 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1979/583
K: 1980/46
T: 04.02.1980
DAVA : Orman Kanununa muhalefetten sanık Bayram'ın hükümlülüğüne dair (Yapraklı Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 6.4.1979 gün ve 60/57 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 28.9.1979 gün ve 233/203 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi mahalli ve üst C.Savcıları tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan dosya C.Savcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 27.12.1979 gün ve 3/9792 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulun'ca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Orman Kanununa muhalefetten sanık Bayram'ın anılan Yasanın 108/1. maddeleri gereğince takdiren 21 gün hapis 140 lira ağır para cezası ile mahkumiyetine, 17.657 lira 60 kuruş tazminatın sanıktan alınarak katılan idareye verilmesine ilişkin hükmü, özel daire; 2248 sayılı Yasanın 10. maddesiyle değiştirilen 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 2. fikrası uyarınca 30 güne kadar hürriyeti bağlayıcı cezaların aynı maddede yazılı ceza veya tedbirlerden birine çevrilmesinin düşünülmemesini yasaya aykırı bularak bozmuş; mahkeme ise, sanığın tekerrüre esas olan sabıkasının anılan yasanın 4. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasına mani bulunduğunu ileri sürerek ilk hükümde direnmiştir.
2248 sayılı Yasanın 10. maddesiyle tadil edilen 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 2. fıkrası; "suç tarihinden önce, para cezasına veya tedbire çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı ceczaya mahkum edilmemiş olanlar hakkında, hükmolunan 30 güne kadar (30 gün dahil) hürriyeti bağlayıcı cezalarla, suç tarihinde 18 yaşını ikmal etmemiş olanların mahkum edildikleri kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yukarıdaki bendlerde yazılı ceza veya tedbirlerden birine çevrilir" biçimde değiştirilmiştir.
Yasada yapılan bu değişiklikle, sosyal yararı gözönünde bulundurularak 30 güne kadar hürriyeti bağlayıcı cezaların aynen infazı yerine, bunların para cezasına çevrilerek yerine getirilmesi ön görülmüş ve uygulanması suç tarihinden önce hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum edilmemiş olan koşuluna bağlanmıştır. Başka bir deyişle suç tarihinden önce hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum edilmiş olanların bu cezaları 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca para cezasına veya anılan maddede yazılı tedbirlerden birine çevrilmiş olsa bile söz konusu değişiklikten yararlanamıyacaklardır.
647 sayılı yasanın 4. maddesi tümüyle incelendiğinde; 2. fıkrada yer alan "para cezasına" sözcükleriyle, mahkemenin anladığı gibi doğrudan doğruya para cezasına mahkum olanların değil, mahkum olduğu kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların yine bu madde uyarınca para cezasına çevrilmiş olan kimselerin kast edildiği ve bu durumda bulunanların söz konusu değişiklikten istisna edildikleri kolayca anlaşılmaktadır.
İncelenen sabıka kaydına göre sanığın suç tarihinden önce işlediği müessir fiil suçundan dolayı Yapraklı Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 10.9.1976 günlü kararla TCK.nun 456/4, 457/1. maddeleri uyarınca doğrudan doğruya 300 lira ağır para cezasına mahkum edildiği görülmektedir.
Böyle olunca yani sanığın suç tarihinden önceki mahkumiyeti yalnız para cezasına münhasır olup ayrıca hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkum edilmemiş olmasına göre bu kez 21 gün hapis cezasına mahkum edilen sanığın anılan değişiklikten yararlanmasına engel bir hal yoktur.
Ayrıca bozmadan sonra verilen ve hükmün esasını teşkil eden kısa kararda 6831 sayılı Yasanın 108/1 maddesine göre takdiren verilen 18 günlük temel cezanın tekerrür nedeniyle TCK.nun 81/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında artırılması sırasında 18 günün 1/6 sının üç gün olduğu gözönünde tutulmıyarak sanığa 21 gün yerine 20 gün hapis cezası tayininde yasaya aykırı isede, aleyhe temyiz bulunmadığından bu cihet bozma sebebi yapılmamıştır.
Şu hale göre mahalli ve üst C.Savcılarının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle ve tebliğnamedeki istem gibi direnme hükmünün BOZULMASINA, 4.2.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.