 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1980/5376
K: 1980/5675
T: 02.10.1980
DAVA : Davacı, iş kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün davacı ve davalılardan Genel Müdürlük avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1 - Davalı Türkiye Elektrik Kurumu'nun işyerinde hat bakım işçisi olarak çalışan Ahmet, iş kazası sonucu ölmüş, hak sahibi annesi Cemile tarafından BK.nun 55. maddesine dayanılarak Türkiye Elektrik Kurumu aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmış ve açılan bu dava 1976/792 esas ve 1978/193 karar sayısı ile sonuçlanmış ve Yargıtay'ca da onanarak kesinleşmiştir.
Davacı, Sosyal Sigortalar Kurumu, bu olay sebebi ile uğramış bulunduğu zararın ödetilmesi için Türkiye Elektrik Kurumu ve ölüm olayında kusurlu H. Hüseyin aleyhine bu davayı açmıştır.
İşveren durumundaki Türkiye Elektrik Kurumu'nun Sosyal Sigortalar Kurumu'na karşı ne şekilde sorumlu sayılacağı, bu davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı SSK. nun 26. maddesinde saptanmıştır. İşverenin bu sorumluluğu belli eylem ve davranışlarından oluşan bir alanla sınırlıdır. Bu eylem de davranışlar, "işverenin kastı", işverenin "işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi" ve işverenin "suç sayılır eylemi"nden ibarettir. Bu anılanlar dışında bir durum, eylem ve davranıştan ötürü işveren sorumlu sayılamaz.
Olayda ise, işverenin bu tür eylem ve davranışları söz konusu olmadığı için, bu durumlar ispatlanmış da değildir.
Bu yönler nazara alınmaksızın Türkiye Elektrik Kurumu aleyhine tazminata hükmolunması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2 - Hak sahibi tarafından açılan dosyada alınan ve hükme dayanak kılınan 20.3.1978 tarihli bilirkişi raporuna göre olayda davalı H. Hüseyin'in % 70 ve ölen Ahmet'in % 30 kusurlu oldukları saptanmıştır.
Davalı Türkiye Elektrik Kurumu ve H. Hüseyin'in açılan bu davada alınan 7.5.1979 tarihli bilirkişi raporu ile ceza davasında alınan 9.6.1976 tarihli bilirkişi raporlarında ise, 7/8 ölenin ve 1/8'de H. Hüseyin'in kusurlu oldukları gösterilmiştir.
Hak sahibi tarafından açılan davada H. Hüseyin taraf değildir, ve dosyada alınan bilirkişi raporu bu davada H. Hüseyin'i bağlayıcı nitelik taşıyamaz.
Ancak, aynı olay nedeni ile değişik mahkemelerden açılan davalar esnasında alınan raporlar arasında çelişiklik mevcut olup bu çelişki yüzünden kusur oranı bakımından değişik karar verilmesine neden olmuştur.
Bu bakımdan, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesinde zorunluk bulunduğu gerçeği de ortadadır.
Mahkemece, bu çelişkinin nedenleri üzerinde durulmadan ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu itibarla davacı Sosyal Sigortalar Kurumu ve davalı Türkiye Elektrik Kurumu'nun temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte gösterilen nedenlere göre davalı Türkiye Elektrik Kurumu yararına ve ikinci bentte gösterilen nedenlere göre davacı Sosyal Sigortalar Kurumu yararına hükmün BOZULMASINA, 2.10.1980 gününde oybirliğiyle karar verildi.