 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1980/7146
K: 1980/7510
T: 23.12.1980
ÖZET: Ölen sigortalının hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için, sigortalının en az üç tam yıl sigorta primi ödemiş bulunması ön koşuldur. Ancak, davacı vekili dava dilekçesinde sosyal sigortalar kurumuna bağlı hizmeti bulunduğunu, - bu hizmetinin 59. maddeye göre birleştirilmesi gerektiğini ileri sürdü günden, bu hizmete ait belgeler istenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
(1479 s. Bağ - Kur K m. 41/1)
Davacı, Bağ-Kur üyesi bulunan kocası Ethem'in ölümü üzerine kendisine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitini istemiştir. Mahkeme, isteği hüküm altına alınmıştır.
Bursa İş Mahkemesi'nden verilen ve kesinleşen 1.2.1978 gün ve esas : 1977/485, karar 1978/15 sayılı hüküm kanuna aykırı bulunduğundan HUMAK.nun 427. maddesi gereğince kanun yararına bozulması Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 27.11.1980 gün Hukuk 35 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
Dava; davacının, Bağ-Kur üyesi bulunan kocasının ölümü üzerine, kendisine 1500 TL. avans olarak toptan ödeme yapılıp, ölüm aylığı bağlanmadığını oysa kocasının 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanununa göre kurulmuş kahveciler derneğine 1953 yılından beri kayıtlı bulunduğunu, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 25 ve 83. maddeleri hükmü gereğince, bu yasanın yürürlüğe girdiği 1 .4.1972 tarihinden, ölüm tarih' olan 20.9.1975 tarihine kadar yasa gereği sigortalı olduğunu, ayrıca müteveffanı n Sosyal Sigortalar Kanunu 'na tabi olarak sebkeden hizmeti de gözetildiğinde üç tam yıldan fazla bir süre sigortalı olduğunun ve kendisine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesi isteğinden ibarettir.
Davalı Kurum ise; davacının murisinin en az üç tam yıl sigorta primi ödemediğinden davacıya ölüm aylığı bağlanmadığını beyanla davanın yersiz olduğunu sürmüştür.
Mahkemece, Bağ-Kur Yasasının yürüdüğe girdiği 1.4.1972 tarihinde ölüm tarihine kadar üç tam yıldan fazla süre geçtiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde temyiz edilmemek suretiyle kesinleşmiş bulunmaktadır.
Mürteveffa Ethem 'ın 1953 yılında Bursa Kahveciler ve Benzerleri Derneğine kaydedildiği 20 Eylül 1975 tarihinde öldüğü ve bu tarihten itibaren kaydının silindiği, adı geçen derneğin cevabı yazısından anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, özellikle sigortalılığın yasanın yürürlük tarihinden mi, yoksa uygulama tarihinden mi başlayacağı noktasında toplanmaktadır.
1479 sayılı Bağ-Kur Yasasının 83. maddesinde Kanun örgütlenme ile ilgili 1. kısım hükümlerinin yayımı tarihinde, sigorta yardımları başlığını taşıyan İl. kısım hükümlerinin ise, yayımı takip eden aybaşından itibaren altı ay sonra yürürlüğe gireceği kabul edilmiş olup, II. kısım hükümler 1 Nisan 1972 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Geçici 1. madde; "Bu Kanun hükümlerinin ihtiyacı karşılayacak Kurum örgütü kurulduktan sonra hangi il sınırları içinde uygulanacağı Bakanlar Kurulunca tesbit edilir" hükmü yer almıştır.
Bu maddeye dayanılarak, Bakanlar Kurulunca 12 Haziran 1972 gün ve 7/4532 karariyle, 1479 sayılı Kanunun 'bütün yurtta, 1 Ekim 1972 tarihinden itibaren uygulanması kararlaştırılmış ve bu karar Resmi Gazete'nin 4 Haziran 1972 gün ve 14225 sayılı nüshasında yayımlanmıştır.
Bu duruma göre, adı geçen Kanunun II. kısım hükümlerinin 1 Nisan 1972 tarihinde yürürlüğe girdiği, ancak 1 Ekim 1972 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandığının kabul edilmesi gerekir. Nitekim Ethem'den 1 Ekim 1972 tarihinden itibaren sigorta primi alınmaya başlanılmıştır. 41/1 madde hükmüne 'göre, ölen sigortalının hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için, sigortalının en az 'üç tam yıl sigorta primi ödemiş bulunması şarttır. Ethem, 1 Ekim 1972 tarihinde sigorta primi ödemeye başlamış ve üç tam yıl dolmadan vefat etmiş bulunmasına göre Bağ-Kur'daki hizmeti yönünden eşinin ölüm aylığından yararlanması olanaksızdır. Ancak, davacı vekili, dava dilekçesinde Sosyal Sigortalar Kuruluna tabi hizmeti olduğunu, 'bu hizmetinin 59. maddeye göre birleştirilmesi gerektiğini ileri sürdüğünden, bu hizmete ait belgeler istenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular, gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olur, bozma nedenidir. O halde, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığı'nca temyiz olunan hükmün HUMK.nun 427. maddesi uyarınca hukuki sonuçları aynen sakin kalmak kaydıyla 'kanun yararına (BOZULMASINA) ve gereği yapılmak üzere dosyanın Yargıtay C. Başsavcılığı'na gönderilmesine 23.12.1980 gününde oybirliğiyle 'karar verildi.