 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/1609
K: 1980/1474
T: 24.03.1980
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Kayseri 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 25.9.1979 tarih ve 248/540 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı Hikmet avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalı B. yönetiminde olup, H'.e ait aracın çarparak (6/8 kusuru ile) zarara neden olduğunu belirterek (72.701) kusur oranına göre (54.626) liranın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Duruşmalar davalıların yokluğunda yürütülmüştür.
Mahkeme, trafik kazasına neden olan motorlu araçların olaydaki (kusur) dereceleri yönünden herhangi bir bilirkişi mütalaasına müracaat etmeyerek sadece olayı müteakip trafik polisi (M. S.) tarafından düzenlendiği anlaşılan 3.2.1979 günlü (trafik kaza raporu) ile iktifa eder bu raporda belirtilen 6/8 ve 2/8 kusur oranının hükme dayanak yaparak, tazminat miktarını, buna göre tesbit etmiş bulunmaktadır. Halbuki 3 Ağustos 1967 tarihli (Resmi Gazetede) yayınlanan (bölge trafik zabıtasının kuruluş, görev ve yetkileri ile çalışma esas ve usullerini gösterir yönetmelik) hükümlerine göre; (trafik polisleri) düzenliyecekleri (trafik kaza raporların) da kazaya neden olan motorlu araçların olaydaki (kusurluluk hal ve derecesine) hiç temas etmeden rapor tanzim etmekle yükümlüdürler.
Trafik zabıtası, düzenliyeceği (trafik kaza raporunda); sadece, olayın meydana geliş şekli ile yol ve hava şartlarını, motorlu araçların seyir şekillerini, teknik özelliklerini diğer bir deyişle - olayın meydana gelişinde (kusur) derecesini tayine yarayacak (vakıaları) tesbitle yetinmek zorundadırlar, yoksa kendiliklerinden (kusur) derecesi tayin ve takdirine yetkileri yoktur.
6085 sayılı (Karayolları Trafik Kanununun) uygulanması ile ilgili tüzüğün 4 ve 5. maddesinde trafik zabıtasının görevleri açıkça belirtilmiş bulunmaktadır, beşinci maddenin son fıkrasında ise; (... trafik zabıtasına Karayolları Trafik Kanunu ile tahmil edilen vazifeler dışında başkaca adli veya idari vazifeler tahmil...) edilemeyeceği kesinlikle açıklanmıştır. Diğer taraftan, karayolları Trafik Kanununun 63. maddesinin ikinci fıkrasında da, trafik zabıtasınca düzenlenen zabıt varakalarının, (hilafı sabit oluncaya kadar) geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Meydana gelen bir trafik kazasına vazifesi icabı el koyan bir trafik polisinin - yukarda açıklanan mevzuat muvacehesinde kusur derecesi tesbit ve tayin etmesi hali hiç şüphesiz ki, kendiliğinden üstlenilmiş bir bilirkişilikten başka bir anlam taşımaz.
Bilindiği üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 276. maddesi hükmü, ne şekilde bilirkişi seçileceğini hükme bağlamış bulunmaktadır. Usulün bu hükmüne uygun bir şekilde kendisine bilirkişilik görevi verilmemiş olan bir kimsenin (kusur) derecesini tayin eden raporu, - sıfatı ve görevi her ne olursa olsun - (bilirkişi) raporu olarak ele alınıp tazminat miktarına dayanak yapılamaz. Binaenaleyh, mahkemenin hükmüne dayanarak yaptığı, 3.2.1979 günlü (trafik kaza) raporunun (kusur derecesi) ile ilgili bölümü (yetki tecavüzü) suretiyle verilmiş bir mütalaadan başka bir şey değildir. Bu itibarla söz konusu raporun (kusur derecesini) tayin eden bölümünün (keenlemyekun - Hiç yok) farz edilmesi icap eder. Mahkemece, HUMK'nun 275. ve müteakip maddeleri hükümleri dairesinde seçilecek mütehassıs bilirkişi veya bilirkişiler marifetiyle, olayda, tarafların (kusur) derecelerinin tesbiti ile hasıl olacak sonuca göre bir hüküm tesisi iktiza ederken (yetki tecavüzü) suretiyle kusur derecesini tayin eden (trafik kaza) raporuna dayanılarak tazminata hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalı taraf yararına bozulmasına, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine mahal olmadığına ve ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde iadesine 24.3.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.