 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/1735
K: 1982/769
T: 02.07.1982
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.11.1977 gün ve 197 - 689 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 8.6.1978 gün ve 3090 - 3137 sayılı ilamı ile, "... Bozmaya uyulduktan sonra mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde bilirkişi araç sahibinin aracı trafiğe elverişli durumda bulunduğunu bildirmiştir. Mahkeme bu bildirime dayanarak BK. 55. maddesindeki kurtuluş beyyinesinin tahakkuk ettiğinden söz ederek davayı reddetmiş ise de, aynı bilirkişi raporunda davacı şoförünün kusurlu olduğunu da belirtmiştir. Bu durumda karşısında davalı şoförü kusurlu bulunduğuna ve bu takdirde araç sahibinin bunun verdiği zarardan BK. 55. maddesi gereğince sorumlu bulunacağından ve zararın gerçekleşmesinde şoförün hiçbir kusuru bulunmaması halinde istihdam eden araç sahibinin sorumlu olmaması gerekeceği cihetle davanın reddine dair verilen hüküm doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Davacı, işletmeciliğini yaptığı benzin istasyonunda vukubulan trafik olayında, davalı A.İ.Ş.'ye ait olup diğer davalı A.K.'nun yönetimindeki kamyonetin benzin pompasına çarpıp pompanın devrilmesine ve çıkan yangın sonucu benzin pompası ile aydınlatma diskinin harap olmasına sebebiyet verdiğini ileri sürmüş ve bu olay nedeniyle meydana gelen zararının davalılara ödetilmesini istemiştir.
Hasara sebebiyet verdiği iddia olunan kamyonetin olaydan önce sahibi A.İ.Ş. tarafından tamir için diğer davalı A.K.'nun tamirhanesine bırakıldığı ve tamircinin, sahibinden habersiz olarak söz konusu kamyoneti seyahat amacıyla kullanmakta iken zararlandırıcı olayın meydana geldiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı vekili son oturumda, "... olayda esas itibariyle sürücünün kusuru bulunmadığını kabul ediyoruz. Ancak davalılar kusursuz mesuliyet hükümlerine göre sorumludurlar..." demek suretiyle davasını kusursuz sorumluluğa dayandırdığını açıklamıştır. Gerçekleşen şu maddi olgular karşısında araç sahibi ile istisna sözleşmesi uyarınca tamirhanesine tamir edilmek üzere bırakılan aracı, araç sahibine haber vermeden kendi özel seyahatinde kullanan davalı arasında (adam kullanma), (tabiiyet) ilişkisi olmadığı açıktır. Bu durumda zararlandırıcı eylemi yapan tamircinin bu eyleminden doğan zarardan araç sahibi sorumlu tutulamaz. Öte yandan, araç kullananın sorumluluğu için de BK.nun 41. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi gerekir. Davacı vekili yukarıda da değinildiği gibi araç kullananın kusuru olmadığını kabul ettiğine göre olay nedeniyle meydana gelen zarardan sürücünün de sorumluluğu cihetine gidilemez.
Bu nedenlerle davanın reddine ilişkin kararda direnilmesi sonucu itibariyle doğru olduğundan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının reddiyle, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle onanmasına 2.7.1982 gününde oyçokluğu ile karar verildi.