 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1979/11-1578
K: 1982/746
T: 25.6.1982
818/m.133,168
2004/m.89
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesince davanın zamanaşımı yönünden reddine dair verilen 8.5.1978 gün ve 539 - 146 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.12.1978 gün ve 5926-5858 sayılı ilamı ile "Davacı vekili, davalılardan Y.S.'e tasfiye halinde E. Ticaret Limited Şirketi tarafından 217. 900,88 liralık kredi açıldığını, davalının talimatı ile bu paranın diğer davalılar murisi Ş.'e ödendiğini, Ş.'in bu borca karşılık İstanbul P. Sanayii A. Şirketine ait 200.000 liralık nominal değerdeki hisse senetlerini terhin ettiğini, borcun 566.077,74 liraya ulaştığını, tasfiye halinde E. Limited Şirketi alacağından 300.000 liralık kısmını müvekkili bankaya temlik ettiğini, yapılan icra takibinin semeresiz kaldığını iddia ederek 300.000 liranın faiz ve masraflar ile tahsilini, hisse senetlerinin satılarak paraya çevrilmesini talep ve dava etmiştir.
KARAR : Davalılardan Y., T. ve M.K. vekili, müvekkillerinden Y.S.'in ( E. ) Ticaret , Limited Şirketine borcu olmadığını, diğer müvekkillerinin dolayısıyle sorumlu olamayacağını, taraflardan birinin tacir olmadığını ve defterin esas alınamayacağını, zamanaşımı cereyan ettiğini, rehin senedinde gösterilen 4. seri geçici hisse senetlerinin mvcut olmadığını ve rehnin bu nedenle geçerli olamıyacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili yasal sürede cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre Y.S.'in, E. Limited Şirketine borcunun zamanaşımı mebdei 29.12.1959 olduğu ve icra takibi 10 yıl sonra başlamakla bu davalı için zamanaşımının cereyan ettiği diğer davalılar T. ve M.E. rehin vermekle zamanaşımının cereyan etmediği ve diğer davalı da zamanaşımını ileri sürmediğinden davalılardan Y.S. hakkındaki davanın zamanaşımından reddine, 300.000 liranın 29.12.1959 tarihli rehin senedinde kayıtlı menkul rehnin satılarak paraya çevrilmesi yolu ile davalı T. ve M.'ten tahsiline, rehnin yetmemesi halinde 300.000 liradan bakiye alacak miktarının davalı T.'den tahsiline, % 10 faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, İstanbul 4. İcra Memurluğunun 1966/6603 esas sayılı dosyası ile E. Ticaret Limited Şirketi aleyhinde yaptığı icra takibi sırasında E. Limited Şirketine borçlu olan davalı Y.S.'e üçüncü şahıs haciz ihbarnamesi tebliğ ettirmiştir.
İcra ve İflas Kanunununun 89. maddesi gereğince 3. şahıs ihbarnamesinin tebliği suretiyle davalı hakkında alacak icra takibine konu yapılmış olduğu anlaşılmış olmasına göre BK.nun 133. maddesinin olayda uygulama yeri olacağının düşünülmemesi isabetsizdir.
Bahsi geçen icra dosyası getirtilip incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Y. hakkındaki davanın zamanaşımına uğradığından söz edilerek davanın reddedilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davacı vekili
Davacı banka, E. Ticaret Limited Şirketi hakkında ve 1966 yılında İstanbul 4. İcra Memurluğunun 1966/6003 sayılı dosyası ile 1.524.114.50 liralık alacağı için takibe geçmiş, bu arada borçlu şirketin davalı Y'ta olan alacağı için de İİK.nun 89. maddesi hükmü gereğince davalı Y'a haciz ihbarnamesi göndermiştir. Ancak işbu takip dosyası celbedilmediği için akibeti hakkında da dosyada bir bilgi mevcut değildir.
Sonradan E. Tic. Ltd. Şirketi, 3.10.1972 günlü temlikname ile davalı Y. ve diğer davalılarda olan alacaklarından 300.000 lirasını davacı Bankaya temlik etmiş ve rehinli 200.000 liralık hisse senetlerini de temlik edilen alacağın teminatı olarak Bankaya devretmiştir.
Davacı Banka, işbu temliknameye dayanarak İst. 6. İcra Memurluğunun 1973/3784 sayılı dosyası ile davalı Y. ve diğer temlik borçluları aleyhine takibe geçmiş, itiraz üzerine de rehnin paraya çevrilmesi, yetmemesi halinde geriye kalan paranın davalılardan müteselsilen tahsili için işbu davayı açmıştır.
Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; İ.İ.K.nun 89. maddesi gereğince üçüncü şahıs Y.'a ( ki bu davanın davalısıdır ) çıkarılan haciz ihbarnamesinin BK.nun 13/2. maddesindeki icrai takibat niteliğinde olup olmadığı ve zamanaşımını kesip kesmediği noktasında toplanmaktadır. Ancak dosya içeriğine göre bu tartışmaya girmeğe gerek yoktur. Çünkü, bu yönün tartışalabilmesi için alacaklı davacı Bankanın İst. 4. İcra Memurluğunun 1966/6003 sayılı takip dosyasındaki alacağını dava etmesi gerekirdi. Oysa dava konusu alacak anılan icra dosyasındaki alacak olmayıp E. Tic. Ltd. Şirketinin 3.10.1972 günlü temliknamesi ile temlik ettiği alacaktır. Diğer bir deyimle davacı Banka 1966/6003 sayılı takip dosyasında davalı Y.'a İ.İ.K.nun 89. maddesine göre üçüncü şahıs ihbarnamesi çıkardığını ve davalının itiraz etmemesi nedeniyle bu borcunun kesinleştiğini ileri sürerek dava açmış ve davalı Y. da zamanaşımı def'inde bulunmuş olsa idi ancak o zaman İ.İ.K.nun 89. maddesinin, icra takibi gibi zamanaşımını kesip kesmediği konusu incelenebilirdi. Yukarıda belirtildiği gibi takip konusu alacak ile dava konusu alacağın dayanakları ayrı ayrı olduğu için bu hususun tartışmasına artık bu davada gerek kalmamaktadır.
Fakat, 1966/6003 sayılı icra dosyasındaki, 1.524. 114,50 lira içinde, bankanın E. Tic. Ltd. Şirketine açtığı ve adı geçen şirketin davalılara kullandırdığı 217.000 lira alacağın da mevcut olduğu anlaşılmaktadır. İşte E. Tic. Ltd. Şirketi, davalılarda olan ve faiz vs. suretlerle artmış bulunan bu alacağının 300.000 lirasını davacı bankaya temlik etmiştir. İst. 4. İcra Memurluğunun 1966/6003 sayılı dosyasında davalı Yusuf İ.İ.K.nun 89. maddesi hükmüne göre çıkarılan haciz ihtarnamesine itiraz etmemiş ise anılan maddenin ifadesi ile "borç zimmetinde sayılmak" gerekir ( İ.İ.K. Mad. 89/3 ). Diğer ve daha açık bir anlatımla, bu yasa hükmü gereğince, 3. şahıs durumundaki davalı Y. takip borçlusu olan E. Tic Ltd. Şirketine borçlu olduğunu ikrar etmiş olmaktadır. İkrar ise BK. 133/1 maddesi hükmü gereğince zamanaşımını keser. Borçlu E. Tic. Ltd. Şirketi de ikrar ile zamanaşımı kesilmiş bir alacağı sonradan 1972 yılında davacı bankaya temlik etmiştir. O halde BK. 168/1 maddesi hükmü gereğince bu borç, zamanaşımı kesilmiş durumu ile davacı bankaya intikal eylemiştir. Temlik suretiyle alacaklı olan davacı Bankanın da temlik eden kişi bakımından zamanaşımının kesilmiş olması durumundan temlik hükümleri gereğince yararlanması temlikin doğal bir sonucudur.
Öyle ise, İİK.nun 89. maddesi gereğince çıkarılan haciz ihbarnamesi üzerine süresinde gerekli itirazları yapmayan 3. kişinin takip borçlusuna karşı borçlu olduğunu ikrar etmiş sayılması gerekir. Bu halin ise, BK. 133/1. maddesi hükmü gereğince zamanaşımını kestiğinin ve bu durumdan temellük eden davacının da yararlanacağının kabulü lazım gelir.
Ancak İİK.nun 89. maddesinin bu sonucu doğurabilmesi için birinci haciz ihbarnamesini alan üçüncü kişinin ( olayda davalı Y.'un ) 7 gün içinde buna itiraz etmemiş olması, bunun üzerin ikinci haciz ihbarnemesi çıkarılmış bulunması, buna karşı da yine yedi gün zarfında borçlu bulunmadığı hususunda menfi tesbit davası açmamış veya açmış ise davanın red edilmiş bulunması gerekir ( İİK.md. 89/3 ). Bu hususlar dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır.
O halde mahkemece, İstanbul 4. İcra Memurluğunun 1966/6003 sayılı dosya celbedilerek İİK.nun 89. maddesi gereğince davalı Y.'a çıkarılan üçüncü şahıs haciz ihbarnamesi üzerine ne gibi işlemler yapıldığı, üçüncü şahıs borcunun İİK.nun 89. maddesi anlamında kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu açıklama ve gerekçeler ile mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü il direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 25.6.1982 gününde oyçokluğu ile karar verildi.