 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/1357
K: 1981/99
T: 20.02.1981
DAVA : Taraflar arasındaki tapulama tesbitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elazığ 1. Tapulama mahkemesince davanın reddine dair verilen 2.6.1975 gün ve 317-12 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesine 5.12.1975 gün ve 9298 - 7281 sayılı ilamı : "... Davayı konu taşınamızn baraj gölü haline geldiği ve baraj suları altında kaldığı tesbit olunmuştur. Daimilik niteliği kazanan bir baraj gölü altında kalan yerler Medeni Kanun 641 ve 766 sayılı kanunun 2. maddesi hükmü uyarınca tapulamaya tabi tutulamaz. Tapulamadan amaç; tapulamaya tabi tutulan yerlere sicillerini meydana getirmektir. Baraj gölü tapulamanın yapıldığı tarihten sonra meydana gelmemiş olsa bile ortada tapulamanın konusu kalmadığından mahkemece gerçek hak sahibinin araştırılmasına gerek kalmaz. Kamulaştırma bedelinin alınabilmesi için hak sahibinin genel mahkemelere başvurma hakkı saklıdır. O halde bu yön gözönünde tutularak dava konusu parselin tapulama dışı bırakılmasına karar verilmek gerekli iken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesis isabetsizdir." gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Özel daire bozma kararı üzerine yapılan duruşmanın 7.6.1976 günlü ilk oturumda gerekçesi de belirtilmek suretiyle önceki kararda direnildiği halde yine aynı ve müteakip oturumlarda bazı tahkik işlemlerine girişildiği ve daha sonra 24.10.1978 günlü kararla direnmeden sonra yapılan işlemlerin geçersiz sayılmasına ve esasen bu şekilde kapatılmasına karar verildiği taraflara bozmaya konu olan karar ile direnmeye ilişkin tutanak örneğinin tebliği oluduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulu Muhakemeleri kanununun 388. maddesinde hüküm (karar) lerin ihtiva edeceği hususlar açıkça gösterilmiştir. Mahkemece direnme kararı verildiğine göre bu kararın az önce sözü edilen maddedeki unsurları kapsayacak biçimde yazılma suretiyle taraflara tebliği kısa karar ile yetinilmesi yasanın buyurucu hükmüne aykırıdır.
Diğer yandan dava konusu taşınmazıların baraj gölü altında kalıp kalmadığı yönünde bozma kararından önce yapılan araştırma ve soruşturmada yetersizdir. Bu nedenle parsellerin tamamen ya da kısmen baraj gölü altında kalıp kalmadığının esaslı bir şekilde araştırılması baraj gölü altında kaldığının saptanması halinde özel daire bozma ilamında da işaret olunduğu üzere bu kabil yerlerin medeni kanunun 641 ve 766 sayılı tapulama kanununun 2. maddesi hükmü karşısında tapulamaya tabi tutulamıyacağı gözönünde tutularak parsellerin tapulama dışı bırakılmasına karar verilmek gerekir. Baraj gölünün tapulamanın yapıldığı tarihten sonra oluşması halinde dahi sonuç değişmiyecektir. Zira böyle bir durumda tapulamanın konusu kalmadığından ve taşınmazlar hakkında tapu sicili oluşturulması da sözkonusu olmadığından artık tapulama mahkemesince gerçek hak sahibinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Taşınmaz üzerinde kamulaştırma bedeli ya da tazminat yönünden hak iddia edenler bu yönden genel mahkemelere başvurabilirler. O halde direnme kararı esası yönünden de usul ve yasaya aykırı görüldüğünden bozulması gerekmektedir.
SONUÇ : Davacı Nazmiye Yıldırım ve Cemile Ayaz vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı kabulü ile BOZULMASINA, 20.2.1981 gününde oybirliğiyle karar verildi.