Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/208
K: 1980/3285
T: 20.06.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir As. 2. Ticaret Mahkemesince verilen 31.3.1980 tarih ve 50/92 sayılı hükmün temyizen tetkiki İhbar Edilen Ahmet Kuyucu avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla doyadaki kağıtar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin % 60 payına sahip bulunduğunu, diğer % 40 payında, Ahmet Kuyucuya ait olduğunu, bu kişinin olumsuz davranışları ile şirketi işlemez hale getirdiğini belirterek müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi iddiaların doğru bulunduğunu, ortaklar arasındaki uyuşmazlık nedeniyle şirketin çalışamaz hale geldiğini davanın diğer ortağa ihbarı gerektiğini ileri sürmüştür.
Davanın ihbar olunduğu, diğer ortak Ahmet Kuyucu vekili, dvacının şirketle haksız rekabet yaptığını, iddiaların doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve ilgili belgelere göre, şirketin fiilen faaliyetinin son bulduğu, şirketin borçlarını ödeyemediği hakuk sebeplerin varlığı kabul edilerek TTK.nunun 551/2. maddesi gereğince isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davanın ihbar olunduğu Ahmet Kuyucu vekili temyiz etimştir.
1 - Dava yukarıda da özetlendiği gibi iki ortaığı bulunan davalı limited şirketten davacı ortağın TTK.nun 551/1. maddesi gereğince muhik sebeblerle çıkma istemini kapsamaktadır.
a) - Davacı ortak, davayı uzsulüne uygun olarak ve davalı şirket tüzel kişiliğini hasım göstererek şirket adına şirket genel müdürü aleyhine ikame etmiştir. Şirket genel müdürü Mustafa Ali Sabuncuoğlu 28.2.1979 tarihli, esasa cevap dilekçesinde, davacı vekilinin iddialarını doğrulamıştır.
b) - Davalı şirket genel müdürü, aynı gün ayrıca 28.2.1979 tarihli bir dilekçe daha vererek, davayı diğer ortak Ahmet Kuyucuya ihbar eylemiştir. HUMK.nun 50. maddesi açık hükmüne göre kendisine dava ihbar edilen kişi ihbar eden kimsenin makamına kaim olarak davayı akip emeyi kabul ederse, davayı kendi adına takip edemeyip yalnız ihbar eden şahsi veya tüzel kişiliği temsil eder. Bu dava-da da davalı şirket genel müdürü tarafından davanın kendisine ihbarı üzerine, diğer ortak Ahmet Kuyucu davaya katılmış, 19.3.1979 tarihli cevap dilekçesini vermiş ve davalı limited şirket adına ve şirketi temsilen duruşkmalara vekil gönderilmiş ve davaya devam etmiştir.
a) - Mahkemece de dava HUMK.nun 49 ve 50. maddelerine uygun bir şekilde yürütülmüş, davalı şirket tüzel kiş-iliği hasım kabul edilmiş, davalı şirket aleyhine hüküm verilmiştir.
Şu duruma göre davanın açılış ve yürütülüş şeklinde usul hükümlerine herhangi bir aykırılık yoktur.
Dava kendisine ihbar olunan diğer ortak Ahmet Kuyucunun davalı şirket adına davayı temyiz etmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
2 - Dava iki kişiden kurulu davalı mimited şirketten % 60 paya sahip, davacı ortağın çıkma istemine dayanmakta olmasın ve TTK.nun 504. maddesi gereğince, limited şirketlerde ortak adedinin 2 den az 50 den çok olamamıs lazım gelmesinin yasal bir zorunluk buunmasına göre davanın kabulü, davalı şirketin infisahı sonucunu doğurmaktadır. Çünkü davacı ortağın çıkması halinde, davalı limited şirkete başka bir ortak alınacağı öngörülmemiş olmasına nazaran bir ortaklı limited şirkete başka bir ortak olınacağı öngörülmemiş olmasına nazaran bir ortaklı limited şirketin devamı düşünülemez. Esasen, davanın esasına verdiği cevapta davalı şirket genel müdürü ve bu hususu ima ettiği gibi 28.2.1979 tarihli hibar dilekçeside, davanın kabulünün şirketin infisahı sonucunu doğruacağını belirtmiştir.
a) - Davalı limited şirket statüsünde, ortaklara şirketten çıkma hakkını veya bu hakkın kullanılması yolunda öngörülmüş şartları kapsayan bir hüküm bulunmamaktadır.
b) - TTK.nun 551. maddesinin son fıkrasında aynen, "bir otağın şirketten çıkması veya çıkarılması ancak esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet şartıyla muteberdir. Şu kadar ki ayrılan ortağın hakları şirketin esas sermayesinin itibari miktarını geçen mallardan ödenir veya payı sermaye koyma borçlunun yerine getirilmemesi hakkındaki hükümer gereğince paraya çevrilirse yahut başka bir ortak tarafından davranılırsa esas sermayenin azaltılması hakkındaki hükümlere riayet etmeğe lüzum yoktur" denilmek suretiyle bir ortağın çıkması sonucu, şirket sermayesinin azalmasından dolaı şirket alacaklarının zarara uğramasını önleyen sermayesinin azalmasından dolayı şirket alacaklarının zarara uğramasını önleyen koşullar çıkma veya çıkarılmasından sonra öngörülmüş hususlardır. Yani bu koşulları ortağın çıkma veya çıkarılmasından sonra öngörülmüş hususlardır. Yanu bu koşulları ortağın çıkma veya çıkarılmasından sonra öngörülmüş hususlardır. Yani bu koşulları bu davada araştırmaya gerek yok ise de dava niteliği ve sonucu itibarıyla davalı şirketin infisahını amaçlamaktadır. başka bi deyimle davanın kabulü, davalı şirketin infisahı sonucunu doğuracaktır. Oysa ki açılan dava şirketin infisahı davaı olmayıp muhik sebebler bir otağın şirketten çıkma istemini içeren işrketten çıkma davasıdır. bir ortağın muhik sebeblerle ortaktan çıkma isteği ile açtığı çıkarılma davasıdır. Bir ortağın muhik sebeblerle ortaktan çıkma isteği ile açtığı çıkarılma davası ile muhuk sebeblerle şirketin infisahını isteme davası başka başka davalardır. Bu davalardan ilki TTK.nun 549/4. ikincisi ile 551/2. madelerine ayrı ayrı hükme bağlanmıştır.
3 - Şu hale göre mahkemece yapılacak iş tarafların isticvabı suretiyle davalı şirketin infisahına rızaları olup olmadığını araştırıp HUMK.nun 151. maddesi uyarınca tesbit etmek ortaklardan birini una rıza göstermemesi halinde davacının şirketin infisahı hakkında yeni bir dava açma hakkı saklı kalmak üzere açılap şekli yönünden HUMK.nun 74 ve 75. maddeleri greeğince davanın reddine karar vermekten ibaret iken, davalı şirketin iki ortaklı limited şirket oluşu ve davanın özelliği gözetilmeden, istemin kabulü yolunda hüküm tesisi doğru değildir, yerel mahkeme hükmünün bu noktadan bozulması gerekmektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 20.6.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini