 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/5894
K: 1981/3
T: 13.01.1981
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Kızılcahamam As. Hukuk Hakimliğince 19.9.1980 tarih ve 134 - 223 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.1.1981 gününde davacı avukatı C.AY. ile davalı avukatı H.S. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, vekil eden sigorta şirketi nezdinde nakliye sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan (24) adet buzdolabının davalıya ait vasıta ile taşınırken hasara uğradığını, davalının tamamen kusurlu olduğunu, zararın ilgilisine ödendiğini ileri sürerek toplam zarar (133.752) liranın % 10 faizle beraber davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; iddia edilen kusur ve hasar miktarına itiraz ettiği gibi eşyanın geri alınırken kayıtsız ve şartsız kabul edildiğini ve düşen bir hakkın devredilmesinin de düşünülemiyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıt ve belgeler ile poliçe kapsamından rizikonun gerçekleştiği 21.8.1978 gününden bir gün sonra 22.8.1978 sigorta poliçesinin düzenlendiği ve zarar doğduktan sonra sigorta sözleşmesinin yapılamıyacağı kabul edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinin, rizikonun gerçekleşmesinden önce yapılıp yapılmadığı noktdasında toplanmaktadır.
Davacı sigorta şirketi, sigorta sözleşmesinin rizikonun, gerçekleştiği 21.8.1978 günü saat onyediden önce yapıldığını iddia etmiş ve buna karşılık davalı da sigorta sözleşmesinin söz konusu tarihten sonra yapıldığını ileri sürmüş bulunmaktadır.
Türk Ticaret Kanunun'da sigorta sözleşmesi yapılması yönünden hiçbir şekil şartı öngörülmemiştir. Bu sözleşme, Borçlar Kanunun'daki ilkelerin ışığında (İcap ve Kabul) ile kurulur. Dolayısıyla sigorta poliçesi veya geçici sigorta ilmühaberi geçerlik şartı olmayıp, sadece bir isbat belgesidir. Dairemizin ötedenberi uygulamaları da bu yoldadır. (T.D. 28.11.1964 gün ve Esas 1963/5813 Kar7ar 1964/3974, Y. 11.H.D., 8.12.1977 gün ve Esas 1977/5108, Karar 1977/5444 sayılı Kararları) Bu nedenle sigorta sözleşmesinin vücut bulduğu sırada, sigorta poliçesinin düzenleme zorunluğu yoktur. O halde, sigorta ile ilgili uyuşmazlığın çözümünde sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi değil, sigorta sözleşmesinin vücut bulması tarihi esas alınmalıdır.Bu kuralın gözden kaçırılması doğru değildir.
Mahkemece yapılacak iş, biraz evvel açıklanan hususların ışığında sigorta akdinin vücut bulup bulmadığı yönünden tarafların delillerinin incelenmesi ve gerektiğinde taraflara bu yönden yeniden delillerini ibraz ve ikame olanağının tanınması ve davacı defterleri üzerinde de araştırma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibaret iken, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.1.1981 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.