Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/5838
K: 1980/5877
T: 15.12.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ank. As. 13. Hukuk Hakimliğince verilen 9.6.1980 tarih ve 120-443 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, vekili, müvekkili idare ile davalı şirket arasında yapılan 27.11.1975 günlü protokol gereğince 3 adet 125 KWA-100 KW lık elektrojen grubunun satın alınmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin Sayıştay'ca tescilinden sonra Maliye Bakanlığından döviz tahsisinin istenildiğni ve bilahare akreditif açmak üzere 21.699,45 sterlin karşılığı 687.286,45 TL.nın öğretmenler Bankasına Merkez Bankası aracılıgıyle gönderildiğini, ayrıca kur farkı olaak da 26.3.1976 tarihinde 23.283,51 TL. yatırıldığını ve d6avalı firmaya transferin yapıldığının 20.8.1976 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalınınprotokolun 5. maddesinde belirtilen sürede teslimat yapmayarak protokol hükümlerini ihlal ettiğini akreditifin geç açılmasında idarenin bir kusuru bulunmadığnı belirterek eletrojen gruplarının zamanın8da alınması nedeniyle fiat farkı ve gelir kaybı olmak üzere ceman 542.412 lira maddi zarar ile protokola göre malların sevk süresinin bitim tarihi olan 17.9.1976 tarihinden itibaren mal bedeli üzerinden % 3 nispetinde geçmiş günlere ait kanuni faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacı idarenin akreditifi açtırmakta geçiktiğini, bu gecikmeden dolayı mal fiatının iç ve dış piyasadaki fiat artışlarından etkilendiği için müvekkili tarafından fiat farkının istendiğini ancak idarenin bu isteği reddettiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı bir davranışının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin ticari nitelikte olduğu, satıcının temerrüdü halinde B.K. 188. maddesi uyarınca alıcının somut ve soyut olmka üzere iki çeşit zararının ödetilmesini isteyebileceği, davacının teslim edilmeyen mal yerine ikame alım yaptığını ileri sürmediğine göre somut zararın söz konusu olmadığı, davacının bir kamu kuruluşu olup malı satarak kazanç sağlamasının da söz konusu olmadığından soyut zararı istemeye hakkı olmadığı, yoksun kalınan karla ilgili bir delil ibraz ve ikame edilmediğgi ve bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalı şirketin temerrüdüne kusurlu bulunmadığı dayanak yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davadaki istem, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı yararına açılacak akreditifin muhabir bankaca davalıya tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde davacıya teslim edilmesi gereken üç adet elektrojen grubunu teslim etmeyerek akdi tek taraflı fesh etmesi nedeniyle fiat farkı ve gelir kaybından dolayı uğradığı zararın tazminine ilişkindir.
İlk bilirkişi raporunda feshin haksız olduğuna işaret edilmiş olmasına rağmen itiraz üzerine oluşturulan ikinci bilirkişi kurulu davacının özel kurye ile davalı feshinin haklı olduğunun belirtmiş ve mahkemece de hükme bu ikinci bilirkişi kurulu raporu esas alınmıştır. Ayrıca davacının somut ve soyut zararı olmadığından söz edilerek dava reddedilmiştir.
Oysa, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı akreditifi açtırmak hususunda gerekli işlemlere tevessül etmiş ve akreditif pek geç sayılamayacak 9 aylık bir süre içerisinde açılmıştır.
Davalı, akreditifin erken açılması için müteaddit yazılar göndermiş ise de, bunda akretitifin belli süre içinde açılmaması halinde akdi fesh edeceğini ihbar etmemiştir.
Kaldı ki, sözleşmede davacının akreditifi açması için bir sürede belirtilmemiştir.
Davalının akreditifin açılması ve mahabir bankaca kendisine tebliğinden itibaren başlayan 30 günlük süre içerisinde malları teslim etmeyerek vcecibesini yerine getirmedikten sonra fark talebinin davacı idarece kabul edilmemesi üzerine tek taraflı akdi feshe yönelmesi TTK.nun 20. maddesi hükmü gereğince basiretli bir işadamı gibi hareket etmediğini anlatan bir husus olduktan gayri akti fesihte halli bulunmadığını da anlatır.
Bu itibarla davalı karşılıklı taahhütleri ihtiva eden akitte, karşı tarafın vecibesini yerine getirmesine rağmen kendi vecibesini yerine getirmemesi nedeniyle davacının uğradığı zararı ödemek durumundadır. Bu bakımdan davacının istemindeki fiat farkı ve gelir kaybının yeniden yetenekli bilirkişiler aracılığıyle saptanarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde somut ve soyut zarar olmadığından söz edilerek davanın reddi yoluna hüküm kurulması doğru görülmemiş, ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 15.12.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini