 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1979/85
K: 1979/166
T: 02.04.1979
DAVA : Müessir fiil ve hakaretten sanık Sami'nin hükümlülüğüne ve cezasının ertelenmesine dair (Çanakkale Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen hükmün C. Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nce incelenerek 30.1.1979 gün ve 8966/508 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın ; CMUK.nun 322. maddesi uyarınca özel daire onama kararına itiraz etmesi, onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması istemini bildiren 21.2.1979 gün ve 21 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Müessir fiil ve hakaret suçlarından sanık Sami'nin mahkumiyetine ve cezasının ertelenmesine ilişkin hüküm; özel dairece : (...6085 sayılı Yasanın 60/E maddesinde yazılı ehliyetnamenin geri alınmasının tedbir niteliğinde olması itibariyle cezaların içtimaından sonra ve tek olarak uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından...) onanmıştır.
C.Başsavcılığı itirazında : Özel yasa gereği verilmiş " tamamlayıcı ceza" niteliğinde bulunan ehliyetnamenin muvakkaten geri alınmasının, TCK.nun 76. maddesine göre her ceza için ayrı ayrı uygulanmasının gerekeceği ve 6085 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 60/E maddesi açıklığına ve sözü edilen Yasaların amacına göre her cürüm için ayrı ayrı ehliyetnamenin geri alınması lazım geldiği ileri sürülmüş ve açıklanan nedenlerle özel daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi istenmiştir.
İncelenen dosyada; sanığın cürüm nev'inden iki ayrı suçu için tayin edilen cezalar içtima ettirilmiş ve bundan sonra 6085 sayılı Yasanın 60/E maddesi tek olarak uygulanmıştır.
6085 sayılı Yasanın 60/E maddesinde yer alan müeyyidenin niteliği ve uygulama biçiminin saptanması için önce mahiyetinin açıklığa kavuşturulması gerekir. Yani "ehliyetnamenin geri alınması" yasanın öngördüğü bir tedbir midir? Yoksa itiraznamede de ileri sürüldüğü gibi özelliklerin Türk Ceza Yasasında gösterilmiş bulunan tamamlayıcı bir cezamıdır? Bu soruyu isabetle yanıtlamak ve itirazda ileri sürülen düşüncenin yerinde olup olmadığını belirlemek için ehliyetnamenin geri alınması ile yasal cezaların birbiri ile karşılaştırılıp incelenmesi yararlı olacaktır.
Önce, Türk Ceza Yasası, birinci maddesiyle "kanunsuz ceza olamayacağı'nı" temel kural olarak kabul etmiş ve 11. maddesinde de yasal cezaların neler olduğunu birer birer sayarak belirlemiştir. Bunlar arasında "ehliyetnamenin geri alınması" diye bir cezaya yer verilmediğine göre bunun bir ceza olduğunu kabule olanak yoktur.
Kaldı ki 6085 sayılı Yasanın 60. maddesi, gerek umumi hükümler ve gerekse bu Kanunun 58 ve 59. maddesine göre verilecek cezalardan başka uygulanacak bazı müeyyideler getirmektedir. Bu maddenin E bendinde ise cürümlerden mahkumiyet halinde ve bir tedbir niteliğinde olmak üzere ehliyetnamenin daimi veya geçici olarak geri alınmasına karar verilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca Türk Ceza Yasasında birer birer sayılarak gösterilerek cezaların yine bu yasa tarafından ayrı ayrı tanımı yapılmış ve bunların azami ve asgari süreleri, infaz biçimleri, zamanaşımı ve tekerrür koşulları saptanmış olduğu halde, ehliyetnamenin daimi veya geçici olarak geri alınmasına karar verilmesi öngörülmektedir.
Ayrıca Türk Ceza Yasasında birer birer sayılarak gösterilen cezaların yine bu yasa tarafından ayrı ayrı tanımı yapılmış ve bunların azami ve asgari süreleri, infaz biçimleri, zamanaşımı ve tekerrür koşulları saptanmış olduğu halde, ehliyetnamenin geri alınması ile ilgili olarak yasalarda böyle bir tanım yapılmamış ve nitelikleri belirlenmemiştir. Eğer yasa koyucu bunun bir ceza olduğunu kabul etse idi elbette ehliyetnamenin geri alınması ile ilgili ve açıklık getiren hükümleri de vaz ederdi, tanımı yapılmayan ve nitelikleri belirlenmeyen bir müeyyidenin bu haliyle ceza olarak kabulü ve buna göre uygulama yapılması yasanın amacına aykırı düşer.
Bunun, bir meslek ve san'atın tatili icrası olarak düşünülmesine de olanak yoktur. Çünkü TCK.nun 11. maddesinde yer alan meslek ve san'atın tatili icrası, ancak kabahatlar için kabul edilmiştir. Oysa 6085 sayılı Yasanın 60/e maddesindeki müeyyide ise sadece cürümlere hasredilmiştir. Ayrıca şoför ehliyetnamesine sahip olduğu halde esas mesleği hakimlik, mühendislik, ticaret vesaire olan kimseler hakkında da ehliyetnamenin geri alınmasına hükmolunabilmektedir. Bu bakımdan bunun meslek ve san'atın tatili icrası biçiminde sayılması mümkün değildir.
Bu nedenlerle 6085 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 60/E maddesinde yer alan müeyyide tamamlayıcı bir ceza değil, ancak yasanın öngördüğü bir tedbirden ibarettir.
C. Başsavcılığı itirazının bu tedbirin uygulama biçimi el ilgili kısmına gelince :
" Ehliyetnamenin geçici olarak geri alınması" biçiminde adlandırılan bu tedbirin, TCK.nun 76. maddesi açıklığına göre birden fazla suç işleyen kimse hakkında cezaların içtimaından sonra ve tek olarak değil cürüm sayılan her hükümlülük için ayrı ayrı uygulanması zorunludur. Zaten sözü edilen 60/E maddenin yazılışı da cürüm nev'inden her mahkumiyet için bu müeyyidenin ayrı ayrı uygulanması gereğini ifade etmektedir. Ehliyetnamenin geri alınmasında yasa azami ve asgari bir süre tayin etmemiş ve bu sürenin saptanmasında suçun niteliği ve işleniş biçimi ile sanığın kişiliğini değerlendiren mahkemenin bu süreyi serbestçe belirlenmesini öngörmüştür. Birden fazla suç işleyen kimse hakkında bu müeyyidenin, cezaların içtimaından sonra ve tek olarak uygulanması lazım gelse idi, bu takdirde mahkeme suçların birden fazla oluşunu ve içtima sonucu verilen ceza sonucu verilen ceza miktarını nazara alarak süreyi buna göre tayin edecekti. Bu cezalardan bir veya birkaçının türlü yasal nedenlerle ortadan kalkması halinde ise birden fazla suç için hükmolunan ehliyetnamenin geri alınması süresi kalan cezaya oranla ağır olacak ve dolayısiyle adalet ve nesafet kurallarına aykırı düşecektir.
Bu nedenlerle ve TCK.nun 76. maddesi açıklığına göre :
1 - 6085 sayılı Yasanın 60/E maddesin de yer alan müeyyidenin bir tedbir niteliğinde olduğuna,
2 - 6085 sayılı Yasanın 60/E maddesinin cürüm nev'inden her hükümlülük için ayrı ayrı uygulanması gereğine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nin 30.1.1979 gün ve 8966/508 sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin 7.11.1978 gün ve 761/975 sayılı hükmünün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 2.4.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.