Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/7-1874
K: 1982/914
T: 24.11.1982
  • DAVA KOŞULU - HUKUKSAL YARAR
  • GERÇEK HAK SAHİBİ ADINA TESCİL
ÖZET: Davanın açılmasında korunmaya değer bir hukuksal yarar yoksa dava bu yönden ve esasa girilmeden reddedilmelidir. Hukuksal yarar dava koşuludur ve mahkeme bunu kendiliğinden [resen] incelemekle görevlidir.
Davayı esasından red eden mahkemenin dava konusu olan taşınmazlarla ilgili olarak oluşturduğu hüküm, açık seçik başka bir belgeye gereksinme duyulmaksızın doğrudan doğruya yerine getirebilir ve hak sahiplerinin isimleriyle paylarını belirtir nitelik taşımalıdır.
(766 s. Tapulama K m. 54)
Taraflar arasındaki "tapulama komisyonu kararının iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Giresun Tapulama Mahkemesi)'nce davanın reddine dair verilen 13.4.1978 gün ve 37 -48 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, 7. Hukuk Dairesi'nin 2.11.1978 gün ve 776013005 sayılı ilamiyle; (... Tapulama sırasında 929 parsel sayılı 3750 m2. yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına ve tapu dışı işlemle paylaşmaya dayanılarak davalı Veysel adına, 969 parsel sayılı 6300 m2. yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına, tapu dışı işlemle satışa dayanılarak taraflar adına payları oranında tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunca reddedilen davacı Nuri vekili Hasan, taşınmazları satın aldığını ileri sürmüş ve dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tapulama tesbitine karşı itirazda bulunan kişinin bu itirazını geri alması diğer bir deyişle itirazından vazgeçmesi mümkündür. Bu vazgeçmenin geçerliliği herhangi bir kayıt ve şarta da bağlı değildir. Tapulamanın itiraz aşamasında itirazını geri alan kişinin tapulama mahkemesinde dava açması halinde mahkemece davacının itiraz etmemiş sayılmasına karar verilmesi gerekir. Zira henüz dava açılmadan itiraz aşamasında vazgeçmenin davadan vazgeçme olarak nitelendirilmesine olanak yoktur. Olayda, itirazdan vazgeçen davacının vekilidir. Vekaletnamede vekilin, itirazdan vazgeçmeye yetkili bulunduğuna dair bir kayıt ve işaret bulunmamaktadır. Bu durumda vekilin tutanakta yazılı olduğu gibi itirazdan vazgeçtiğine dair sözlerinin hukukça geçerli bir yanı bulunmamaktadır. Mahkemenin kabulüne göre ise, mahkemece itirazdan vazgeçme davadan vazgeçme olarak kabul edilmiş olduğuna göre, işin esasına girilemez. Kaldı ki, yapılan araştırma ve incelemede hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı nizalı taşınmazı büyük anasından satın aldığını ileri sürmüştür. Mahkemece nizalı taşınmaz tapuda kayıtlı imiş gibi satış günü ile tapulama tesbit günü arasında 10 yıllık sürenin geçmemiş olduğu ve Tapulama Kanununun 32/C maddesinde yazılı koşulların davacı yararına gerçekleşmediği kabul edilmiş ve fakat tapu kaydı getirtilerek yerine uygulanmamış ve dayanılan satış senedinin nizalı taşınmaza ait olup olmadığı araştırılmamıştır. Mahkemece bu yönlerin gözetilmemiş olması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz. edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1 - 766 sayılı Tapulama Kanununun 63. maddesinin 2. fıkrasında aynen; (muterizin itirazdan vazgeçmesi veya 60. maddenin 3. fıkrasına göre itiraz etmemiş sayılması hallerinde tapulama Hakimi bu cihetleri zabıtla tevsik ederek ilgili tapulama tutanaklarının, kütükler tapu dairesine devredilmemiş ise tapulama müdürlüğüne, devredilmiş ise tapu idaresine geri verilmesine karar verir...) denilmektedir. 0 halde, bu gibi durumlarda, yani usul hükümlerine uygun olarak itirazdan vazgeçilmesi halinde mahkeme, anılan fıkra hükmünce işlem yapmakla yükümlü olup, ayrıca davanın esastan reddine karar veremez. Nevar ki, temyize konu bu davada, herne kadar davacı vekili itirazından vazgeçtiğini komisyon huzurunda bildirmiş ise de, inçelenen vekaletnamede itirazdan vazgeçme konusunda bir yetkisi olmadığı anlaşıldığından; bu konunun, bu davada tartışılmasına gerek görülmemiştir. Bu itibarla, mahkemenin işin esasına girmiş olması, ancak anılan nedenlerle ve sonucu bakımından doğrudur.
2 - Mahkemece yapılan soruşturma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyleki:
A - Bilindiği gibi, bir davanın dinlenebilmesi (esasına girilebilmesi) için gerekli şartlardan birisi de, davacının o davayı açmakta hukuki yararı bulunmasıdır. Aksi halde, yani dava açılmasında korunmaya değer bir hukuki yarar yoksa, davanın bu yönden ve esasa girilmeden reddi gerekir. Çünkü, hukuki yarar dava şartıdır ve mahkeme dava şartlarını kendiliğinden [resen] incelemekle görevlidir.
Davada hukuki yarar şartı, tapulama mahkemelerinde görülen davalarda da gözönünde tutulmak gerekir.
Olayda, nizalı 969 parsel- sayılı taşınmaz, tapulama sırasında, davacının isteği doğrultusunda ve paydaşlardan Emine'ye ait payın davacı tarafından satın alınmış olduğu kabul edilmek suretiyle davacı ve davalı ile öteki paydaşlar adına tesbit edilmiştir. Davacının itirazı da büyük annesi Emine'nin payını satın alma olgusuna dayanmakta ise de, mahkemece, davacıya bu davayı açmakta başkaca bir yararı olup olmadığı gereği gibi ve hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklattırılmış değildir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; bu yön davacıya açıklattırılıp, anılan parsel hakkında bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığı takdirde, bozma ilamının aşağıda (B) bendinde açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yaparak sonucuna göre bir karar vermekten; aksi halde, yani hukuki yararı bulunmadığı saptandığı takdirde de, anılan parsele ilişkin davanın bu yönden reddine karar vermekten ibarettir.
B - Tapulama sırasında, dava konusu 929 parsel, tapu kaydına ve tapu dışı paylaşmaya dayanılarak davalı Veysel adına tesbit edilmiştir. Davacı, dosyaya mübrez 2.12.1967 günlü satış senedine dayanarak paydaşlardan büyükannesi Emine'nin payını satın aldığını ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, tapulama tutanağı ve eklerinin asılları, edinme sebebinde sözü edilen parsel tutanağı ve tapulama tesbitine dayanak yapılan tapu kayıtları getirtilmeli, taraflardan iddia ve savunma ile ilgili delilleri istenmeli, tapu kaydı ve satış senedi çekişmeli parsele ayrı ayrı uygulanmalı, bu parselin tapu kaydı kapsamında kaldığı sonucuna varıldığı takdirde, tapu dışı olarak yapılan pay satışının 766 sayılı Tapulama Kanununun 32/C maddesi hükmü gözetilerek, hukukça değer taşıyıp taşımadığı belirlenmeli; aksi halde, MK.nun 892. maddesinde öngörülen koşulların varlığı halinde zilyetliğin teslimsiz iktisap edilebileceği de gözönünde tutulmak suretiyle gerekli araştırma yapılıp, deliller toplanmalı ve varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Bundan başka, davayı esasından red eden mahkemenin, dava konusu olan taşınmazlarla ilgili olarak oluşturduğu hükmün, açık seçik, başka bir belgeye gereksinme duyulmaksızın doğrudan doğruya yerine getirilebilir ve hak sahiplerinin isimleriyle paylarını belirtir nitelik taşıması gerekir (Tapulama Kanunu m. 54). Bu yönün gözönünde tutulmamış olması ve tapulama tutanakları ile komisyon kararlarına göndermede bulunmakla yetinilmesi de isabetsizdir.
O halde, yukarıda açıklanan şekil ve kapsamda bir araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek üzere direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda yazılı nedenlerden ötürü HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 24.11.1982 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini