Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1980/3629
K: 1980/5001
T: 30.09.1980
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı 305.500 liranın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve çoğa ilişkin isteğin reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafnıdan duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Öncelikle dosya içinde bulunan Mersin 2. Noterliğince doğrudan (re'sen) düzenlenen 20.2.1971 gün, 11663 sayılı belgenin satış vaadi sözleşmesi niteliğinde olup olmadığının tartışılması gerekir. Böyle bir sözleşmenin kurulabilmesi, esasla ve biçimle ilgili koşulların birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. Borç ilişkilerinin kaynaklarından biri de sözleşmedir. Sözleşme ise, belirli bir borç ilişkisini meydana getirmek üzere iki kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla kurulan hukuksal bir işlemdir. Taşınmaz satış vaadi de bu tanımın kapsamında ele alınmak gerekir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle ileride asıl satım sözleşmesinin kurulması borcu altına girilir. Öyleyse, karşılıklı ve birbirine uygun olarak birleşen iradelerin taşınmazı ve satım parasını içermesi gerekir. Değişik anlatımla satış vaadi ileride kurulması öngörülen asıl satım sözleşmesinin öğelerini kapsamalıdır. Şu da var ki, sözleşmenin ana öğelerinin belirli olması gerekmez; belirlenebilir olması da yeterlidir. Gerçekten sözleşmenin kurulması, yanların borçlandıkları ana edimlerinin belirlenmiş ya da belirlenebilir olmasına bağlıdır. Üstelik satılanın baştan beri belirlenebilir olması zorunlu değildir. Öyleyse, satış vaadi sözleşmesinde taşınmazın ve satış parasının belirlenebilir olması durumunda da sözleşme ancak geçerli sonuçlar doğurur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerli yolda kurulabilmesi, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin yetkili memur önünde açıklayıp bu konuda usulünce düzenlenecek "resmi senedin" hep birlikte imzalanmasına da bağlıdır. (BK. 22, 213) Gerek eski Noterlik Kanunu, mad. 44/B ve gerekse yeni Noterlik Kanunu, md. 60, b. 3 ile taşınmaz satış vaadine ilişkin sözleşmeyi düzenlemek yetkisi noterlere de verilmişti. Yukarıda anlatılanların ışığı altında belirtmek gerekir ki, yanlar arasında düzenlenen 20.2.1971 günlü belge noterlikçe düzenlenip biçim koşuluna uyulmuş ise de, esasla ilgili koşulu kapsamadığı saptanmıştır. Gerçekten, BK. md. 182'ye göre, satım parası alıcının satın aldığı nesne karşılığında yüklendiği para borcudur. Demek ki, alıcının karşı edimi (yüklendiği borç) paraya ilişkindir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde satım sözleşmesinin ana öğelerinin bulunması gerekmesine, 20.2.1971 günlü belgede davalı para borcu yüklenmediğine, ".. portakal bahçesi içinde mevcut harap portakal ağaçlarının imar ve ihya edilmesi ve lüzumu halinde sökülüp yerine getirilmesi için muktazi bilcümle emek, hizmet ve masraflar" davalıya ait olacağının belgede açıklanmasına, böylelikle davalının salt para borcu yüklenmediğinin anlaşılmasına göre 20.2.1971 günlü belgenin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak nitelenmesi olanaklı değildir ve geçersizdir. Öyleyse, davalının taşınmazdan 4.000 m2 lik bölümün kendisine ait olduğu savunması hukuksal dayanaktan yoksundur. Bu duruma göre, o bölüm karşılığının satım parasından indirilmesi gerektiği kabul edilemez.
SONUÇ : Yukarıda yapılan açıklamalara, dosyadaki yazılara, belgeler kapsamına, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.9.1980 gününde çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini