 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/4369
K: 1980/5255
T: 13.11.1980
DAVA : Taraflar aasındaki davada dolayı Akçakoca As. Hukuk Hakimliğinden verilen 31.12.1979 tarih ve 127/278 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 11.11.1980 gününde davacı avukatı S.B. ile davalı avukatı T.G. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davacının da ortağı bulunduğu davalı kooperatif yönetimince, ana sözleşmeye aykırı biçimde ve noter aracılığı ile kura çekilmeksizin kat tahsili yapıldığını bildirerek, kat tahsisi ve yaratılan fili durumun ana sözleşmeye aykırılığının saptanmasına, ayrıca katların tahsisi için noter önünde kura çekilmesi gerektiğinin tesbiti ve bu yolda bir işlemle kat tahsisine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili savunmasında, tüm ortakların noterce onanan yazılı olurları ile kuraların kendi aralarında yapıldığını, davanın süresinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu kat tahsisine dayanak yapılan kuraya ortaklardan birinin itiraz ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda ana sözleşme, yeniden ve noter önünde kura çekilerek kat tahsisi gerektiği gerekçesiyle, davalı kooperatif üyeleri arasında çekilen kura sonucu oluşturulan fiili durumun ana sözleşmeye aykırı bulunduğuna ve katların, noter önünde yeniden kura çekilerek üyelere tahsisine karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1163 sayılı Kooperatif Yasasını 42. maddesi hükmü uyarınca, kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Dairelerin ortaklara tahsisi ya da ortaklardan hangisine ait olacağını saptama görevi de Genel Kurula ait olacaktır. Bunun dışında, ilke olarak, Yönetim Kurulunun karar ve işlemlerine karşı, yasa ya da ana sözleşmeye aykırı da olsa, ortaklarca, genel kurula başvurmaksızın doğrudan mahkemeye gidilebilecek tek ayrıcaklıklı hal, anılan yasanın 16. maddesinde öngörülen çıkarma kararının iptaliyle ilgilidir.
Davacının, mahkemece kat tahsisine karar verilmesi yolundaki istemi, eda davasını niteliğindedir. Kooperatifler Yasası yolundaki istemi, eda davası niteliğindedir. Koooperatifler Yasası hükümlerine göre, mahkemenin, kooperatif organı yerine geçip, bu organın yetkiside olan bir konuda karar vermesi olanağı da yoktur.
Mahkemece, yukarıda belirtildiği üzere genel kurula başvurmayan davacını dava hakkı bulunmadığı dayanak yapılarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün davalı yaraına BOZULMASINA, yan vekilleri geldiklerinden 3000 lira duruşma vekillik ücretinin davalı yararına davacıdan tahsiline, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 13.11.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.