Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1979/528
K: 1980/29
T: 25.01.1980
DAVA : Tasarlayarak iki kişiyi öldürmekten sanık Osman'ın hükümlülüğüne dair (Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 16.3.1979 gün ve 179/87 sayılı hüküm kendiliğinden temyize tabi olup, müdahiller ve sanığıda temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek 25.10.1979 gün ve 2823/3968 sayılı ilam ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın, CMUK.nun 322. maddesi uyarınca özel daire onama kararına itiraz etmesi, onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması istemini bildiren 20.11.1979 gün ve 106 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Tasarlayarak iki kişiyi öldürmekten sanık Osman'ın TCK.nun 450/4-5, 59. maddeleri ile cezalandırılmasına ilişkin hüküm; özel dairece: (TCK.nun 450/5. maddesi aynı sebep ve kasıt altında birden ziyade adam öldürme suçlarında kabili tatbik olup herbiri müstakilen idamı müstelzim suçlarda tatbik yeri olmadığından sanığın her maktulden dolayı 450/4, 59. maddeleriyle tecziyesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı ise de; müdahillerin temyizinin şumülüne göre bozma sebebi yapılmadığı....) belirtilerek onanmıştır.
C. Başsavcılığı itirazında ise: hükmedilen müsbet ağır hapis cezasını olayların arzettiği vahamet derecesi itibariyle az bulan ve 59. maddenin yersiz uygulanmasiyle idam cezasının müebbet ağır hapse dönüştürülmesinin isabetsizliğine değinerek, inceleme sırasında re'sen tesadüf edilecek sair sebeplerin de nazara alınmak suretiyle sanığa tam ceza verilmesini isteyen temyiz itirazlarının; mahkemenin her maktülden dolayı 450/4-59. maddelerinin iki defa uygulandıktan sonra umumi hükümlere göre içtima ettirilmesi yerine yazılı şekilde 450. maddenin 5. bendiyle içtima ettirilmek suretiyle sanığa eksik ceza tayinine yol açan kanuna aykırı bir uygulamaı da kapsadığının kabulü gerekmektedir. Bu nedenle, eleştiri nedeni yapılan hususun bozma nedeni yapılması gerekeceği düşüncesiyle, özel daire kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosyaya, oluşa ve delillere göre: Sanığın çalışmakta olduğu çiftliğin sahibi M. Ali ile kahyası Kamil'in karısı ile ilişkileri olduğunu zan ve tahmin ederek şüphe ve kıskançlık sonucu her ikisini de öldürmeyi tasarladığı, olaydan 3-4 ay önce kendisine ayak bağı olmamaları için karısı ve çocuklarını İstanbul'a gönderdiği ve kararını icra etmek üzere uygun fırsat için maktulleri takip etmeye başladığı; olay günü elinde tahra olduğu halde çiftliğin bahçesinde çalışırken çiftlik sahibinin arabası ile geldiğini görerek yanına yaklaştığı, maktul çiftlik sahibi M. Ali'nin bir ara sanığa sırtını çevirmesinden yararlanarak aniden elindeki tahranın ağız kısmı ile onun kafasına müteaddit defalar vurup ağır şekilde yaralayıp yere düşürdüğü, kesin ölümünü sağlamak için boynuna da vurup kestiği, öldüğünü anlayınca üzerine ceketini örtüp otları yığarak görünmeyecek biçimde sakladığı; bilahare çiftlik binası önündeki havuz başına gelip kanlı tahrayı ve üzerindeki kan izlerini yıkadığı bir sandalyaya oturup sigara yaktığı, daha sonra çiftliğin diğer bölümüne giderek, tanık Davut'un da belirttiği gibi, adı geçen tanıkla birlikte olan maktul Kamil'e çiftlik sahibini kastederek "siçi çağırıyor, boru hatlarını değiştirecekmişsiniz" demek suretiyle Kamil'in de olay yerine gelmesini sağladığı, böylece yukarıda sözü edilen havuz başına gelen Kamil ve Davut'un çiftlik sahibinin nerede olduğunu sormalarına karşılık bir siyah taksi gelip Ali beyi alıp gittiğini söylediği, Davut'un su borularına bakmak üzere yanlarından ayrıldığı, sanık ve Kamil'in de meyva ağaçlarına bakmak üzere bahçeye gittikleri, önceden verdiği kararı icraya başlayan sanığın Kamil'e (ulan ben karıyı senin için mi aldım) diyerek elindeki tarha ile kafasına müdeaddit defalar vurarak onu da öldürdüğü ve cesedin üzerini otlarla örttüğü, tekrar havuz başına dönüp kanlı tarhayı ve elini yüzünü yıkadığı ve tarhayı çiftlik binası civarında bir yere toprağın altına koyarak sakladığı, o sırada yanına gelen Davut'a, Kamilin gittiğini söylediği, bilahare çiftliğin yanındaki Beta şirketine giderek şirket müdüründen borç para alıp Bursa'ya gelip bindiği bir otobüsle memleketine gittiği, 13.6.1976 tarihinde köyünde jandarmalar tarafından yakalandığı, böylece sanığın suç işleme niyetinde sebat ve israr ile fiili işlediği anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; sanığın her iki maktulü aynı kasıt altında tasarlayarak öldürdüğü kabul edilerek TCK.nun 450/4-5, 59. maddeleri ile müebbet ağır hapsine karar verilmiştir.
Bu hüküm müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinde: Hükmedilen müebbet ağır hapis cezasının olayların arzettiği vahamet derecesi itibariyle az olduğu, 59. maddenin yersiz uygulanmasıyla idam cezasının müebbet ağır hapse dönüştürülmesinin isabetsiz bulunduğu, inceleme sırasında re'sen tesadüf edilecek sair sebeplerin de gözönüne alınması suretiyle sanığa tam ceza verilmesi talep edilmiştir. C. Başsavcılığı itirazında da belirtildiği gibi, müdahillerin temyiz itirazlarının, sanığa eksik ceza tayinine yol açan kanuna aykırı bir uygulamayı da kapsadığında kuşku yoktur. Bu nedenle aleyhe temyiz bulunmadığından söz edilemez.
TCK.nun 450. maddesi adam öldürme cürmünün mevsuf hallerini göstermektedir. Bu maddenin her bir bendinde sayılan haller başlı başına idam cezasını gerekmektedir. Burada konumuzla ilgisi yönünden 4 ve 5. bendlerine kısaca değinilmesinde yarar vardır. 4. bend, öldürmenin tasarlanarak (taammüden) işlenmesi halini; 5. bend ise idam cezasını müstelzim olmayan aynı saikle birden ziyade kasten adam öldürme halini kapsamaktadır. Birden ziyade kimsenin öldürülmesinde ne ölenlerin sıfatlarından ve ne de eylemin işleniş biçiminden doğan bir teşdit sebebi yoktur. Yeterki birden ziyade kimse öldürülsün ve öldürme fiilleri aynı sebep ve saik altında işlenmiş bulunsun. 450. maddede adam öldürmenin mevsuf şekilleri sayılı ve sınırlı olarak on bend halinde gösterildiğine göre kanun koyucunun amacı her biri idam cezasını müstelzim birden ziyade adam öldürme suçlarının işlenmesi halinde her bir adam öldürmeden ayrı ayrı uyduğu bendlere göre ölüm cezası tayini gerektiği yolundadır. Olayımızda olduğu gibi, bir kaç şahsa karşı bir bendinin birden ziyade ihlal edilmiş bulunması halinde de aynı şekilde uygulama yapılması zorunluğu vardır. Yargıtay'ın kararlılık gösteren uygulaması da bu yoldadır. Hal böyle iken, özel daire kararında da belirtildiği gibi, sanığın her maktulden dolayı TCK.nun 450/4, 59. maddeleriyle tecziyesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
Bu nedenle, C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile özel dairenin onama kararının kaldırılmasına, müdahillerin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün gösterilen sebepten bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 25.10.1979 gün ve 2828/3968 sayılı onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün gösterilen sebepten BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 25.1.1980 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini