 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/229
K: 1981/743
T: 18.11.1981
DAVA : Taraflar arasındaki "Rücu" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesince davanın görevden reddine dair verilen 22.6.1977 gün ve 1977/453-1072 sayılı kararın inceenmesi davacı vekili tarafınadn istenilmsi üzerine,Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2.2.1978 gün ve 1978/309-318 sayılı ilamıyla, (..Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı araca davalılara ait diğer davalı sigorta şirketine igortalı aracın çarparak zarara neden olduğunu ileri sürerek 15.700 liranın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı (F.B.) varisleri vekili, yetki itirazında bulunmuştur.
Anadolu sigorta şirketi vekili, sorumluluklarının (2000) lira olduğunu ileri sürmüştür.
7. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davanın ticari nitelikte olduğu gerekçesiyle dosyanın ticaret mahkemesine sevkine karar verilmiş, ticaret mahkemesince de görevsizlik kararı verilerek dosya 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gelmiş ve 4. Asliye Hukuk Mahkemesince de olayda merci tayini gerekeceği gerekçesiyle dosyanın nobetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Anadolu sigorta şirketi vekili temyiz etmiştir.
Yukarıdaki açıklamalrdan da anlaşılacağı üzere İstanbul Asliye 7. Hukuk mahkemesi T.T.K.nun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörüldüğü gibi, davalılar tarafından iş alanı hakkında iptidai itiraz şeklinde yapılması gereken her hangi bir itiraz ileri sürülmediği halde, T.T.K.nun 1301. maddesine dayanılarak açılan ve görevine giren rücu davasının, Ticaret mahkemesinin görevi dahilinde bulunduğundan bahisle gönderme kararı vermiş, dosya kendisine tevdi edilen İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesi de, gönderme kararı ile gelen bu davaya bakılabilmesi için, Asliye Hukuk Mahkemesinde iş bölümü itirazının süresi içinde ve ilk itiraz şeklinde ileri sürülmesinin art olduğu, böyle bir itiraz bulunmaksızın verilen gönderme kararı ile gelen davaya bakmak zorunluğu almadığı, aksi takdirde asliye ticaret mahkemesinin kanuna aykırı bir karara uymak zorunda kalacağı gerekçesiyle, bu mahkemeye de iş alanı hakkında iptidai itiraz şeklinde bir itirazda bulunulmamasına rağmen, davacının görev noktasından reddine ve istem halinde dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine yollanmasına karar vermiş ve dosya kendisine gelen 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, 7. Asliye Huku ve 1. Ticaret Mahkemeleri arasında selbi ihtilaf bulunduğundan Yargıtay'ca tayini merci yoluyla ihtilafın halil için gereği yapılmak üzere dosyanın nöbetçi saliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gerekçesinde de açıklandığı üzere T.T.K.nun 5. maddesinin getirilmesinden amaç, aynı derecedeki Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret mahkemeleri arasında husule gelecek iş alanı uyuşmazlıklarını, (görev sorunu) olmaktan çıkararak bir noktada kesmek ve bu olayda görüldüğü gibi dava dosyalarının mahkemeler arasında dolaşarak sürümcemede kalmaına engel olmak ve davaların bir an önce sonuçlanmasını sağlamakdır. Bu nedenledir ki, anılan maddenin 3. fıkrasının ikinci cümselinde (gönderilen mahkemenindavaya bakmaya mecbur olduğu) ve üçüncü cümlesinde de (ticari bir davanın hukuk mahkemesi, ticari olmayan bir davanın ticaret mahkemesinde görülmesinin hüküm bozulması için kafi bir sebep teşkil etmeyeceği) hükümleri yer almıştır.
(Gönderilen mahkemenin davaya bakmaya mecbur olduğu) emredici nitelikte bir hüküm bulunduğundan Yargıtay'ca da re'sen gözönünde ttulması gerekir ve emredici hükümlere aykırılık herhalde bozma sebebi teşkil eder. Gönderilen mahkeme, yasanın emredici bu hükmü karşısında, gönderme kararının yasaya uygun olup olmadğını ne incelemek, ne de kanuna aykırılğından bahisle yen ibir gönderme kararı vermek yetkisini haizdir. Gönderme kararı yasaya aykırı olsa dahi, diğer sebepler olmadan başlı başına bir bozma sebebi olamayacağına ilişkin yasa hükme de bu görüşü doğrulamaktadır. Aksi düşüncenin kabulü T.T.K.nun 5. maddesinin yukarıda açıklanan amacına ters düşer.
Bu nedenlerle, 5. maddenin amacına uygun olarak davanın görülmesini sağlamak için İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesinin 22.6.1977 gün ve 453/1072 sayılı kararının bozulması gerekmiştir. Zira yukarıda değinildiği gibi Asliye Hukuk Mahkemesinin tevdi kararına müsteniden dosya kendisie gönderilen bu mahkeme, iş bölümü lik itirazı lieri sürülmediği ve esasen yasa emir gereği davaya bakmak mecburiyeti olan bu mahkeme de, tevdi kararı vererek işten el çekmiştir.
Her ne kadar T.T.K.nun 5/3. maddesine göre verilen (tevdi kararları) esas hükümle birlikte temyiz olunabilir ise de, bir davada ancak bir kez tevdi kararı verilebilir. İkinc defa gönderme kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan, bu karar niteliği bakımından yürülükteku hukuka aykırı bir sonuç doğurmuş ve davanın ortada kalmasına neden olmuştur. Çünkü H.U.M.K.nun (merci tayini) hakkındaki 25 . maddesi hükmü, (görev) ve (yetki) kararlarına ilişindir.
Bu itibarla T.T.K.nun 5. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre davaya bakmağa mecbur olan Asliye Ticaret Mahkemesinin verdiği (tevdi kararı)nın H.U.M.K.nun 427. maddesi gereğinc nihai bir hüküm teşkil ettiğinden temyizen incelenmesi olanağı vardır. (Bk. Aynı ilkeyi benimseyen Y.H.G.K. 2.2.1977 207/92). İki mahkemenin aynı davanın görülmesinde görevli olmadıklarına ilişkin olarak verdikleri kesinleşmiş kararlar dolayısıyla uygulanan (merci tayini) kuralı, (tevdi kararları), (görev kararı) niteliğinde olmadığından, olayda uygulanamaz...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yenidne yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili Av. (Y.B.)
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan ora gereği görüşüldü:
KARAR : Dava önce İstanbul Asliye 7. Hukuk Mahkemesinde açılmış, ancak iş alanı konusunda bir ilk itiraz ileri sürülmemesine rağmen mahkeme 18.3.1977 gününde davanın Asliye Ticaret Mahkemesinin iş sahasına girdiğinden bahise talep vukuunda dosyanın ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosya kendisine gönderilen İstanbul 1. Ticaret Mahkemesi de 22.6.1977 günlü oturumda (... Yasanın şart koştuğu usulüne uygun ve zamanında yapılmış bir iş ahasi itirazı olmadığı cihetle gönderilen davaya bakılamıyacağından, davanın görev noktasından reddine ve hüküm kesinleştikten sonra istem halinde dosyanın görevli asliye mahkemesine gönderilmesine...) karar vermiştir.
Bu karar aleyhine temyiz yoluna başvurulmamıştır. Esasen H.G. Kurulunun 4.11.1981 gün ve 1979/11-214 E. 1981/710 K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği gibi; bu tür gönderme kararnları kesindir ve aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Nitekim dava dah asonra kendisine gönderilen İstanbul Asliye 4. Hukuk mahkemesi verdiği 26.10.1977 günlü kararla davaya bakacak mahkemenin merci belirtilmesi yoluyla tesbiti gereğinden söz edince, bu kez davacı güneş sigorta A. dairesine başvurup merci belirtilmesini istemiş, ancak dosya 4. Hukuk Dairesi yerine 11. Hukuk Dairesine gönderilmiş, 11. Hukuk Dairesi de Ticaret Mahkemesi kararına karşı esasen birtemyiz istemi söz konusu olmadığı halde 2.2.1978 gün ve 309/318 sayılı ilamla hükmü bozmuştur. O halde gerçekleşen şu madid ve hukuki olgulara göre ticaret mahkemesinin direnme kararı (hem kararın kesin olması ve hem de esaen bir temyiz istemi bulunmaması) nedenleriyle doğrudur ve davaya bakacak mahkemenin merci belirtilmesi yolu ile belirlenmesi için dosya 4. Hukuk diresine gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere direnme kararında yöneltilen temyiz itirazlarının reddiyel sonucu bakımından doğru olan direnme kararının ONANMASINA, 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.11.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.