 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1980/178
K: 1980/4216
T: 09.06.1980
DAVA : Davacı, prim itiraz komisyonu kararının iptalini ve 13.005.76 TL.nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 9.12/1974 döneminde davalılar tarafından yaptırılan açık hava sineması inşaatına ilişkin bildirgelerde, işçilik nisbeti % 14'den az gösterildiğinden bahisle, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca ölçümlemeye gildilmiş, 2167 sayılı Yasa ile 79. maddeye eklenen son fıkra da uygulanarak, % 20 esas alınıp saptanan prim borcu, 2.9.1978 tarihinde davalılara tebliğ olunmuş davalıların 21.9.1978'de Kurum komisyonuna yaptıkları itirazda reddolunarak 26.10.1978'de kendilerine bildirilmiş, bu kez davalılar prim itiraz komisyonuna itiraz etmişler, anılan komisyon, mesahanın iyice saptanması ve şayet işçilik % 14'ün altında bildirilmişse ve bu nedenle inceleme hakkı doğuyorsa, 2167 sayılı Yasanın değil de, ölçümleme dönemindeki mevzuatı uygulayarak inceleme yapıp sonucuna göre işlem yapılması için, ölçümlemenin bozulmasına karar vermiş, bu karar 5.1.1979 günü Kuruma tebliğ olunmuş ve Kurum 16.2.1979 tarihinde Prim İtiraz Komisyonu Kararının iptali ile prim alacağının tahsili için işbu davayı açmış; mahkemece, dava reddolunmuş ve hüküm davacı Kurum tarafından temyiz edilmiştir.
Gerçekten, 2167 sayılı Yasanın 506 sayılı Kanunun 79/3. maddesinde yaptığı değişiklik, ölüçümleme işleminin doğru ve haklı bir sonuca ulaştırılabilmesi için konulmuş hak arama yöntemlerinin geliştirilmesi amacına yöneliktir ve şu amaçla yeni bir itiraz yolu kabul edilmiş, itiraz ve dava yoluna ilişkin yasal öneller ve depo koşulu yeniden düzenlenmiştir. Böylesine kapsamı, tarafların istek ve iradeleri nazara alınmaksızın yasa ile düzenlenen durumlar. müesseseler ve usuli konuları düzenleyen kanun hükümlerinin, derhal yürürlüğe gireceği ve henüz kesinleşmemiş ve tamamlanmamış hukuksal durum ve işlemlere derhal uygulanacağı kuşkusuzdur. Bu olayda, ölçümleme işverene 2.9.1978 günü tebliğ edildiğine göre, yapılan itirazlar ve açılan davalarda, usul kurallarını içeren 506 sayılı Kanunun 79. maddesinin 2167 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrasının uygulanmış bulunmasında, usul ve kanuna aykırı bir yön mevcut değildir.
Ne var ki; 2167 sayılı Yasa ile, 506 sayılı Kanunun 79. maddesine eklenen fıkralar, yeni bir ölçümleme sebebi ihdas etmekte olup, nitelikçe maddi hukuka ilişkindir ve usul kuralı sayılamaz. Bu nitelikteki kuralların, yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olay ve işlemlere uygulanabilecekleri, gelecek için hüküm ifade edip, asla geriye yürümeyecekleri, yeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olay ve işlemlere ise, meydan geldikleri zamandaki Kanununun uygulanacağı, hukuksal güvenlik ve düzeni ilgilendiren, genel bir hukuk kuralıdır. Bu nedenle, 9-12/1974 ölçümleme dönemine, prim itiraz komisyonu ve mahkemenin, 506 sayılı Kanunun 79. maddesine, 2167 sayılı Kanun ile eklenen fıkraların uygulanamayacağını kabul etmiş olmaları dahi kanuna uygundur.
Kaldı ki, bu davada Prim itiraz Komisyonu Kararının iptali ile birlikte, prim alacağının tahsilide istenilmiştir. Mahkeme her iki isteğe de olumlu olarak hükmederse, tahsiline karar verilen prim alacağıyla, idari aşamada belirlenecek prim alacağının farklı miktarlarda olması muhtemeldir ve idari aşamada özel kurallarla sağlanabilecek bir hakkın, mahkemeden korunmasının istenmesi de yararsızdır Mahkemece prim alacağı tahsiline ilişkin istemin reddedilmiş bulunması, bu nedenle de usul ve kanuna uygundur.
O halde, davacının temyiz itirazları yukardaki gerekçelerle red olunmalı, sonunu itibariyle doğru olan hüküm onanmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarda gösterilen gerekçelerle ONANMASINA, 9.6.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.