 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/15-1761
K: 1982/711
T: 18.6.1982
- ALACAK DAVASI ( İşlemiş Faiz Miktarının Dava Dilekçesinde Gösterilmemesi )
- İŞLEMİŞ FAİZ MİKTARININ DAVA DİLEKÇESİNDE GÖSTERİLMEMESİ ( Peşin Harcın Yatırılmamış Olması )
- PEŞİN HARCIN YATIRILMAMIŞ OLMASI ( Yasada Öngörülen İşlemlerin Yerine Getirilmemesi )
1086/m.179,180,413
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ADANA Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.9.1978 gün ve 1978/261-590 sayılı kararın incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 19.3.1979 gün ve 1979/383-524 sayılı ilamiyle; ( ...Davacı idare vekili dava dilekçesinde; davalılardan ( N.Y. )'ın 1976 yılında bütünleme imtihanlarına girmeyerek tastikname almak suretiyle taahhüdünü ihlal etmesi nedeniyle, kendisine yapılan okul gideri olan 6550 liranın 31.10.1975 gününden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Mahkemece 6550 liranın dava tarihinden itibaren % 5 kanuni faiziyle birlikte davalılardan vekalet ücreti de dahil müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmiştir.
Bu karar davacı idare vekili tarafından faiz başlangıcı yönünden temyiz olunmuştur.
Davalılardan ( N.Y. )'ın imzasını taşıyan taahhütnamenin 8. maddesinde, taahhütnamenin ihlali halinde davalının zimmetine tahakkuk ettirilecek tazminatın faiz maddenin, şahsı için Devletçe ihtiyar edilen masrafların sarf tarihi olacağı kabul edilmiş bulunmaktadır.
Bu nedenle, davacı Bakanlıkça davalıya okulda bulunduğu sürece yapılan giderlerin harcama tarihlerinin kesin olarak tesbiti ile, bu tarihlere göre bilirkişiye gerekli inceleme yaptırıldıktan sonra işlemiş faiz tutarının hesaplattırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Kefil davalı ( N.Y. )'a gelince, Borçlar Kanununun 490/son maddesi uyarınca dava tarihinden geriye doğru bir senelik faize hükmedilmesi icabeder. Mahkemece açıklanan hususların gözden uzak tutulması, kararın bu yönden bozulmasını gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı Hazine ( ...Devlet hesabına parasız yatılı öğrenci olarak kabul edilip bir yıl okutulan davalı ( N.Y. )'ın sınavlara girmemesi sonucu okulla ilişgisinin kesilmiş olduğunu.. ) ileri sürerek, idarece yapılmış olan okutma giderlerinin, taahhütname tarihi olan 31.10.1975'ten itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Yerel Mahkeme, iddianın gerçekleştiğini kabul ederek ( ..6550 Tl.'nın davalılardan müteselsilen tahsiline, işlemiş faiz miktarı dava dilekçesinde açıklanmamış olduğu ve harcı yatırılmadığı cihetle, hüküm altına alınmış olan alacağa dava tarihinden itibaren % 5 yasal faiz yürütülmesine.. ) karar vermiş; davacı hazine vekilinin faiz yönünden temyizi üzerine yerel mahkeme kararı yukarıda yazılı olduğu üzere bozulmuş; ancak mahkeme eski kararında direnmiştir.
Görülüyor ki, yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık ( dava dilekçesinde, 31.10.1975'ten dava tarihi olan 4.4.1978 gününe kadar işlemiş olan faiz istenmesine rağmen, bu faizin miktarının açıklanmamış ve peşin harcının da dava açılırken verilmemiş olması halinde ) yapılacak işlemle ilgili bulunmaktadır.
HUMK.'nun 1. maddesine göre, ( talep halinde ) dava gününe kadar işlemiş faizler müddeabihe dahildir. Esasen bu konuda mahkeme ile Özel Daire arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
Dava, bir miktar alacağın faiziyle birlikte ödetilmesine ilişkin olduğuna göre, asıl alacak miktarı ile işlemiş faiz tutarı üzerinden harca tabi olup, karar ve ilam harcının dörtte birinin peşinen ödenmesi gerekir ( Harçlar K. Md. 28/a ). Yine aynı Yasanın 16. maddesi gereği, değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçesinde değerin gösterilmesi zorunludur.
O halde, bu davada da Hazine vekili, dava dilekçesinde işlemiş faiz tutarını göstermeli ve asıl alacak ile işlemiş faizler miktarının toplamı üzerinden alınması gereken peşin harcı da yatırmalıydı. Ne var ki, dava açılırken bu kurala uyulmamış olması, istem kapsamında bulunan işlemiş faizin mahkemece inceleme dışı bırakılmasına yol açmaz. 492 sayılı Harçlar Yasasının 16. maddesi, ( dava dilekçesinde gösterilmesi gereken değerin gösterilmemiş olması halinde, davacıya tesbit ettirileceğini, tesbitten kaçınma halinde ise dava dilekçesinin işleme konulmayacağını, olayda olduğu gibi, noksan tesbit edilen değerler hakkında aynı yasanın 30. maddesi hükmünün uygulanacağını ) buyurmaktadır. 30. maddede ise, ( muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğunun anlaşılması halinde yalnız o celse için muhakemeye devam olunup, müteakip oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça, davaya devam olunamayacağı ) öngörülmüştür.
Yasa hükümleri bu yolda olduğu gibi, yargısal kararlarda da ( bu gibi hallerde mahkemece yapılacak işin, işlemiş faizin tesbiti ile, peşin harcın ikmal ettirilmesi suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi ) gerektiği hususu vurgulanmıştır. ( HGK. 30.9.1981 gün, 6/485 E. 659 K; 4.6.1982 gün 1979/15-1623 E, 1982/582 K. sayılı kararları ).
Şu duruma göre, işlemiş faiz miktarının dava dilekçesinde gösterilmemiş ve peşin harcının da yatırılmamış olmasından dolayı, yasada öngörülen işlemler yerine getirilmeksizin bu konudaki istemin inceleme dışı bırakılmasında isabet bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda da ayrıntılarıyla yasal dayanakları gösterilmek suretiyle açıklandığı üzere, işlemiş faiz miktarının açıklanması, peşin harcın tamamlattırılması için davacı vekiline önel tanımak ve sonucuna göre işlem yapıp karar vermekten ibarettir. Öyle ise bu yolda bir işlemi içermeyen eski kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.6.1982 gününde oybirliği ile karar verildi.