 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/4002
K: 1980/4164
T: 23.09.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Gemlik As. Hukuk Hakimliğince verilen 29.12.1977 tarih ve 44/869 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraflar avukatlarınca istenmiş olmakla, duruşma için tayin edilen 19.9.1978 gününde taraflar avukatları tebligata rağmen gelmediklerinden, tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve bazı nevakısın ikmali için dosya mahalline iade edilmişti. Bu kerre ikmalen gelmekle, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, vekil edenin, davalılardan H.B.'ya ait ve diğer davalı Z.K.'ın kullandığı otobüste yolcu olduğunu, davalıların kusurlu eylemi sonucu vasıtanın devrilerek vekil edenin yaralandığını belirterek toplam (65.000) liranın ve ayrıca sakatlığı nedeniyle ileride maruz kalacağı zararının da tesbit ve tayini ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kusur ve tazminat miktarına itiraz etmiş ve davacının tedavi masrafları karşılandığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delil ve belgeler ile bilirkişi raporu uyarınca, davalı Z.K.'ın tamamen kusurlu ve davacının % 8,3 oranında meslekte kazanma gücünün azaldığı sübuta erdiğinden (29.500) lira maddi ve (20.000) lira manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 22.6.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararına göre, davacı lehine takdir edilen manevi tazminata ilişkin temyiz itirazları varit olmadığından, hükmün bu kısmının onanması gerekmiştir.
2 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm ve davacının ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3 - Yukarıda da, kısmen açıklandığı üzere davacı, dava dilekçesinde olay nedeni ile iki ayağının kırılması sonucu yürümekte güçlük çektiğini ve ayrıca sağ kolunun kırılmasından dolayı da kol hareketini yapamaz bir duruma düştüğü hususu gözönünde tutularak, bu yüzden ileride iktisaden maruz kalacağı maddi zararının da, bilirkişi aracılığı ile hesaplattırılarak davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş bulunmaktadır. Mahkemece, bu istek veçhile bilirkişi raporu alındığı ve alınan bu raporda da davacının (maruz kaldığı kaza sonucu sekel olarak tesbit olunan arızası meslekte kazanma gücünü % 8,3 oranında azaltmış bulunduğu) yönü belirlendiği halde karar yerinde nedenleri açıklanmaksızın, sözkonusu tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlar Kanununun 46. maddesine göre, (cismani zarara) duçar olan kimse, külliyen veya kısmen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bu yüzden sarfına mecbur kaldığı bütün masraflarını isteyebilir. Her ne kadar davacı, dava dilekçesinde, meslekte kazanma gücünün azaldığı noktasından talep ettiği tazminat miktarını açıklamamış ise de, dava dilekçesinin kapsamı itibariyle bu zararının da açıkça istendiği gözönünde tutularak, bu yönden davacı tarafa açıklama yaptırılması ve gerektiğinde noksan dava harcının tamamlattırılması ve böylece davacının tazminat kalemlerinin açık ve seçik bir şekilde tayin ve tesbiti gerekirdi. O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının icra ettiği meslekte kazanma gücünün eksilmesi yönünden de dava açtığı kabul edilerek, kaza nedeni ile, çalışma gücünü hangi oranda kaybettiğinin bu işlerden anlayan bilirkişiler marifetiyle kesin olarak tesbiti, aynı işini görebilmesi için daha fazla güç sarfetmesi ve sonunda işinden daha erken ayrılmasına neden olabilecek bir maluliyet olup olmadığı hali gerek meslekte terfi ve gerekse başka bir iş yapmak olanaklarını önlediği gözönünde tutularak, ileride bu yönden uğrayacağı gelir kaybının tayin ve tesbitiyle bütün bunlardan da sonra hasıl olacak sonuca göre, bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte yazılı nedenlerle hükmün manevi tazminata ilişkin kısmının ONANMASINA, ikinci bentte gösterilen nedenlerden tarafların sair itirazlarının reddine ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerden hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine 23.9.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.