 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/1492
K: 1982/255
T: 10.03.1982
DAVA : Taraflar arasındaki "çek iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İSTANBUL 3. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 13.6.1977 gün ve 1976/427-1977/178 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk dairesinin 29.12.1977 gün ve 1978/332-11873 sayılı ilamı:
(...Davacı, 100.000 liralık bir çekin iptalini talep etmiş ve hukuki dayanak olarak T. Ticaret Yasası ile diğer mevzuatı göstermiştir. Bilindiği üzere; her eda davasında davanın bir tesbit kısmı, bir eda bölümü mevcuttur. İşbu çekin iptali davasında da bu çek karşılığı davacının bir para ödememesi gerektiği tesbit edilecek, sonra da iptaline karar verilecektir. Diğer bir deyimle davacı bu çekin iptalini isterken, bu çek karşılığı bir para ödememesi gerektiğinin tesbitini de istemiş olmaktadır. Mahkeme de kararında dava konusu çekin T. Ticaret Yasasının 693. maddesi gereğince, taşıması gereken bazı vasıfları haiz olmaması nedeniyle, çek niteliğinde bir belge olmadığını, bunun sonucu olarak da bu belge karşılığı bir para ödenmemesi gerektiğini tesbit etmiştir. Ancak bu kabul ve tesbitin dışında da bu belge çek olmadığına göre iptaline gerek görmemiş ve iptal talebini reddetmiştir. Ancak davacı, yukarıda belirtildiği veçhile, davanın tesbit kısmında haklı çıkmıştır. Esasen davacının tüm amacı da, ister iptal yoluyla ister başka biçimde olsun, bu belge karşılığı bir para ödememesine karar almaktır ki, bu amacı da, mahkeme kararıyla gerçekleşmiştir ve davacı haklı çıkmıştır. Denebilir ki, davacının bu belgenin çek niteliğinde olmadığını bilmesi gerekirdi. Bu nedenle de davayı gereksiz yere açmıştır. Ancak bu belge incelendikte, ciro ve bankaya ibraz edildiği, çekler konusunda davacıdan daha bilgili eleman sahibi olan bankanın dahi, bu belgenin çek niteliğinde bulunmadığının farkında olmıyarak, şeklen çek olarak kabul ve fakat karşılığının olmadığına dair arkasına meşruhat verdiği görülmektedir. Ayrıca, davadan önce, davalı bu belgeye dayanarak takip yapmıştır. İcra memuru da belgeyi çek olarak nitelemiş ve kambiyo senetlerine mahsus ödeme meri çıkartmıştır. Bu durumda davacının bu belgeyi çek olarak niteleyip iptalini istemesinde haksız ve kusurlu bir yön yoktur. O halde davacının davasında haklı çıktığının kabulü zorunludur. Binnetice dava sonunda davalı yararına ücreti vekalet takdiri bu açıklama karşısında usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki belgelere, direnme kararında gösterilen gerektirici nedenlere göre usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının reddiyle, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 10.3.1982 gününde oybirliğiyle karar verildi.