edilen davetiye de, yetki itirazının reddedilerek savunma hakkı verildiği yolunda bir açıklama yapılmamış ve daha sonra da gıyap kararı çıkarılmıştır. Böylece, savunma hakkının kullanılmasına olanak verilmeden davaya devam edilip esas hakkında karar verilmiş olması, kabul biçimi bakımından usulün 225. maddesi hükmüne aykırıdır.
3 - Onarım giderlerinden 6667 liralık bölümün davalılardan (A.)den alınmasına kısa kararla hükmedildiği halde, bu miktarın gerekçeli kararda gösterilmemiş olması da yine kabul biçimi bakımından bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2. bentlerde gösterilen nedenlerle davalı, 3. bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, 25.3.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.