 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1980/1530
K: 1980/1507
T: 24.03.1980
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirketin elektrikli ev cihazları imal ettiğini ve (K. Kutlu) markası ile piyasaya sürdüğünü maruf hale getirdiğini davalının ise bu markayı kendi adına tescil ettirdiğini, belirterek, tescilin iptalini ve kullanılmasının menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARAR : Davalı ve karşılık davacı iddia ve savunmasında, müvekkiline ait tescilli markada davacıların bir hakkı bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine haksız kullanmasının men'ine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, tanık sözleri ve belgelere göre karşılık davanın takip edilmediği davacı şirketin kuruluşundan beri kullandığı ve maruf hale getirdiği söz konusu markayı davalının iltibasa meydan verecek şekilde aynı amaçlarla kullandığı, kabul edilerek kullanmasının menine tescilin iptali isteğinin 551 sayılı Yasanın 50. maddesindeki şartlar bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı Kutlu Komandit Şirketi vekili temyiz etmiştir.
551 Sayılı Markalar Kanununun 15/2. maddesi hükmü gereğince, bir kimse aynı emtia için aynı markayı daha önce fiilen ihdas ve istimal ettiğini ve piyasada maruf hale getirdiğini tescil edilmiş marka sahibine karşı iddia ve bu iddiasını dava ve karşılık dava suretiyle isbat etmek hakkını haizdir.
Davada da davacı (K.Kutlu) markasını kendisinin, davalının tescilinden önce kullandığını ve maruf hale getirdiğini iddia ederek tecavüzün menini ve tescilin iptalini istemiştir. Davacının bu iddiası sabit olduğuna göre bu markayı 551 sayılı Markalar Kanunun 15. maddesine göre münhasır kullanma hakkı davacıya aittir.
Davalının bu hale rağmen aynı markayı adına tescilli olarak bulundurması davacının muhtemel zararlarını da doğurabilecek nitelikte olduğundan, 551 sayılı Markalar Kanununun 47 ve müteakip ve Türk Ticaret Kanununun 58. maddesi hükmü gereğince davalı adına tescilli markasında iptaline karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde 551 Sayılı Kanunun 50. maddesindeki şartların bulunmadığından bahisle, tescilin iptaline ilişkin isteğin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 24.3.1980 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.