 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/1562
K: 1981/261
T: 01.04.1981
DAVA : Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 7. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.2.1978 gün ve 206-100 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay birinci Hukuk Dairesi'nin 4.7.1978 gün ve 6128-7704 sayılı ilamiyle; 1 - Tanıklar Haçik ve Siramuş hakkında yalan tanıklıktan mahkum olduklarını gösteren bir ilam mevcut olmadığı, bu itibarla Usulün 445/4. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği,
2 - Tanık iltiyanus'un durumundan HUMK.nun 445/1. maddesinde sözü edilen nedene uymadığı, bu itibarla yargılamanın iadesi isteği ile açılan davanın reddi gerektiği" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Duruşmalı temyiz eden : Davalılar vekili.
Duruşma yapılması için tayin edilen 7.1.1981 Çarşamba günü belli zamanda, temyiz eden ve duruşma isteyen davalılar H. Norayr ve Pavlum vekilleri Av. Sait ve Av. Hilmi ile karşı taraf davacı iren vekili Av. A. Kadir geldiler.
Temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerek anlaşıldı.
Hukuk Genel Kurulu'nca, gelen taraflar vekillerinin sözlü açıklamaları dinledikten sonra vaktin yetersizliğinden dolayı işin incelenerek karara bağlanmasının başka bir güne bırakılması uygun görüldü.
Bu gün dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği giörüşüldü:
1 - HUMK.nun 445. maddesinin 4. fıkrasında "şahadeti hükme esas ittihaz olunan şahidin hükümden sonra yalan şahadetle mahkum edilmiş olması" yargılamanın iadesi isteğinin bir koşulu olarak belirtilmiştir.
İadesi istenilen yargılamada dinlenmiş tanıklar hakkında ceza davası 1803 sayılı Af Kanunu nedeniyle CMUK.nun 97. maddesi gereğince bütün neticeler ile birlikte ortadan kaldırılmıştır. Ceza mahkemesinin sanıklar Haçik ve Siramuş haklarında yalan şahadetten dolayı bir mahkumiyet hükmü vermesi söz konusu değildir. Bu husus alakalının iradesi dışında cereyan eden bir durumdur. Olayın bu şekil almasına ilgilinin herhangi bir etkisi olmamıştır. Bu bakımdan yani talep sahibinin iradesi dışında cereyan eden imkansızlığın soncunun kendisine yükletilmesi düşünülemiyeceğinden, özel dairenin "Tanıklardan Haçik ve Siramuş hakkında yalan tanıklıktan mahkum olduklarını gösteren bir ilam mevcut olmadığı, bu itibarla Usulün 445/4. maddesindeki koşulların gerçekleşmediğine" dair bozmasına karşı mahkemeninin direnmesi yerinde olduğundan gerekli incelemenin yapılması için dosya özel dairesine gönderilmelidir.
2 - Diğer tanık İltiyanus'un durumu HUMK.nun 445. maddesinin 7. bendine uymadığı halde bu tanığın sözlerine değer verilerek yargılamanın iadesi isteğinin kabulü ise usul ve yasaya uygun bulunmadığından bu bakımdan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : 1 - Tanıklar Haçik ve Siramuş dolayisiyle mahkemenin direnme kararı yukarıda bir numaralı bentte yazılı nedenlerle yerinde olduğundan gerekli incelemenin ifası için dosyanın 1. Hukuk Dairessi'ne gönderilmesine oyçokluğu ile
2 - Tanık iltiyanus dolayisiyle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda iki numaralı bentde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, davacı lehine takdir olunan 1000 lira vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ilk görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından ikinci görüşmede 1.4.1981 gününde oybirliği ile karar verildi.