 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/607
K: 1980/77
T: 16.01.1980
DAVA : Taraflar arasındaki rücu alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Zonguldak 3. İş Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 20.2.1978 gün ve 719-209 sayılı kararın incelenmesi davacı Kurum tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10 Hukuk dairesi'nin 7.11.1978 gün ve 3868-6147 sayılı ilamiyle; (Sigortalı işçinin işverenin iş yerinde meslek hastalığına yakalandığı, işçi tarafından işveren aleyhine açılan kesinleşmiş dosya ile sabittir. Bu durumda, meslek hastalığının saptandığı tarihle, bu hastalığın ortadan kalktığı tarih arasındaki devre için işverenin kusuru tesbit olunmak, sonucuna göre karar verilmek gerekir) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Özel daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sigortalı işçinin işveren aleyhine açtığı tazminat davasında meslek hastalığına yakalandığı tesbit edildikten sonra sigortalının halefi olarak davacı SSK. tarafından 506 sayılı SSK.nun 26. maddesi gereğince açılan davada, eda davasındaki bu tesbitin bağlayıcı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yerel mahkeme, meslek hastalığının ilerleyici (progresif) niteliği itibariyle sonradan kalkmasının söz konusu olamıyacağı bu bakımdan da meslek hastalığının tesbitine ilişkin ilk mahkeme kararının kesin yargı güç ve niteliğinde bulunmadığı görüşündedir.
Genel Kurul'daki müzakerelerde, önce olayda taraf birliği bulunup bulunmadığı konusunda durulmuş, 4772 sayılı Kanunun yürürlüğü zamanında kabul edilmiş olan 31.3.1954 tarih ve 10/11, 17/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarında SSK.'nun, ödediği sigorta bedeli oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun halefi olacağına dair kabul karşısında davacı Kurumun sigortalı işçinin halefi olup, bu bakımdan da sigortalı işçi tarafından açılan tazminat davası ile bu dava arasında taraf birliği olduğu gibi, maddi sebep birliği de bulunduğu görüşüne varılmıştır.
Taraf ve maddi sebep birliği olan bu dava için, ilk eda davasındaki sigortalı işçinin meslek hastalığına yakalandığının tesbitine ilişkin kısım, kesin yargı çevresinde kesin delil teşkil eder.
Kesin delil bulunan durumlarda ise, mahkemenin adli gerçek teşkil eden bu yönü tekrar inceleme konusu yapması ve aksinin benimsenmesine hukuki olanak yoktur. Diğer deyişle; hakim, kesin delillerden biri ile isbat edilen bir olguyu, doğru kabul etmeye mecburdur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eski kararda direnilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebepten dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince bozulmasına, 19.12.1979 gününde yapılan ilk müzakerede çoğunluk sağlanamadığından 16.1.1980 gününde 2. müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.