 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/3429
K: 1980/2172
T: 30.06.1980
DAVA : İstanbul Petrol Rafinerisi ile Denizcilik Bankası T.A.Ş. vs. arasındaki davadan dolayı Kocaeli Asliye 2. Hukuk Hakimliğince verilen 21.4.1980 gün ve 79/807-724 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Güven Türk Anonim Sigorta Şirketi avukatı tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dispeçin yapılmasına ve dispeçci tayinine itirazın reddine ilişkin kararların temyiz kabiliyeti bulunmadığından dilekçesinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenle dilekçesinin reddine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.6.1980 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İstek sahibi hasımsız olarak ve TTK'nun 1209/1 ve 2. maddesine dayanarak hem dispeçin yapılmasına ve hem de dispeçcinin seçilmesine karar verilmesini istemiştir.
Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi talebi dava dosyaları esasına kaydederek esas ve karar numarası verip istek sahibini de davacı olarak nitelendirerek 6.11.1979 günlü kararıyle ve TTK'nun 1209/2. maddesi gereğince talebi uygun bulmuş ve dispeçciyi seçmiştir.
Doğal olarak mahkemenin işbu kararı içinde dispeçin yapılması gerektiği hususu da dahildir. Esasen istek içeriğinde de bu talep vardır. Mahkeme dispeççiyi seçtiğine göre dispeçin yapılması gerektiğini de kabul etmiştir.
TTK'nun 1209/1. maddesinde, kaptanın zamanında dispeçi yaptırmaması halinde, ilgililerin dispeç yaptırmağa mecbur tutulması için, kaptan ve donatana karşı dava açabilecekleri belirtilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında, dispeçin zamanında yaptırılmaması durumunda ilgililerden herbirinin bunun yapılmasını istemeye ve yaptırmağa yetkili olduğu benimsenmiştir. Maddede bir açıklık olmamakla birlikte, ilgililerin dispeçin yapılmasını TTK'nun 1207. maddede gösterilen yetkili mahkemeden istemeleri gerekmektedir. Ancak bu isteğin bir dava şeklinde mi görüleceği hususunda işbu ikinci fıkrada bir açıklık yoktur. Bu meselenin çözümü için maddenin üçüncü fıkrasından yararlanılabilir. Gerçekten TTK'nun 1209/3. maddesi hükmüne göre, seçilmiş olan dispeçci, olayın müşterek avarya sayılamayacağı gerekçesiyle, dispeç yapmayı reddederse, dispeçin yapılmasının gerekip gerekmediğine, ilgililerin başvurması üzerine, mahkemece karar verilir. Mahkeme bu kararı evrak üzerinde veya duruşma yaparak ve basit yargılama usulünü uygulayarak verir. Basit yargılama usulünün uygulandığı hususlar ise ancak bir dava olabilir. HUMK. 507 ve devamı maddeleri basit yargılama usulünün davalara uygulandığını göstermektedir. Mahkemece işin duruşmalı olarak halledilmesi halinde bunun bir dava, evrak üzerinde karar verilmesi durumunda ise bir dava olmadığı sonucuna varmak olanaksızdır. Binnetice dispeçcinin dispeçe gerek olmadığı hususundaki dispeç yapmayı reddetmesi halinde ilgililerin müracaatı üzerine mahkemenin vereceği kararı, bir dava ile ilgili bir karar olup kabili temyizdir.
Dispeçcinin dispeç yapmayı, olayda müşterek avarya bulunmadığı gerekçesiyle reddetmesi halinde mahkemece verilecek, kararın temyizinin kabil olduğu kabul edilince, TTK'nun 1209/2. maddesi gereğince bir ilgili müşterek avaryanın varlığından bahisle dispeç yapılmasını ister, ancak kaptan veya donatan yahut diğer ilgililer müşterek avarya bulunmadığını savunurlarsa, dispeçin yapılması gerekip gerekmediğine dair mahkemece verilecek kararın temyizinin olanaksız olduğunu benimsemek oldukça güçtür. Olayımızda davacı dispet yapılmasına ve dispeçcinin seçilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece istek gibi ve evrak üzerinde karar verilmiş, donatan Denizcilik A.Ş. Sigortacı Güven Türk Anonim Sigorta Şirketi, tanker sigortacısı, Halk Sigorta T.A.Ş. tarafından dispeçe gerek olmadığı şeklinde yapılan itirazlar üzerine mahkeme taraflara tebligat yaparak celse açmış ve sonuçta itiraz edenlerin dispeç yapılmasına gerek olmadığı ve bu nedenle dispeç yapılmasına ilişkin mahkeme kararının kaldırılması şeklindeki itirazlarının reddine karar vermiştir. TTK'nun 1209/1 ve 3. fıkralarından da yararlanılarak binnetice dispeçe gerek olup olmadığı hususunda mahkemece ittihaz edilen kararın temyizinin kabil olduğunun kabulü gerekir. Dispeçin tasdiki ve itirazların incelenmesinin basit yargılama usulü ile yapılacağını gösteren TTK'nun 1212. maddesi gereğince mahkemece ittihaz olunan kararların kabili temyiz olduğu kabul edilince İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 1979, sh. 579) aynı yargılama usulü ile ittihaz edilen dispeç yapılmasına gerek olup, olmadığı hususundaki kararın da kabili temyiz olması gerekir. Bu kararın kabili temyiz olması, dispeçe gerek olmadığı şeklinde bir sonuca varılırsa bir takım masrafları önlemek bakımından ayrıca taraflar yararınadır.
Bu nedenlerle olayda sadece dispeçci tayini gören ve dispeçci tayinine ilişkin kararın kabili temyiz olmadığı sonucuna varan çoğunluk görüşüne, mahkeme kararında ayrıca dispeç yapılmasına karar verildiği, müşterek avarya olmadığı ve dispeçe gerek bulunmadığı yolundaki itirazların da reddedildiği, bu konularla ilgili kararların temyizinin mümkün olduğu ve esasının incelenmesi gerektiği kanaatiyle muhalifim.